2.

16 3 0
                                    

Annemi ve babamı soğuk toprağa bırakıp dönüşümün tam dokuzuncu günü bugün , yedi gün boyunca evde dualar okundu. Yedinci günün sonunda emlakçıyı arayıp bütün ev ve yazlıkları satılığa çıkarmasını söyledim. Arabalarıda internetten satışa koydum. Ailemle anılarımızın olduğu hiçbir şeyi görmek istemiyordum.

Derin ' de böyle istemişti. zaten günlerdir söylediği tek şey bu oldu. '' Abla gidelim bu evden. '' 

Bir dahada ne konuştu ne de güldü. 

Bugün bütün günümü Derin'e ayırdım. Kendi acımı unutup onu güldürmek için elimde geleni yaptım ama nafile yüzü bir türlü gülmedi. Avm avm gezip bir sürü alışveriş yaptım ama hiç birini istemedi , en sevdiği şey olan hamburgeri bile elinin tersiyle itti. En son pes edip eve getirdim zaten yorgun düşmüş olacak ki hemen yatıp uyudu. Bende bir sigara yakıp bahçeye çıktım. Babam sigara içtiğimi görse kesin çok üzülürdü ah babam benim .. 

Gözüme kırık sallanan koltuk ilişince o tarafa yürüdüm. Canlarımı uğurlamadan henüz iki gün önce kırmıştık. Annem ve babamın sarılıp oturduklarını görünce yaramazlık yapıp Derinle beraber üstlerine atladık ama hepimizi kaldıramamış olucak ki yeri boyladık. O anlar , kahkaha eşliğinde yerden kalkışımız aklıma gelince gözlerime gözyaşları hücum etti. Elimin tersiyle silip sigaradan derin bir nefes çektim ve yere atıp üzerine bastım. Bir süre daha bahçede gözlerimi gezdirdikten sonra içeriye girdim. Yeni bir ev almıştım bile şuan ki koca villamızın aksine ufak bi apartman dairesiydi, artık iki kişi olacağımız için fazla büyük bir eve ihtiyacımız yoktu.  Evin eşyaları için bir mağazaya gidip hepsini tek seferde ordan alıp evin adresini vererek ayrıldım. Bunların hepsini dün yapmıştım ve yarın eşyalar gelecekti ev sıfır daire olduğu için tamiratlık bir işi yoktu sadece temizlik gerekiyordu ve onun içinde bugün iki kadın yönlendirmiştim. Geriye sadece eşyalarımızı toplayıp oraya gitmemiz kalıyordu.

Hızlı adımlarla anne ve babamın yatak odalarına gittim. Duvarda asılı olan büyük düğün fotoğrafını alıp odadan çıktım. Bütün kıyafetlerini ölümlerinin üçüncü gününde bir yardım kuruma bağışlamıştım. Annemin takı mücevherlerini ve babamın pahalı saat koleksiyonunu da  bankada altın hesabı açtırıp oraya koymuştum. 

Sırada babamın çalışma odası vardı buraya kimseyi sokmaz rahatız edilmek istemezdi. Ölümünün ardından da hiç giren olmamıştı , anahtarı sakladığı yerden alıp kapıyı açtım içerisi hala babam kokuyordu. Derin bir nefes alıp masasına yürüdüm , masada en son içtiği kahvenin bardağı hala duruyordu ve bir küllük yanında da sigara paketi ile üzerinde ALTINSOY yazan gümüş rengi bir çakmak .. 

Babam sigara mı içiyordu yani ? 18 yaşındayım ve bu yaşıma kadar ne kokusunu almış ne bir kere elinde görmüştüm. Belki de oda benim gibi tek tük içiyordu. Çakmağını alıp cebime attım ve masadaki kağıtları incelemeye başladım. Hepsi işle ilgili şeylerdi hepsini toplayıp bir dosyaya koydum diğer dosyalarıda raftan çıkartıp masanın üzerine koydum. Açıkçası bunlar ne işe yarar hiç bir fikrim yoktu ama babamın sağ kolu aynı zamanda en iyi arkadaşı  olan Orhan abiye verecektim. Çünkü babamdan sonra şirketin başına o geçecekti. Çekmeceleri de kontrol edip tek tek önemli olanları ayırdım tek bir çekmece kalmıştı fakat kilitliydi ve anahtarının yerini ben bile bilmiyordum. Burayı mutlaka açmalıydım , babamın benden bile sakladığı bir çekmece olduğuna göre çok önemli şeyler olabilirdi.  

