Önceki bölümden:
"Hayat süprizlerle doludur canım. Hiçbir şey beklenildiği gibi olmaz. Bazen de ölüler ölü kalmaz." dedi.
"Ama anlamıyorum." dedim.
-----------------------------------------------------------
"Senin de canın benim kadar yanıyor mu?" dedi.
"Bunu nasıl yaptın?" dedim gözümden yaşların akmasına engel olamayarak.
"Bazı özel güçlerim var küçük banshee." dedi.
"Bana küçük banshee demeyi kes seni aşşalık o-"
"Hey! Ağzına küfür hiç yakışmıyor canım." dedi.
-----------------------------------------------------------
"Yardım edin lütfen." dedim ancak ben bile kendi sesimi zor duyuyordum.
Aklıma tek bir çare geliyordu. Banshee çığlığı.
Bütün dikkatimi topladım ve tüm gücümle çığlık attım.
Geldiklerini duyabiliyordum. Evet planım işe yaramıştı ama bu beni çok yormuştu. Böylece kendimi uykunun o tatlı kollarına bıraktım.
Scott'ın Ağzından:
Lydia'dan 3 gündür haber alamıyorduk. Hastane olayından sonra hepimiz sarsılmıştık. Stiles'a olanlar hala kafamı karıştırıyordu. Çözemediğim veya atladığım bir nokta vardı. Ama nerden başlayacağımı bilmeden nasıl bulabilirdim ki? Belki Stiles şimdi yanımda olsaydı bu olayı çözebilirdi. Aramızdaki en zeki kişiydi. Tabi Lydia'dan önce.
İzler bizi ormanın derinliklerine götürüyordu. Hastanedeki karışıklıktan sonra Derek Lydia'nın kokusunu bulmuştu. Malia, Liam, Kira ve ben 3 gün boyunca bir iz yakalamaya çalışmıştık ancak tek bulabildiğimiz Lydia'nın eşarbı olmuştu. Yani öyleydi sanırım.
Gece olunca Stiles ve Lydia'yı aramaya devam ettik.
"Scott!! Artık durmalıyız. Çok geç oldu, yarın devam ederiz." dedi Kira.
"Evet Scott, biraz molaya ihtiyacımız var. Zaten günlerdir onları arıyoruz ve bulduğumuz tek şey bir eşarp parçası. Daha ne kadar gideceğiz? Nereye kadar devam edeceğiz? Sence de buna biraz dur demek gerekmiyor mu?" dedi Malia.
Gözlerimi ondan ayırmadan Malia'ya yaklaştım.
"Sen ne demeye çalışıyorsun? "dedim.
Bir an duraksadı ve devam ettim.
"Yani ben-"
"Stiles'la Lydia ortalarda yok ve Stiles'ın durumu iyi değil. Şuan kim bilir nerdeler ve ne durumdalar. Belkide ölmüşlerdir ha?"
Evet biliyorum biraz üstüne gidiyordum ama yinede bu dediklerini değiştirmezdi.
"Duymak istediğin bu mu Malia? Belki de sabah görürsün, iki genç ormanda ölü bulundu. Bunu cidden kaldırabilir misin? " dedim.
Kalp atışının hızını duyabiliyordum. Çok hızlı atıyordu.
"B-ben öyle demek istememiştim Scott." dedi üzgünce.
"Bende öyle düşünmüştüm." dedim tüm soğukkanlılığımla.
Hiç kimse konuşmadan ilerliyordu. Ne benim diyecek bir şeyim vardı ne de onların.
4 saat boyunca hiç durmadan aramaya devam ettik. Lydia ve Stiles'ı bulana kadar asla durmayacaktım. Her adım attıkça sanki onları bulmaya biraz daha yaklaşıyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Angel Of Darkness
FanfictionBenim gittiğimi düşünüyorlardı. Beni öldürdüklerini düşünüyorlardı. Oysaki onlara söylemiştim oniyi öldürebilirlerdi ama beni, beni? Ben bin yaşındayım ve beni ÖLDÜREMEZSİNİZ!!! Gerçekten bir tilkiye güvenmemeyi öğrenmeliler. Kimse bana engel olamay...