Fotoğraftaki AryaArya'nın ağzından
Atakan 'ı odada tek bırakıp Ali' min yanına gittim. Hala uyuyordu koca ayı. Onu yatağımla baş başa bırakıp, mutfağa gitmeye karar verdim. En iyisi kahvaltı hazırlamaktı.
Kahvaltıyı hazırlayıp, Atakan 'ın odasına yöneldim. Uyuyordu ve uyurken çok şirin olduğunu fark etmek imkansızdı. Sanki diken üzerinde uyuyormuş gibi yüzü acı doluydu. Sanırım ağrısı vardı. Biraz daha yatağın kenarına gidip yüzünü daha çok inceledim. Yüzünden damlalar halinde ter vardı. Kabus görüyor gibiydi.
Bir insan uykusunda kabul görürken bile bu kadar masum, şirin durması çok garipti. Uyandırmaya karar verip elimle omzuna dokundum. Bunu birkaç defa tekrarlayıp seslendim.
Sonunda uyanmış, şaşkınca yüzüme baktı.
" Rüyanda kabus görüyordun. Korkma sadece kabustu. Çok terlemeşsin hadi üzerindeki tişörtü çıkarıp sana başka bişey bulalım." deyip üzerinden tişörtü sıyırdım.
Atakan bana gülümseyip ayağa kalkıp banyoya girdi. Banyoya giderken arkasını dönmüştü ve sırtında dövme vardı.
Çok fazla büyük değildi ama o kadar hoş olmuştu ki aynısından yaptırmak istemiştim.
Garip olan bu dövme bana çok tanıdık gelmesiydi. Sanki... Sanki...
Ben bu dövmeyi Ali 'nin arkadaşında da görmüştüm tabi yaa. O ise koluna yaptırmıştı." Anlamı var mı? "diye sorduğumda" Var ama sana yok "deyip gülmüştü. Ben de üstüne gitmemiştim. Bunu öğrenmezsem bana da Arya demesinler...
Ali' min yanına gidip uykusundan kaldırmaya karar verdim. Kapıyı açtığımda uyanmış tavanı izlediğini gördüm. O anda tavanı kıskanmadım desem yalan olurdu. Sahte bir öksürükle Ali'nin dikkatini kendime çektim.
" kahvaltı hazır" dedim gülümseyerek.
" Sen hazırladıysan yerim" diye karşılık verdi.
"Sevgili kuzenim burda kalacak ve ben kahvaltıyı hatırlamayacağım tüh bana" dedim sahte hayret ederek.
"Sen aşağı in. Ben elimi yüzümü yıkayıp geliyorum." dedi Ali.
Cevap vermeye gerek duymadan aşağı inmeye başladım. İnerken odadan çıkan Mert, Serenay, Damla ve Eren 'i gördüm. Hepsi anlaşmış gibi aynanda odalarından çıktılar. Aralarında tek Ceren ve Sarp eksikti. Hepsi direk yemek masasının karşısına geçip bir "vay" çektiler. Masada eksik olan tek şey çaydı ki o da ocakta fokurtuyordu.
"yeni hizmetçi mi geldi?" dedi Mert.
Mert'e ayıplayarak baktım ve " ne hizmetçisi be. Hepsini ben yaptım. Yapamaz mıyım?" dedim.
"yapamazsın tabi. Suçuklara bak yanık yok. Ekmekleri ısıtmış ama yakmamışsın hatta kuru bile değil. Sofra düzeni bile var. Arya hasta mısın knk?" dedi Mert hayretle.
"İnanmıyorsan yeme Mert. Hepsini ben kendi ellerimle tek başıma yaptım." dedim kırılarak.
"tamam tamam şaka yaptım. Yenilmez mi bunlar. Yenilir hem de bal gibi" deyip bir sandalyeye geçip oturdu.
Mert, yemek yemeği seven bir çoçuk. Aslında kim yemek yemeği sevmez ki? Herkes yemeğe, tatlıya karşı bol bir ilgi besliyor.Aynı Mert 'in karnını doyurması gibi.
Herkes yerlerine yerleştiren ben de çay koymaya gittim. Geri döndüğümde Atakan ve Ali de yerlerindeydiler. İyi ki 12 kişilik yemek masası almışım. O anda kendime çok teşekkür edip, bana garip bakan bakışlara çevirdim kafamı.
"Neden öyle sırıtıyorsun?" dedi Ceren.
"Hiç, uzun zamandır birlikte kahvaltı yaptığımızı hatırlamıyorum." dedim. Kafasını olumlu şekilde salladı Ceren.
"Bu arada yarın okulun ilk günü kayıt yaptırdınız mı?" dedim merak ederek.
"Yaptırdık, hep beraber gidip hallettik o işi" deyip göz kırptı Serenay.
