GEZGİNDEN NOTLAR

14 2 0
                                    



        Sizlere dilsizler ülkesi, karanlık köprüleri olan ve vicdan denen kentinde hayat durmuş bir ülkeden yazıyorum. Yılın dört mevsimi yaşayan yalnız her mevsim gökyüzünden haset yağan bir ülke burası. Açıkçası bu ülkede yaşayanlar, kış aylarında burnumun ucundan daha soğuklar ve kansız diye tabir edilen türde canlılara rastlandığı ileri sürülmekte. Bakışlarından ürktüğümüz bu canlılara dostluğumuzu anlatmaktan çekindik. Dağların gönüllere paralel uzandığı coğrafyada, gönlün sıcak ılıman iklimi iç kesimlere kadar ilerlemiyor. Bu da yapmacık bakışlara ve gülümsemelere sebebiyet veriyor. Orta kesimlerde ruhsuzluk denen bir hastalık hakim ve ülkede ilaç sektörü buna çaresiz. Komşu ülkelerle arası iyi gibi görünen lakin ayağını nasıl kaydırırım düşüncesi hakim olan bu ülkede, bu yıl serfsizlik modaymış. Çorak iklimi yeşillendirmek için ekilen umut meyveleri meyvesini vermeden kuruyormuş. İlginç ama ağaçlarda yaprak göremedik ve maalesef su kavramı yok. Sıvı ihtiyaçlarını üzüntüden akan gözyaşlarıyla gideriyorlarmış. Devlet bakanı ülkenin bu sayede yüzyıllarca su ihtiyacının karşılanacağını belirtiyor.

        Ülkede ayrıca küçük şirin kasabalar ve kapında huzur yazan farklı yapılarda evlerde var. İlkokulda çizdiğimiz her mevsim bacasından duman tüten evleri andırmakla birlikte içinde kimsenin yaşamadığı iddia ediliyor. Parklarında genel bir sessizlik hakim. Okullarında anadil küfürce olan bir eğitim sistemi mevcut ve bu yıl edebi birliğine girmeyi ümit ediyorlar. Ülkede suç oranı bir hayli düşük gibi. Ağırlıklı olarak suçlar zaman öldürerek işleniyor ve maalesef kanunlar cezalandırma konusunda yetersiz. Kaldırım taşları ve sokaklar dahil olmak üzere siyaha boyanmış çoğu yer. Bir inanışa göre siyah her iyi şeye sebebiyet verirmiş. Ayrıca yaşayanlar yalan ve iftiranın atalarından kalan iyi bir alışkanlık olduğu İnancıdalar.

        Bu hafta sizlere atalarına sadık, inançlarına bağlı olan ve halkı mutlu mesut yaşayan güzel bir ülkeden yazıyorum. Şirin kasabasındayım ve şuan karşımda yıllanmış bir çınar ve son bir yaprağını düşerken izlemek için bekliyorum. Güzelliklerin ellerimizden kayıp gitmesini andırıyor. Bu ziyaretimde kaybettiklerimizin değerini görüp şükretmek için sebepler biriktirdim. Döndüğümde sizlerle güzel paylaşımlarım olacak. Sağlıcakla kalın.

Bazı ülkelerde gördüklerinle kaybettiklerine şükredersin...

Furkan TUNÇEL'

GÖNLÜ HÜZÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin