Emir sinirden kuduruyordu. Evden dışarı atmıştı kendini. Yoksa hiç iyi şeyler olmayacaktı. O sinirliydi, Tuğçe sinirliydi ikiside birbirine bağırıp çağıracak, birbirlerini kıracak kötü sôzler sôyleyeceklerdi bunu da biliyordu. Bunların yaşanmaması için bir tarafın orayı terk etmesi daha mantıklı gelmişti Emir'e. Yeliz'in Tuğçe ne diyerek bôyle sinirlendirdiğini bilmiyordu ama bir şeyler çevirip, uydurduğu kesindi. O yılan, babasına oyun oynuyordu. Emir bunu fark etmişken, babasına söylemişken neden inanmıyordu ona. Oğluna değilde beş ay önce tanıdığı bir kıza inanıyordu. O kızın oyununu bozacaktı. O çocuğun babasından olmadığını haykırıyordu içinden bir ses. Aklına gelen düşünceyle arabasının yönünü babasının kaldığı otele çevirdi.
Otele geldiğinde arabayı valeye bırakıp içeri girdi. Görevliye babasını sordu.
Kemal otelin kafesinde sakin bir köşede oturmuş düşünüyordu. Yeliz nereye gitmişti? İşlerini sırf Yeliz'i yalnız bırakmamak için erken bitirmişti. Otele geldiğinde de Yeliz'i odada bulamamıştı. Halbuki Yeliz çok yorgun olduğunu, uyuyup dinleneceğini söylemişti. Otel görevlilerinden birine Yeliz'i sorduğunda adamın söyledikleriyle biraz sinirlenmişti Yeliz'e. Otelden çıkarken görevliye "Eğer Kemal arayıp da beni sorarsa odamda olduğumu söylersin" demiş. Neden böyle bir şey yapmıştı ki Yeliz? Neden yalan söylüyordu. Kemal'in yalana tahammülü olmadığını biliyordu. Tüm bunları düşünmekten kafası karışmıştı. Üstelik Yeliz nereye gittiyse henüz gelmemişti ve telefonlarınada cevap vermiyordu. Açıktı. Kapalı olsa şarjı bitmiş diye düşünebilirdi ama açık olduğu halde cevap vermemesi endişelenmesine sebep oluyordu. Hamile bir kadındı hemde.Emir kafeye girdiğinde gôzleri babasını aradı. Çok kalabalık değildi. En köşede oturan babasını gördüğünde adımlarını ona doğru yönlendirdi.
Kemal yere sabitlediği bakışlarını yanına birinin gelmesiyle bakışlarını heyecenla kaldırdı. Yeliz'in geldiğini düşünürken Emir'i görmesiyle hayal kırıklığı yaşamıştı."Oturabilir miyim?"
Emir eliyle çektiği sandalyeyi işaret ederek sordu. Kemal ise başıyla onayladı. Oturduğu yerde kendini toparlayarak biraz daha dikleşti Kemal.
"Yeliz yok mu?"
diye etrafına bakınarak sordu Emir.
"Hayır. Yok."
diyerek cevap verdi Kemal. Neden Emir buraya gelmişti? Yine öfkesini kusmaya mı gelmişti?
Yeliz'in neden burada olmadığına bir anlam çıkarmaya çalışıyordu Emir. En son onu evden kovmuştu. Sonrada kendisi Tuğçe'yle biraz tartışmış ve evden çıkmıştı. Yeliz yine bir işler çeviriyor olmalı diye düşündü Emir.
"Baba seninle ciddi bir konu konuşacağım. İster dediklerimi yap ister yapma ama beni bir kere dinlemek zorundasın."
Emir aklındaki fikri babasınada söylemek için buraya gelmişti. Her ne kadar babasının aşkından kör olmuş gôzünü açamasa da gerçekleri ona anlatamasada belki bu söyleyeceği şeye ikna olabilirdi. Çok da zannetmiyordu ikna olup da Emir'i dinleyeceğini ama denemekten zarar gelmezdi.
"Konu yine Yelizle ilgili değil mi?"
Kemal nefesini seslice verdi. Yeliz konusunu Emirle konuşmaktan sıkılmıştı. Gerçi bu konuyu konuşamıyorlardı bile. Bu konu ne zaman açılsa Emir devamlı Yeliz hakkında kötü şeyler söylüyordu ve Kemal de buna sinirlenip ortalığı ayağa kaldırıyordu.
"Evet. Konu Yelizle ilgili."
Emir bu konuyu konuşmaktan hiç sıkılmamıştı. Sıkılmayacaktı da. Babası gerçekleri görene kadar uğraşacaktı. Yeliz'in babasını kandırmasına müsade etmeyecekti. Tabi bir de Tuğçe vardı. Ona ne dediğini, ne yaptığını da bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbim Sana Emanet
RomanceAilenizi kaybettiniz! Kaybedecek hiçbir şeyinizin kalmadığını düşündüğünüz anda karşınıza çıkan bir umut olsa? Bunca yıldır uzaktan sevdiğiniz insanın en zor anınızda onun da sizi sevdiğini öğrenseniz ve aşkınız karşılıklı olsa? Her şey çok güzel g...