Hızlıca odanın her yerini aradım artık yorgunluktan pes edip yere boylu boyunca uzandım. o sırada lambadaki bir ayrıntı dikkatimi çekti ve hızlıca kalkıp sandalye çektim. Üzerine çıkıp tas şeklinde olan lambanın içine baktım.
İşte bu !
Anahtar buradaydı. !
Hemen anahtarı alıp çekmeceyi açtım. Sadece ufacık bir kağıt parçası vardı ve üzerinde '' ÇİZDİĞİN EN GÜZEL RESİM '' yazıyordu. Ne demek şimdi bu ? Ben resim çizmeyi beceremem ki .

Ayrıca ne anlama geliyordu ve anlamsız bir kağıt parçasını bu kadar gizlemenin amacı neydi ?

Saatlerce odada oturup düşündüm ama tek mantıklı açıklama bulamadım. Yarın evi boşaltıp gidecektik ve eğer bu gece bu sırrı çözemezsem belki bir daha asla çözemeyecektim.

Ama burda oturmamında bir faydası olmadığını farkedince hiç değilse evdeki diğer işlerimi hallediyim o arada biraz daha düşünürüm diye mırıldanıp dosyaları alarak odadan çıktım. Dosyaları bir bavula koyup odaya geri döndüm duvardaki aile fotoğrafımızı da alıp tam çıkacaktım ki duvardaki ufak çizgi bi anda dikkatimi çekti. Normal zamanda asla dikkatimi çekmeyecek olan incecik bir çizgi ama kendimi birşeyler bulmaya o kadar odaklamışım ki 18 senedir yaşadığım evde yeni yeni yerler keşfediyordum. Önce kasa olabilir diye düşündüm ama şifre yazacak bir yer yoktu. Belki gizli bir kapı falan olabilirdi ama nasıl açılacğını bilmiyordum.
Duvara yavaşta bir kaç kez tıklattım , içi boş bir ses çıkıyordu çizginin dışında kalan tarafa da tıklattım ama burdan daha tok bir ses çıktı. Artık kesin emin oldum burda birşey var. 

Ne yapacağımı bilmez bir şekilde biraz evin i.inde dolandım sonra aklıma gelen fikirle bahçeye çıkıp takım çantasından koca bir çekiç aldım.
Odaya geri dönüp çizginin olduğu yere defalarca vurdum.

Önce biraz sıva döküldü yarım saat süren uğraşım sonunda kırmayı başardım.

İçeride öyle büyük bir oda bir geçit falan yoktu sadece kasa sığabilecek büyüklükte bir boşluk var içinde kasa !!

Baba gerçekten mi ?

Devlet sırrımı saklıyoruz bu ne ? 

Kasayı açmaya çalıştım ama ne yazsam bir türlü doğrulanmıyordu.

Evlilik yıldönümü benim doğumum annemin doğumu babamın doğumu Derin 'in doğumu şirketin kuruluşu hatta Beşiktaş'ın kuruluşunu bile denedim olmadı.

Saate baktığımda gece üçe geliyordu ve acilen burada işimi halledip diğer işlerimi yapmalıydım.

Oflayarak yere oturup bir sigara yakmak için elimi cebime attım. Cebimden çıkan demin ki kağıt parçasına dikkatlice baktım.
'' ÇİZDİĞİN EN GÜZEL ŞEY '' 

Şifre bununla ilgili olabilirdi.
Düşün Ahsen düşün.

Çizdiğin en güzel şey .. 

Düşün..

İyi de ben hiç bir şey çizemem ki ilkokuldayken bu yüzden öğretmenim kızmıştı hatta bende eve gelip saatlerce ağlamıştım. Babamda üzülme bende beceremem ama sana tavşan çizmeyi öğretebilirim deyip 62 de tavşan çizmeyi göstermişti.

Yapıncada aferin benim kızıma bak ne güzel oldu deyip öpmüştü.

Tabi ya !
Çizdiğim en güzel şey tavşan 

62 ' den tavşan 

ŞİFRE 62 !! 

Hemen dönüp kasaya 6262 yazdım ve açılmasını bekledim.

Tahmin ettiğim gibi kasa açıldı.

İçerisinde ise bir sürü kağıt , evrak , cd ve bir zarf vardı.
Zarfın üzerinde ise VASİYETNAME yazısı , ve zarfın altında bir fotoğraf.
En fazla 4 5 yaşlarında ufak bir erkek çocuğu ..

Bu ne demek şimdi , çocuk kim ve babam neden bu kadar saklama geri duydu anlam veremeyerek biraz şaşkınlık biraz merak biraz korkuyla zarfı açtım ve okumaya başladım. 

CANIM KIZIM..


MİRAS KALAN İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin