Sekizinci bölüm

18 1 1
                                    

Pınar ALTINTAŞ/, (DHA)- ANKARA'da sekreter, 27 yaşındaki Sibel Güneş, iş yerinin mutfağındaki doğal gaz borusuna kendisini asarak yaşamına son verdi.
Olay, merkez Bağlar İlçesi'nde ki Özay Sitesi'nde bir inşaat şirketinde bugün saat 14.00 sıralarında meydana geldi. Arkadaşları geldikleri şirkette Sibel Güneş'i, mutfak kısmında doğal gaz borusuna asılı olarak buldu. Arkadaşlarının haber vermesi üzerine gelen sağlık ve polis ekipleri sekreter Sibel Güneş'in öldüğünü belirledi. Olay yeri inceleme ekiplerinin yaptığı ilk çalışmada Güneş'in kendini mutfakta bulunan doğal gaz borusuna eşarpla astığı tespit edildi. Cesedi otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu'na götürülen Güneş'in intihar nedenini belirlemek için polisin çalışmaları sürüyor. 

Yankı yazdıklarını okudu ve yüzünü buruşturup yüzünü ellerinin arasına aldı. Yazdıklarını hiç beğenmemişti. Delete tuşuna basıp tüm yazdıklarını sildi. Yazdığı en kötü 4 yazı arasındaydı.

Ayağa kalkıp sehpayı ayağıyla itti. Anlamıyordu hiç bir şekilde. Notlarını tutmuştu. Taslağını kafasında kurgulamıştı. Şimdi ise tek yapması gereken şey oturup bunları duzene sokmaktı. "Lanet olsun!" dedi. Midesine bir bıçak saplamamıştı sanki. "Lanet olsun! LANET OLSUN!"

"Bir sorun mu var?"

Derin bir soluk aldı. Babasi kapının orda durmuş, ona bakıyordu "Hayır. Hiç bir sorun yok." Daha doğru yüksek sesle dile getirebileceği bir sorun yoktu. Yazmak zorundaydı. Ama bunu çözecekti. Buzdolabına gidip bir paket meyve suyu aldı. Aslında şarap ve ya birayı tercih ederdi ama daha öğlen dahi olmamıştı. Kendini kötü hissetmedikçe bütün gün içmezdi.

Karton kutuyu azına götürdü ve bir kaç yudum aldı. Soğuk meyve suyu boğazını yaktı ve ağzındaki panik tadı götürdü. Yankı'nın gözü buz dolabının üstünde duran beyaz ördeğe takıldı. Evin her tarafında boyle tahta ördekler vardı. Babasının bu merakının nerden geldiğini bilmiyordu. Şapkasının kenarından göz ucuyla kendisini süzen babasına döndü. "Her hangi bir konuda yardıma ihtiyacın var mi?"

"Bir az vaktin varsa, Zeynep icin aldığım bir şeyi taşımaya yardım edebilirsin. Ama sen çalışırken işini bölmekten nefret ediyorum."

Durmadan yazıp beğenmeyip silmeye çalışmak denirse tabi. Yankı ağzını kolunun tersiyle silip kutuyu mutfakta ki çöpe attı.

"Ne taşınacak?"

"Takı dolabı."

Yankı küçük mutfaktan çıkıp babasını takip etti. Bahçede yan yana yürüdüler. Kusursuz bi baba oğul tablosu olabilirdi ama hiç öyle değildi.

"Hava güzel olacak," dedi Yankı, keni arabasının yanına park edilmiş siyah arabaya doğru yürürken.

"Evet,  hava durumunda sıcaklığın artıcağı söylendi," diye karşılık verdi babası.

Rahatsız edici bir sessizlik oldu. Yankı yaşlı adamla konuşurken neden böyle zorlandığını bilmiyordu. Daha önce devle başkanlarıyla, seri katilleri, dini ve askeri liderlerle röportaj yapmıştı ama kendi babasına ne söyleyeceğini, ne soracağını bilmiyordu. Babasının da aynı durumda olduğu belliydi.

Birlikte ana binaya yürüdüler. Yankı, sebebini bilemeksizin, gri tişörtünü  kot pantolonunun içine soktu ve parmaklarıyla saçını düzeltti. Babası da şapkasını çıkardı.

Babası kapıyı açtı. Taş merdivenlerden çıkıp yatak odasına indiler. Hala konuşmuyorlardı. İkisi de birbirinin yanında olmaktan rahatsızdı sanki. "Burdan bi an önce gitmeliyim," diye düşündü Yankı. Evinde onu bekleyen bir sürü şey varken, burada kalıp babası ile zorla iletişim kurmaya çalışması çok saçmaydı. Daha annesinin evini satışa çıkarması ve hayatına devam etmesi gerekiyordu. Üç gündür buradaydı. Bu, bir diyolog kurmaya yetecek bir süreydi. Ama olamıyordu. Babasının takı dolabını  taşımasına yardım edecek, sonra da gidip eşyalarını toplayacaktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 24, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İçinde Sen VardınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin