Yoongi, bir süre odasında bekledikten sonra Jimin'i bulmak umuduyla hastaneden dışarı çıktı. Kendisinin çıkmasında bir sorun yoktu fakat Jimin'in iyiliği için hemşireler veya çocuğun ailesinin gözetimi dışında hastane bahçesinin uzağına veya bahçeye çıkmasına pek izin verilmiyordu.
Jimin, ilaç tedavisinin sonlarına yaklaştığı bu günlerde iyice halsizleşmiş ve bitkin düşmüştü. İlaçların etkisini göstermesiyle birlikte vücudu zorlanmaya başlamıştı. Gördüğü bakım bebekten farksızdı. Onunla ilgilenen Hyeri hemşire ise görevini gereğiyle yerine getiriyordu. Bunu yapmasında hem Jimin'i çok sevmesi hem de işine saygı duyması büyük bir etkendi. Çocuğun ve ilgilendiği diğer hastaların iyileşip sağlığına kavuşması için elinden geleni yapmaya devam edecekti.
Yoongi, hastane kapısından dışarı adımını atar atmaz yüzüne yediği keskin soğuk nedeniyle ürpermişti. Üzerine giydiği ince mont maalesef esen rüzgarın şiddetini pek azaltamıyordu. Turkuaz saçlarına ellerini daldırdıktan sonra rüzgarda dağılan tutamları düzelterek ilerledi.
Jimin'in ona yalan söylemiş olmasını diliyordu. Çevreden uzaklaşmadığını ve buralarda olduğunu, sessiz bir bankta dinlendiğini...
Hastane bahçesinden çıkıp ana caddeye giden yola saptı. Onu nerede bulabileceği hakkında bir fikri yoktu. Ne üzerine giydiği kıyafetleri biliyordu ne de uğradığı yerleri. Ona bu kadar değer verirken Jimin'in sanki inat eder gibi kendi sözünden çıkmasını hazmedemiyordu. Ne söylerse söylesin onun iyiliği için dediğinden, Jimin'in ona uymayıp aksini yapması iyi değildi.
Ne yapacağını bilemeden ilerledi sokaklarda. Bazen Jimin'in gidebileceği dükkanlara girip her yeri tarıyordu. Onun yalnızca kolyeyi aramak için dışarı çıkmadığından adı kadar emindi. Yalnız kalmak istediğini anlayabiliyordu, hak veriyordu da. Fakat en azından şimdilik kendini tehlikeye atacak durumlardan uzak durmalıydı.
Uzun yürüyüşler ardından saatine baktı. Jimin ile mesajlaşmalarından sonra tam 1 saat geçmişti. Şimdiye kadar hastaneye dönmüş olduğunu düşündü. Ama bundan emin olmak için ona birkaç mesaj gönderdi. Eğer hala dönmediyse ve kendi olduğu yere yakınsa, birlikte dönebileceklerini düşünmüştü.
Mesajı gönderdikten sonra üşüyen ellerini ceplerine soktu ve bir ağacın altında cevabın gelmesini bekledi. Jimin genelde kısa sürede cevap attığı için bekleyip ona göre hareket etmeye karar vermişti Yoongi.
Fakat geçen 10 dakikanın ardından hala tık yoktu. Seri hareketlerle dar cebinden telefonu avuçlayıp rehberine girdi ve arama tuşuna bastı. Eğer Jimin aramasını cevaplamazsa ciddi anlamda endişelenmeye başlayacaktı.
Telefon, aramayı kendiliğinden sonlandırana kadar bekledi. Kendini tekrarlayan o melodi, telefonu kapatmasına rağmen beyninde yankılanmaya devam ediyordu.Hastaneye doğru koşacağı sırada Jimin'in doktor kontrolü aklına gelmişti. Eğer dediği saatte hastaneye ulaştıysa ve doktoru Jimin'i gördüyse büyük ihtimalle onu odasına çağırmıştı. Doktor kontrolü altındayken ve ilaçları içtiği saatten birkaç saat sonra Jimin'e telefonunu vermiyordu Hyeri hemşire. Hem radyasyondan hem de parlak ekranın çocuğun gözlerini yorduğundan bunu yapıyordu. Genelde akşam saatlerine doğru ve tedavinin uygulanmadığı günler telefonu Jimin'deydi
Yoongi, derince bir nefes aldı. Burnundan ciğerlerine doğru yol alan oksijen içini yakıyordu ama iyiydi. Bazı şeylerin onu kendine getirmesi gerekiyordu.
Ellerini tekrar ceplerine yerleştirdikten sonra hastaneye doğru normal adımlarla ilerledi. İçi biraz olsun rahatlamıştı.
Jimin'i görür görmez ona yapacağı işkenceleri kafasında kararlaştırmaya çalışmıştı ama çocuğun yavru köpek bakışları onun beynini resetliyordu adeta. Kahverenginin en güzel tonundaki gözlerine bakınca herhangi bir kötülük düşünmenin imkanı yoktu.Yoongi, hastane bahçesinin kapısının yaya girişi kısmından geçecekken yanından hızla bahçeye giren ambulans, acilin önünü kapatmıştı. Tepesinde yanan ışık ve çıkardığı acı ses tuhaf hissettiriyordu. Ama Yoongi, diğer insanların aksine bu sese fazlasıyla alışıktı. Her gün hastanede olduğundan artık yadırgadığı bir şey değildi.
Ambulanstan inen görevliler, ambulansın arka kapısını açıp içerideki sedyeyi indirdi. O sırada acil binasından koşarak gelen hemşireler ve Yoongi'nin fazlasıyla aşina olduğu doktor, çocuğun görüş alanını kapatmıştı.
"Lütfen yol açın!"
Kalabalığın uzaklaştırılıp, birkaç kişi tarafından sedyenin sürüklenmeye başladığı sırada ambulansın hizasına gelebilmişti Yoongi. Kafasını acilin kapısına doğru çevirdiğinde, sedyenin üzerinde hareketsiz bir biçimde uzanan tanıdık yüzü görmesiyle olduğu yere çakılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Cure • YoonMin
Short Storyjiminpark: Kemoterapi çok yıpratıyor, hyung jiminpark: Bugün yine dökülen saçlarımı saydım jiminpark: İnan bana, sana olan sevgimden bile daha fazlaydı... En iyi rekor; Kısa Hikaye #10 | smut içermez. | 27.05.16 - 03.02.17 @liameri / © Tüm hakları...