"Şu okul formaları halledelim bu gün. Eminim çok eğleneceğiz. Bak şimdiden anlaşalım benden fazla müdürün odasına gidenin kafasını koparırım." dedim
"Anlaşıldı Arya Hanım" dedi Sarp gülümseyerek. Anlaşıldı Sarp geçen sene benimle iddaya girip 1 derste, 3 defa müdürlük oluyordu. Şimdi de aynı iddaya girecek gibi görünüyor.
Kahvaltıyı bitirip sırayla çıktılar. Tek kuzencik kalmıştı o da odama gelip uzanıp tavanı izlemeye koyulmuştu. Anlayamıyorum ne buluyor bu tavanlarda. Alt tarafı beyaza boyanmış bir tavan.
" Ne buluyorsun o tavanda?" dedim sonunda dayanamayarak.
" Belki bir gün evlenirim tavanla" dedi dalga geçerek.
"Saçmalama Ali. Ne buluyorsun tavanlarda. Seni 24 saatin, 2'sinde bu şekilde buluyorum. Neden hep suskunsun? Hep bunu yapıyorsun. Sana iyi hissettiriyor mu? " dedim bütün samimiyetimle.
"Evet, iyi hissettiriyor. Neden nasıl bişey olduğunu öğrenmek için sende Yapmıyorsun?" dedi Ali.
" Ben Arya şaka mı yapıyorsun. Saçma işlerle uğraşamam Ali." dedim ama bunu yapacağıma dair kendime söz verdim. Dışarıdan deli gibi gözükmek istemiyordum. Bunu yapcaksam sadece ben bilmeliydim.
"Arya" diye seslendi Ali.
" Efendim Ali" dedim.
"Atakan 'ın bu sabah burda ne işi vardı? Kim bu çoçuk?" dedi meraklıca.
" Yeni lisemin eski öğrencilerinden bir çocuk. Yolda karşılaştık. Biraz sohbet edip bana okulunu önerdi. Bende kabul ettim. Bu civarlarda oturuyormuş ve benim gibi bir köpeği var."dedim uzun bir şekilde.
" Bu sabah ne işi vardı? "dedi bu sefer Ali.
" Bu sabah erkenden yürüyüşe çıkmıştım. Serseriler onu hırpalanmış, kardeşi korkmasın diye de eve gitmemiş. Ben de onu evime davet ettim. Bu arada yolda karşılaştım "dedim
" Dikkat et Arya. Nedenini sorma ama Dikkat et. "dedi Ali.
Sanki bir şey biliyor ama söylemiyordu.
" Ali, ben Atakan 'ın sırtında bir dövme gördüm. Aynı dövme senin arkadaşın Batu' da da vardı. Bunun bir anlamı var mı? Yoksa sadece tesadüf mü? "dedim.
" Tabi yaa nasıl düşünemedim" dedi Ali ve hızla ayağa kalkıp kapıya doğru yöneldi.
" Nereye? Ne tabisi? Hey Ali! " deyip arkasından koşmaya başladım. Ama Ali evin çıkış kapısına gelip bana Sadece göz kırpıp evden çıktı. Neler oluyor yaa?... Benim bunu öğrenemem farz oldu.
Ali gideli 3 saat olmuş, ben de evden çıkmış ve tayfamla alışveriş yapmaya gitmiştik.
"Onu hemen aldığın gibi yerine koy Serenay! O eteği asla gidemezsin. O çok kısa. Senin yüzünden okulda kavga etmediğim it kalmayacak." dedi Mert.
Evet, birde Mert ile Serenay 'ın kıyafet kavgası vardı. Bu mağazaya geleli tam 30dk olmuş ve 5 mağazadan onların kavgaları yüzünden atılmıştık.
"Yaa Mert bu diğerlerinden çok kısa değil. Hem artık kavga etmeyelim yine kovacaklar bizi" dedi minnoş sesiyle tabi tatlı olma cabalarıyla.
" O zaman sende şu bir karış eteği alma." dedi Mert
" Off, sıktınız ama alın artık bişeyler. Hatta ben kolaylaştırıyım ve şu eteği alıp çıkalım" dedim ve saatlerdir Serenay 'ın almak istediği eteği alıp kasiyerde doğru yürümeye başladım. Mert' in arkamdan bağırışını önemsemeden parayı ödedim ve mağazadan çıktım. Herşey alınmış bir tek şu etek için tam 30 dk dır kavga edilmiş mağazalardan kovulmuştuk.***
Arkadaşlar lütfen oy vermeden geçmeyin. Farkındayım uzun zaman sonra bölüm atabiliyorum ama elimde değil. Sizi seviyorum mavişlerimm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYBOLMUŞ DUYGULAR
AdventureSabah uyandığında aklına ilk gelen yeniden uyumaktı. Evet, doğru duydunuz. Bu uyumayı seven kızın adı... Arya, tek bildiği uyumak, yemek yemek sonra tekrar uyumak hmmm birde kavga etmek. En sevdiği şeylerden biri kavgadır. Yaşadığını, sadece k...