"Neden böyle bir yerde olduğum konusunda hiçbir fikrim yoktu. En son kanatları olan bir tek boynuzlu ile uçuş yapıyorduk ve atımın kanadı kopmuştu. Geldiğim yere tekrar baktım. Hava kararmıştı ve pek net seçilmiyordu nesneler. Karşımda duran ağaca dikkatle baktım. Nedense içgüdüsel olarak oraya yönlendim. Ağaca çok yaklaştığımda artık herşey daha netti. Ağaca yaslanmış öylece duran birisi vardı. Ama arkası dönüktü. Kapüşonlusunu takmıştı. Bu yüzden kız veya erkek diyemiyordum. Omzuna hafifçe dokundum. Çok havalı bir şekilde bana döndü.
Karşımdaki kişi bir erkekti. Etkileyici bakışları vardı. Aslında daha çok bıkmışlık okunuyordu gözlerinde, gözleri renkli değil gibiydi ama tam seçemiyordum. Dudakları çok güzeldi. Burun yapısına kadar mükemmeldi. Ben hayranlıkla onu izlerken ağzını yavaşça açtı, ses tonunu çok merak etmiştim. Ağzından dökülecek sihirli kelimeleri dikkatle dinlemeye hazırlanmıştım ki "Ne var?" Dedi. Bu kadar da kaba olunmazdı ki! Ben ağzım açık şaşkınlıkla ona bakarken oradan bembeyaz bir at üzerinde sarışın ve mükemmel görüntüye sahip bir kız geldi. Atından inecekken o ağaç parçası koşarak kızın inmesine yardımcı oldu. Kızın elini tuttu ve kendine çekti"
"Ablaaaa uyansana ya, gerizekalı mısın sen??"
Ah, Sıla ah. Sıla'ya kızıyorum ama eğer o olmasa muhtemelen her gün okula geç kalırım ve hayallerime elveda derim. Sizlere kendimi tanıtmayı unuttum, ben İlayda. B... Anadolu Lisesi son sınıf öğrencisiyim. Sıla benim kardeşim. Annem ve babam ayrılar. Annem çok iyi bir anne olmasa da mükemmel bir kadındır. Simsiyah saçları beline kadar uzanır, bembeyaz bir teni ve simsiyah gözleri vardır. Çok güzel ve genç bir kadındır. Genç yaşta hata olarak gördüğü evliliği yapmış ve o evlilikten iki çocuğu olmuş. Ben ve kardeşim Sıla.Benim kahverengi saçlarım ve kahverengi gözlerim baba tarafından aldığım özelliklerdir. Zaten onlarla ortak olan başka bir konumuz yok. Annem yıllar geçmesine rağmen babamı hala unutamadı. Onu hep seveceğini ve bir daha aşık olamayacağını düşünür. Oysa babamın aklına bile gelmiyor annem. Tabi yanındaki o cadı Sümeyye'den zaman bulamıyor.
Cadı Sümeyye ben liseye yeni geçeceğim sene bizim eve gelmişti. O gün bana "annen olacağımı öğrendiğin zaman da bu kadar kötü davranabilecek misin bana, canım kızım?" Demişti. Annem ve babamı ayırdı ama babamla evlenmemesi için herşeyi yaparım. Evet, bu doğru. Henüz evli değiller. Ayrıca aynı evde yaşıyorlar. Tam bir pislik olan babamın onu da aldatmasını öyle içtenlikle diliyorum ki. Bunun için beni yargılayabilirsiniz ama haklı olduğumu düşünüyorum.
Sıla ise benden 2 yaş küçük. Annem genelde işte olduğu için birbirimize bakmaktan başka çaremiz yok. Ve eminim bu sabah da mısır gevreğine mecburduk. Sıla asla yemek yapmazdı. Çünkü ne zaman yemek veya tatlı yapmaya kalksa mutfakta bir savaş çıkmış gibi oluyordu. Ne kadar uzak durursa o kadar iyiydi açıkçası.
Yatağımdan kalkarken havanın soğukluğu vücudum ile temas ettiğinde irkildim. Ne yani? Annem yine doğalgazı açmayı unutmuş ve evden öylece apar topar çıkmış olmalıydı.
Beyaz lakosumun üzerine siyah uzun bir kazak ve altıma siyah kanvas okul pantolonumu giydim. Henüz bir bot veya çizme almamış olduğum için spor ayakkabımın içine soğuğun net bir şekilde gireceğini biliyordum. Bu yüzden iki kat ince siyah çoraplarımı giydim. Okulda beni havalı birisi zannediyorlardı. Ah bu hallerimi görseler bir de (!)
Beni yargılayan çok fazla insan vardı. Bu zamana kadar hiçkimse ile çıkmamıştım. Garip değil mi? Bence değil. Herkes benim okuldakileri beğenmediğim ve bu yüzden dışarıdan sevgili yaptığımı söylüyordu. Onlara hesap verme gereği görmüyordum. Ben her zaman sadece ailem ve derslerim hakkında düşünürüm. Kardeşimi kurtarabileceğim bir şekilde yaşamam gerekiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüyada Bir Ağaç Parçası
Fiksi RemajaDikkat: Bu kitapta ezilen bir kadın YOK! Bu kitapta sizin hormonlarınızı tatmin edecek bölümler YOK! Bu kitapta sahtelik YOK! Alışılmışlıklar, klişeler YOK! Bu kitapta kendi düşüncelerini ifade edebilen bir ana karakter VAR! Bu kitapta aşk dışında b...