KOKU

Yaygara

Herkes o öğleden sonra Hadid 'in yaptıklarını konuşuyordu hatta ailesi bile. Hadid' in  sevgili annesi Janet oğlu Hadid 'den ilk defa bu kadar utanmamıştı.

Hadid' in yaptıkları gerçekten çok kötü şeylerdi . O dönemde kimse hatta hiç kimse sosyeteye karşı çıkamazdı, Hadid sosyeteye karşı çıkmakla kalmayıp birde Londralı hayat kadınlarından  birini hamile bırakmıştı.

Bu hayat kadını kısa boylu olmasına rağmen sanki el oyması bir bebek gibi özenli bir fiziği vardı boyu ilgi çekmiyordu bile. Siyah saçları ve gri gözleri ile adeta bir sır kutusu gibiydi ilgi çekiyordu. Yüzü yuvarlak ve güzel bir teni vardı. Yanına ne zaman gidersen git zambakla karışık sigara kokardı ki sanırım en çokta bu erkekleri baştan çıkartırdı.

İsmi Laurie olan bu kadın aynı zamanda çok arsızdı, hayattaki hiç bir şeye doymuyordu sanırım bu yüzden hayat kadınıydı. Bitmek bilmeyen para arzusuyla birlikte başka şeylere olan arzularını bu şekilde gideriyordu.

Tanrım bu kadın çok sinsiydi. 

Hadid ise aklı başında kahverengi saçları, koca gözleriyle ve geniş alnının yanında uzun boyuda eklenince karşısındaki  erkek dahi olsa ona karşı koyamazdı.

Karşı koyamadıkları yetmezmiş gibi herkes onu çok severdi. 

Belkide Londra'da bu yüzünden çok tanınıyordu . Ya da kızlar dilden dile yakışıklılığını konuşarak bu genç delikanlıyı ünlendirmişti.

O dönemde her şey olabilirdi, bunlar normal şeylerdi.

Janet Hadid 'in kapıdan girdiğini görünce hemen fırladı.

Bir yandan da dua ediyordu"Tanrım umarım kimse kapıdan girdiğini görmemiştir. "yoksa ardı arkası gelmeyen soru yağmurlarıyla baş başa kalmak zorunda kalacaktı.

Janet Hadid' in kolunu tuttuğu gibi yan taraftaki kilere soktu. Hadid korkudan Janet ise  heyecanından susuyordu çünkü oğluyla ilk kez bu konuyu konuşacaktı .

Yinede sessizliği Janet bozdu.

"Hadid. Benim biricik oğlum, lütfen bana bunların bir yalan olduğunu söyle, seni asla utandırmam de! " diye buğulu gözlerle Hadi'din koca kahverengi gözlerine odaklandı.

Hadid ise mahcup tavırlarla konuşmaya başladı" Bilmiyorum olabilir bilmiyorum. "pişmandı ve çok utanıyordu, Hadid bir şeylerden utanıyordu yada babasından çekiniyordu dedikodular tahmininden çok hızlı yayılmıştı ve arsız İngiliz cemiyetlerine bir dedikodu girdiğinde bir daha asla çıkmazdı.

Janet ağlamaya başladı ve fısıldayarak" Nasıl oldu? "diye sordu

Hadid kıymetli annesinin yanına çöküp elini tuttu

" Bayan Halse 'nin oğlu Benjamin ile iş konuşmak için bir araya gelmiştik. Biraz da eğlenmek için. Ben eğleneceğiz derken içki içmeyi düşünmüştüm fakat eğlenmenin farklı yollarıda varmış. Biraz içtikten sonra odaya birkaç kadın girdi ve bunlardan biriyle göz göze geldik,sonra Benjamin bana şeyi sen al dedi neydi... Hatırladım Laurie. Laurei'yi sen al diğer ikisi beni anca keser dedi. İlk başlarda çekindim çünkü bu konularda çok tecrübesizdim ama düşününce akışına bırakırsam Laurie kendi başının çaresine bakar dedim ve devamınıda biliyorsun".

