Emre ile hoş bahçesi olan bir kahvaltı evine gelmiştik. Siparişleri vermiş oturup konuşuyorduk. Emre ellerimi avucunun içine alıp öptü öptü ve öptü.
"Seni çok özlemişim Selin.Bırakma sakın beni bir daha."
"Üzmediğin sürece asla bırakmam. "
İkimizinde yüzünde bir tebessüm oluştu.
"Emre,Tuğçe ama bu işe pek sevinmeyecek ben şimdiden diyeyim de."
"Aman boşver. "
"Sonuçta o da bir kız ve onu anlıyorum. Emre o kız sana çok aşık. Aslında özünde iyi biri ama bunu güçlü olduğunu göstermek için dışa pek yansıtmıyor. "
"Yaptıklarından sonra onu affettiğime şükretsin o.Mutlu bir ilişkimiz varken aldattı. Hemde kiminle tahmin et."
"Kiminle?"
"Aliyle kardeşim dediğim adamla."
Emre'nin dedikleri bende şok etkisi yaratmıştı. Elimle ağzımı kapatıp şaşkın şaşkın bakmaya başladım.
"O gün doğum günümdü Selin aynı zamanda bizim 1. senemizdi. Bu partiye gelmedi. Alide yoktu...
Sonra Tuğçelerin evine gittiğimde kapı hafif aralıktı. İçeri girdiğimde odaya çıktım. Ve o görüntü. Aliyle beraber olmuşlardı. Kardeşim dediğim adam sevgilimi altında inletiyordu. Daha sonra beni fark ettiler. Tuğçe hemen kendini saklamaya çalıştı. Ali zorla yaptı falan diye. Ama herşey için çok geçti artık. Hatta Ali gel beraber inletelim dedi. O an anladım ki yanlış kişiye kardeşim demişim."Yerimden kalkıp Emre'ye sıkıca sarıldım.
"Emre ben bilmiyordum. Çok özür dilerim. "
"Şşth özür dileme. "
Emre'nin yanına oturdum. Koltuklar 2 kişilikti ama ben karşıya oturmaya tercih etmiştim. Şimdi ise Emre'nin yanına oturdum. Emre beni kendine çekip saçlarımı öpmeye başladı.
"Seni çok seviyorum Emre.İnan bana seni bırakmayacağım. Biz hep mutlu olacağız. Ve Tuğçe bunun hesabını verecek. O Ali de en ağır şekilde ödeyecek bunu."
"Sevgilim unut gitsin onları. Biz önümüze bakalım. "
Emre'nin dudağına ufak bir öpücük kondurdum çekileceğim sırada beni kendine bastırıp sertçe öpmeye başladı. Nefes nefese kaldığımız an geri çekildik.
"Artık bu dudaklar bana ait, benim mühürüm. Hiçbir erkek seni öpemez anladın mı?"
"Bu dudaklar sana ait."
Biz konuşurken kahvaltılar geldi. Büyük bir iştahla yemeye başladım. Hatta bir ara boğulacaktım. Öksürük ile karışık gülme krizine girdim.
"Kızım yavaş boğulacaksın."
Benim kahkahalarıma Emre'ninkiler de karışmaya başlamıştı...
1 Saat Sonra ;
Kahvaltı bitmiş hesabı ödeyip çıkmıştık. Emre'nin arabasına bindik.
"Seni nereye bırakayım güzellik?"
"Eve bıraksana beni."
"Peki."
"Akşam bir yemeğe ne dersin?"
"Vaay beni yemeğe çağırıyorsun demek."
"Evet sende gel. Annemle de tanış istiyorum. Hem Ali için de harika planlarım var."