-5.Bölüm-

397 39 22
                                    

Vücudumda ki tüm kemikler kırılırcasına ağrıyordu.Üstümde ki kıyafetler dünden beri ıslaklığını kaybetmemiş hatta daha yeni ıslanmışçasına üşümemi sağlamışlardı.

Ağrıyan başımı tuta tuta merdivenlerden inmeye başladım.Evdeki sessizlik dikkatimi çekerken Erimlerin nerede olduğunu merak ediyordum.Ta ki güzel bir kahvaltı ve notla karşılaşana kadar.

'Simay, Yalımlarla beraber bende Itır'ı bir yere götüreceğim.Uyanınca beni ara Seni Seviyoruz.

En sevdiğin biricik tek ikizin Erim.'

Notu bir kenara attım ve donatılmış masadan iki zeytin attım ağzıma.Çekirdeklerini çıkarırken tüm gün sıkıntıdan patlama planı yapıyordum.Hasta olmayada başlamışken acaba ne yapabilirdim? Gözüm anlık olarak bileğimdeki çiziklere kaydı.Asla izi geçmeyecek çiziklere...Benim dışımda kimse bilemezdi o çiziklerin herbirinin bir şeyi simgelediğini.

Telefonumun çalması ile gözlerimi bileklerimden çektim ve arayan kişiye baktım.

Güney.

On saniye önce atmayan kalbimin bir anda canlanması ne anlama geliyordu?Az önce sızlamayan bileklerimin sızlamaya başlaması peki.Hissetmeyi unuttuğum duyguları hissetmeme ne demeliydik?

Daha fazla bekletmeden açtım telefonu.Kulağıma ilk dolan ses oflama sesiydi.Bu bıkmışlığın arka planında ise çocuk ve kahkaha sesleri vardı.

"Talya ile parka geldik.Erim'e sordum sende evdeymişsin gelsene.Burda delirmek üzereyim."

Talya ile demişti.Onun için kendine çok zıt düşen bir yere gitmişti.Buna mı takılmalıydım yoksa beni sıkıldığı için aramasına mı? Uzun zamandan beri ilk kez bu kadar çelişki yaşadığımı fark ettim.Bu ben değildim.Ben düşünmezdim, bırakırdım hayat ne getirirse yaşardım.Ve şimdi de öyle yapacaktım.

"Sen sıkıldıysan bende sıkılırım.Neden geleyim?"

"Hikayemi anlatmaya bir yerden başlamalıyım sonuçta değil mi? Adresi mesaj olarak atarım."

Ve yüzüme kapanan bir telefon.Beni nereden vuracağını iyi biliyordu.Gerçekten merak ediyordum hikayesini.

Kendimden beklenmeyecek bir hızla kendimi banyoya attım.Üstümdekileri bir çırpıda çıkarırken hasta olmanın ilk belirtisi olan hapşırmalarım başladı.

Hasta olmayı hiç önemsemeden buz gibi suya girdim.Acılarımı unutturan en sevdiğim sıcaklığa..Ne zaman canım acısa saatlerce otururdum soğuk suda.Ama şimdi ilk kez soğuk suyuma ihanet ettim ve acılarım için değil içimde yeşeren umutlarım için girdim.

Saçımı ve vücudumu çeviklikle durulurken telefonuma mesaj sesi geldi.Büyük ihtimalle Güney yeri mesaj atmıştı.Bu kadar küçük olan bir şey bile beni daha çok hızlandırmıştı.Saçlarımı havluya sardım ve vücudumu kuruladım.Odama dönüp iç çamaşırlarımı giyerken bir bildirim sesi daha geldi.Yarı çıplak bir halde telefona gelen bildirime baktım.

Gönderen:Erim
Çoktan uyandığını biliyorum.Müsaitsen arasana.

"Valla sana zaman ayıracak kadar müsait değilim."dedim kendi kendime.Ben az önce kendi kendime mi konuşmuştum.İyice kafayı yiyor olmalıydım.

Odama geri döndüm ve dolaptan çıkarttığım siyah kot pantolonla siyah kısa kollu Erim'in tişörtünü giyindim.Tişörtü kotumun içine sokuştururken göz ucuyla saate baktım.

11.45

Normal zamanda olsam kimse beni pazar günü bu saatte evden çıkaramazdı.Ama o kimse değildi, o Güney'di...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 26, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Başrol ♣️.   [Ara Verildi.]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin