Başlangıç

459 196 20
                                    

Yokluğun ne olduğunu bildiğim için varlıklı yaşayamıyorum.

Siyahın sakladığı kadar şey bildiğim halde beyaz gibi aydınlatamıyorum ya da koştuğum da değil yürüdüğüm de yoruluyorum.

şarkı söylüyorum her seferinde bir daha söyleyemeyecekmiş gibi. Özlemiyorum mesela, özleyecek bir şey, bir kişi beni bir yere bağlar ve ben ilerleyemem bilirim...

Elimdeki spreyi konuşturur gibi sıkıyorum duvara. Elimi her ne yana oynatsam bir sonraki kıtaya geçiyor anlatmak istediklerim. Ben yazıyorum veya da çiziyorum. Bir kız olarak yapabildiğim kadarını yapıyorum, kız olmam da değil sorun bir olmamda...

Duvara çizdiğim yüzü unutamayacaktım asla.

Diğerleri gibi utanmayacaktım da utanması gerekenin ismin yazıyordu karşımda. Tam da aklımdaki idam planları hazırken.

Birkaç adım geri gidip duvara bıraktığım rezilliğe baktım. Hatırlamak zorluyordu duygularımın değişmesini. Elimdeki spreyle duvara imzamı atıp spreyi çantama yolladım.

"Nasıl oluyor da her seferinde ağlamadan uzaklaşıyorsun bu sabilerden?"

Çantamı sırtıma takıp arkamı döndüm.

"Onlar ağlarlarken biz duyduk mu?"

"Ben duydum" dedi.

Tek kaşımı kaldırıp karşısına geçtim. "İçindeki yangın boğazını yakıyor ve sesini kalınlaştırıyor farkında değil misin?" gözlerim usulca gözlerine kaydı. Sanki.. sanki o acıyı o da biliyordu.

"Kimsin sen?" Buruk bir gülümsemeyle elini uzattı.

"Ben Athena tek başına yanmana razı olamadım Medusa."

Elini sıkarak güldüm. "Bence iyi anlaşacağımız pek söylenemez."

Bu sefer o da bana eşlik etti.

"Belki de içinde bir yerlerde benden bir şeyler vardır, ölmeyi beklemelisin."

Hoşuma gitmişti, fazlasıyla...

"Benimle gel" diyerek önden ilerledim. Bana uyarak arkamdan gelmesi tuhaf hissettirdi dorusu.

Önüne geldiğimiz binanın kapısını açıp içeri gelmesini söyledim.

Tebessüm ederek içeri girdi. Asansöre binip sekizinci kata çıktık.

"Burası neresi?" Alaycı bir itemle kızma Athena, burası senin bölgen."

Ellerimi iki yanımda sallayarak

"Beni sürüngen yapma olur mu." İkimiz de aynı anda kahkaha attık. Çatı katında asansör olmadığından bir kat merdiven çıktık. Cebimdeki anahtarla demir kapıyı açtım ve geçmesine müsaade ettim.

"Vay canına bir Athena nasıl olur da varlık içinde yokluk çekermiş anlayamıyorum."

Gülümseyerek çantamı sol tarafa doğru attım. Kapının sağ tarafında kalan balkonu gösterdim, "geçmez misin? ben bize kahve yapayım."

Dolgun dudaklarını öne büzdü. "Kahveleri ben yapsam olur mu?

Hem senin ellerin ağrımıştır."

Sonra gülerek sözüne devam etti, "bak çok güzel yaparım ona göre." Gözlerimle onaylayarak mutfağı gösterdim zaten mutfakta tam karşımızda salondaydı.

Daha önce hiç böyle bir samimiyetlik görmemiştim. Daha önce kimseyi evime sokmamıştım ya da evimde kahve yapmasına izin vermemiştim. Çabuk güvenmezdim ama bu kız da beni ona çeken bir duygu vardı ve hislerim pişman olmayacağımı söylüyordu.

BU SON MEDUSAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin