Yarbay Kemal ve beş kişilik ekibi patlamanın şokunu atlamaya çalışırken etraflarını zombiler sarmıştı. Buradan nasıl kurtulacakları hakkında hiç bir fikirleri yoktu. Hızlı düşünmeleri gerekiyordu yoksa ekip zombilere yem olacaktı. Bu sırada patlamanın sesi güvenli bölgeden duyulmuştu. Kalan ekip hızla deponun çatısına çıktı. Merdivenlerden bir tren gibi çıkıyorlardı. Deponun çatısından baktıklarında Yarbay Kemal ve ekibinin tam yollarının üzerinde olan bölgeden alevlerin yükseldiğini gördüler. Hemen telsizle diğer ekibe çağrı yaptılar ama cevap alamadılar. Başlarına ne gelmişti patlayan şey neydi ? Tekrardan telsizden çağrı yaptılar ama yine cevap alamadılar. Kalan ekip güvenli bölgeden ayrılıp patlamanın olduğu yere gitmek istiyorlardı ama zaten kalan ekip altı kişiydi. Üç kişi daha ayrılırsa buranın güvenliğini sağlamak imkansız olacaktı. Bu yüzden ekip depodan ayrılmadı. Umdukları ve olması istedikleri tek şey Yarbay Kemal ve ekibinin başlarına bir şey gelmemiş olmasıydı.
Yarbay Kemal ve ekibi hala zombilerin ortasında sıkışıp kalmış durumdaydılar ve o sırada telsizden diğer ekibin çağrı yaptığını duydular ama bu cevap verecek vakitleri yoktu. Şuanda tek düşündükleri şey zombilere yem olmadan buradan kurtulmaktı. Yarbay Kemal çıkış yolu ararken zombiler gittikçe yaklaşıyordu ve Binbaşı Mert silahları kullanalım dedi. Yarbay Kemal silahları kullanmak taraftarı değildi hem de etrafları zombiler tarafından çevrilmiş olduğunu halde çünkü bir kaçış yolu bulmuştu. Rögar kapağını gördü ve Çavuş Yılmaz'a işaret ederek kapağı açmak için harekete geçtiler ve ekibin kalan kısmı yaklaşan zombileri kafalarından vurarak indiriyorlardı. Kapağı açmak sandıklarından da uzun sürüyordu ve zombiler gittikçe yaklaşıyordu o kadar çoktular ki Binbaşı Mert tek kurşunla birden fazla zombiyi vuruyordu. Sonunda rögar kapağını açmayı başardılar ve daha fazla kurşun harcamadan delikten kendilerini kanalizasyona atmaya başladılar. En son Çavuş Mert kendini içeriye attı ve tam atladığını sırada zombi onu çantasından yakaladı ve onu kendine doğru çekmeye başladı. Hemen oradan kendini kurtarması gerekiyordu çünkü diğer zombiler onu çantasından tutup dışarıya doğru daha hızlı çekiyordu. İlk zombiyi kafasından vurdu beyin parçaları sıçramıştı. İkinci zombiyi vurduktan sonra kendini aşağıda buldu. Kanalizasyon çok karanlıktı ve tek ışık kaynağı açtıkları kapaktan giren ışıktı. Çavuş Mert gözlerini açtığından üzerine zombinin düştüğünü gördü, ani bir hareketle kendini yana attı ve zombi yanına düştü ve kafasının üstüne düştüğü için zombinin beyni patlamıştı. Açık olan kapaktan zombiler birer birer düşüyorlardı. Kimleri düştükten sonra ayağa kalkmaya çalışıyordu ama başka zombiler düşmeye devam ediyordu. Bu böyle olmayacaktı kapağı dışarıdan kapatmalarını mümkün değildi. Tek çözüm kapağın altına el bombası atmaktı ama el bombası attıkları eğer onlar yakınlarındayken patlarsa basınç onları öldürebilirdi. Denemeye karar verdiler sonuçta burayı kapatamazlarsa zombiler burayı da dolduracaktı. Yarbay Kemal bir tane el bombasını eline alıp pimini çekmek için parmağını pim yüzüğüne geçirdi ve içinden "3 dediğim zaman olağan gücünüzle koşun ve en yakın çıkışa gidin" dedi. Çavuş Mert " Seni bırakmayız burada" dedi. Yarbay Kemal içinden "3 2 1 Koşun" dedi el bombasının pimini çekerek koşmaya başladı. Normal el bombalarının patlama süresi on saniye idi ama bu el bombası normal el bombası değil. Özel olarak yapılmış ve beş saniyede patlıyordu. Bombayı attıktan beş saniye geçmesine rağmen bomba patlamamıştı ve Yarbay Kemal patlamanın şok dalgasına kendini hazırlamıştı ama bomba patlamamıştı. Neden patlamadı diye döndüğü sırada büyük bir patlama oldu ve Yarbay Kemal patlamanın şok dalgası ile kanalizasyonda on metre uçtu ve sert bir şekilde yere düştü. Ekibin kalan kısmı şok dalgasının etkisi geçtikten sonra hızlıca Yarbay Kemal'in yanına koştular. Yarbay Kemal yerde hareketsiz bir halde yatıyordu. Binbaşı Mert Yarbay Kemal'in nabzını kontrol etti. Nabız vardı ama kulaklarından ve burnundan kan akıyordu. Solunumu kontrol ettikleri sırada " Daha ölmedim Dünya'yı bu zombilere bırakmam" dedi. Binbaşı Mert Yarbay Kemal'in sesini duyunca birden bir çığlık attı ve attığı çığlık kanalizasyonun duvarlarında yankılandı. İki patlamadan dolayı hepsinin kulakları acıyordu birde üstüne Binbaşı Mert çığlık atınca ekip Binbaşı Mert'te dahil acı içinde yere düştüler. Yarbay Kemal müthiş bir kulak çınlaması ile düştüğü yerden doğruldu Binbaşı Mert ve diğerlerini yerde görünce öldüklerini düşündü. O yüzden oda bağırarak Binbaşı Mert'in yanına gitmeye çalıştı hepsine adları ile bağırarak sesleniyordu ama bağırarak konuşmanın onları daha berbat bir acı ile karşı karşıya bıraktığından haberi yoktu çünkü kendi kulaklarında duyduğu tek şey çınlamaydı. Binbaşı Mert ayağa kalkıp Yarbay Kemal'e " Bağırma seni duyamıyoruz" dedi. Ama Yarbay Kemal Binbaşı Mert'in dediklerini anlamamıştı ama anlamış gibi yapıp başını salladı. Attıkları el bombası kapağın olduğu yeri tamamen çökertmişti ve artık zombi dertleri kalmamıştı ama kanalizasyonun içi çok karanlıktı ve buradan çıkmaları gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Salgın
TerrorAniden ortaya çıkan biyolojik salgın Dünya'daki insanların %90'nını öldürmüştür. Salgından kurtulanların hayatta kalma mücadelelerini okuyacağız.