Bu olaylar yaşadıktan bir hafta sonra Laurie köşkün önünde bağırmaya başlamıştı.

"Bak Hadid karnıma bak çünkü burda senin piçin var ve işime engel oluyor kimse benimle yatmak istemiyor" yoldan geçenler köşkü sarmaya başlamıştı herkes Hadid 'i ayıplıyordu bir kişi hariç.

Zaten Hadid' in ayıplanmasından  dolayı Hadid annesiyle bu konuşmayı yapıyordu.

Hadid'in kilerde anlattıklarına karşılık annesi sadece "Umarım doğrudur. Sana olan güvenimi çok kırdın" demekle yetindi ve bütün asaleti ile kilerden çıkmaya çalıştı lakin dönemin elbiseleri, elbiselerin altına giyilen konserlerde, yine elbisenin altına giyilen paçalı taytlardan ve birde su gibi yayılan  dedikoduların vermiş olduğu yük ile dik durmak bile  imkansızlaşıyordu. Ama başarmıştı o kilerden yürüyerek çıkmıştı.

Oysa Hadid'in o anda ona çok ihtiyacı vardı hemde hiç olmadığı kadar. Janet cemiyetin yanına dönerken Hadid koşarak odasına çıkmıştı.

HADİDİN AĞZINDAN
Gözlerim dolduğu için odadakileri net seçemez olmuştum ki hemen kollarımla yüzümü sildim.

Tam masadaki günlüğü alacaktım ki ayağımı sandalyeye vurdum. Hem ağlıyordum hem sandalyeye sövüyordum .

Ama aslını sadece ben biliyordum sövdüğüm sandalye değil ağladığımda ayağımın acısı değil di. Ama her kriz bir fırsattır diyerek ağlamaya devam ettim ve günlüğe yazmaya başladım.

Bu sabah Laurie geldi ve deli gibi bağırmaya başladı.

Ondan bir çocuk peydahladığımı ve işine engel olduğumu söyleyip duruyordu ve küfürde ediyordu.

Yoldan geçenler toplandılar sonra evin etrafında, birkaç kişi onu sakinleştirmeye çalışıyor geri kalanıda beni ayıplıyordu.

O an yok olmayı diledim ama olamadım.

Sonra ise Laurie hiçbir şey yok gibi gitti.

Aklıma şu soru geldi. Karnı bir haftalık bebek için biraz büyük değil miydi? Normalde hamile olduğu belli olmaması gerekirdi ama ayva gibi göbeği vardı belkide daha büyük hatırlamıyorum ama göbeği çok dikkat çekiciydi.

Belkide çocuk başkasındandı ve yattığı adamlar arasında maddi durumu en iyi olan bendim. Belkide işime mani olmak içindi bilmiyorum tek bildiğim o sürtüğün bir yalancı olduğu.

Yazısı bittikten sonra Hadid kafasını kaldırdı. Aynadaki yansıma ilgisini çekmişti. Hafif Aralık bir kapıdan kendisini izleyen bir gözdü bu ama aynadan yansıyan Hadi'din kendisine baktığını fark edince hemen gitmişti Hadid koridora bakmıştı fakat o gözün sahibi kimseyi görmemişti. Ama arkasında çok hoş bir koku bırakmıştı.

Bu günlük bu kadar yeter bu benim ilk yazım ve umarım beğenmişsinizdir beğendiğiniz merakettiğiniz ya da beğenmediğiniz bir şey olursa lütfen bana söyleyin çünkü sizin görüşleriniz önemli ahaha😊😊
Neyse iyi akşamlar. AAA ! Unutmadan kapak resimler falan karakterlerin kim olduğu kesinleşince olacak ve bir hafta yazmayacağım sınav haftası yüzünden.
Şimdiden sizi seviyorum kolay gelsin 💕xo