Annem ben gittikten sonra çalıştığı yere taşınmış ve bu benim sinirimi bozdu tabii. Kendime uygun daire aramaya başladım. Annem ise beni zorladı orada kalmam için kabul etmek zorunda kaldım. Eve geldiğimde ev tam bir saray yavrusuydu harikaydı bu bir rüya olmalıydı ama kendimi fazla kaptırmamalıyım nede olsa hizmetçi parçasının kızıydım. Etrafı süzdükten sonra bize verilen odaya gittim. Leş gibi bi odaydı resmen bize depoyu oda olarak vermişlerdi anneme baya mızmızlandım. 2 saniyelik bakışmadan sonra omzuma bir güzel geçirdi. Eli baya ağırmış. bağırdım ve tabiki bir daha vurdu. En iyisi susmak yoksa yakında kol felci geçiricem. Ertesi gün okul için hazırlandım erken kalktım çünkü burdakilere pek gözükmemem gerekiyormuş. Bende onları görmek istemiyorum açıkçası işime geldiği için sesimi çıkarmadım. Okula doğru ilerlemeye başladım. Arkamdan sanki biri geliyordu hissediyordum ve bilin bakalım kim Luck. Sinir bozucu bir kişiliği vardı. Benden hoşlandığını söylediğinden beri pek görüşmedik.
* * *
Okul bahçesin de deli gibi arkadaşımı arıyordum.
Aramaktan vazgeçip mesaj atmaya karar verdim. mesaj yazarken kendimi büyük kalabalığın ortasında buldum. Bu neydi şimdi Yinemi o böbrek hırsızı ona baktım bana sırıttı ama Yine de yüzün de ciddi bir duygu vardı. Sol tarafa baktığımda ise yabancı biri luck a bakıp pis pis sırıtıyordu. Hiç hoş bir manzara değildi gerçekten tamda o pis bakışları bölüyordum ikiside bana öldürecekmiş gibi bakıyordu. Sonunda arkadaşım gelmiş,oda bizi izliyordu. Ben ortadan çekildim ve o pis bakışlı çocuk hemen bir şeyler söyledi. "Selam Luck seni burda görmek ne kadar hoş seni sürgün edilmiş sanıyordum buraya gelmekle hata ettiğini düşünüyorum" cidden çok saçma konuşuyordu. Luck beni şaşırtan bir cevap verdi. "Sahibi olduğum okulda olmam gayet normal değil mi sence de?" Yuh bu okulun sahibi cidden o muydu ne diye gidip hayatını yaşamıyordu ki? Hepimiz şaşkınlıkla izliyorduk. Herkes o çocuktan cevap gelmesini bekliyordu. Luck acayip havalıydı ve cevabı dinlemeden sınıfına gitmişti. Herkes dağıldı ben de sınıfa gittim. Okulun sınıfı bile harikaydı ama benim üniformam yoktu bu kötü hissettiriyordu. Bir an önce almalıydım. Evet gelelim nasıl bu okula geldiğime meğersem okulun sahibi Luck un babasıymış ve ben onlarda kalıyorum diye beni en yakın okula kaydettirmiş hıh ne centilmence bir hareket Luck neden babasına çekmemiş ki ?? her neyse gelelim benim sorunuma,üniformamı almak için akşam saat 7:00 de yola koyuldum karşımda gördüğüm o manzarayla şoku atlatmam zor oldu Luck un nişanlısı Yeni üniforma almak için dükkana girmeye niyetlenmişti. Bana bakıp iğrenç bir gülümseme attı kötü hissetim ne yani üniforma alamazmıydım her neyse belki bahsetmemişimdir aynı uçaktaydık ve benim en önemli olan formumu alıp bunu benden daha sonra alırsın demişti. Bende onun üniformasında ki yaka kartını alıp , bunu benden daha sonra alırsın diyip içeri girdim. Dışarı çıktığımda üniformanın fiyatını aklımda tekrar tekrar geçirip şoka giriyordum. Rachel ile tartışmamızı okulda Luck'a sataşan o çocuk görmüş ve peşimden gelmiş. motoru önüme park etmişti ona bakıp "önümden çekil" dedim sert bir şekilde. O kollarıyla saçma sapan şeyler yapıp"vay bu kadar yolu kaplıyor muyum?" Diyerek dalga geçti ona aldırmadan önünden gidicektim ki "Rachel e yaptığın baya iyiydi hoşuma gitti açıkcası o kızın götünün indirilmesi gerek ve bunu sen başarabilirsin gibi" diyince sinirlendim ve ona cevaben "bana bak ukala bozuntusu kimsenin egosu beni ilgilendirmez ve yeterince sorun ile uğraşıyorum bir tane şimarık zengin çocuğu ile uğraşacak vaktim yok iyi akşamlar" diyip yoluma koyuldum. Eve vardığımda annem kapıdan içeri girmeme izin vermeden bir yere yolladı Mahzen miş vay Canına şarap mahsenleri bile var inanılmaz kendi kendime konuşma seansı başladı bile Harika mahsenleri var ama bahçelerinde ışık bile yok dedim sanırım sesli düşündüm çünkü biri bahçe Işık'larını yakmıştı herneyse şu mahsen denilen yere gidip bir an önce şu işi halletmek istiyorum. Mahsene indim bir sürü sayısız bira inanılmazdı resmen bir tane daha ev olurdu oradan. annemin söylediği 742 noldu şarabı alıp etrafı gezdim yemin ederim Harika bir çalışma yeri buldum dedim içimden. Arkamı döndüğümde bi adam vardı çığlık atmamak için zor durdurdum kendimi bana gülümseyip "sakin ol evin büyük oğluyum" dedi.aklıma direk evde bir küçük erkek yani bir baş belası olduğu geldi. Neyse bende bu evde hizmetçinin kızıyım mı demeliyim? ne diyeceğimi bilmiyorum. "Bende cassie memnun oldum" diyip doğruca eve gittim anneme şarabı verip telefonuma gelen bildirimlerime baktım fotoğrafıma kendim tarafından yorum yapılmış. napıyorsun diye yorum bırakılmış. Bende su içiyorum yazdım ve hesabımdakinin kim olduğunu biliyordum. Tabii ki Luck ondan başkası olamaz..Luck'dan
Fotoğrafına yorum yapmıştım o ise su içiyorum yazmış. onun benim evimde olduğunu öğrenmenin tek yolu mutfağı kontrol etmekti. Korkar adımlar ile mutfağa doğru yöneldim. Bu evde yaşadığımı bilmesini istemiyorum. Mutfak kapısını araladım ve o cassie, su içiyordu. Hemde benim evimin mutfağında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Heirs
Teen FictionUmarım sürükleyici olmuştur iyi okumalar ve lütfen yorum yapın ❤️❤️❤️❤️❤️