I Knew You Were Trouble

4K 39 7
                                    

  Multimedia'daki şarkı ile okursanız daha iyi olur :D

‘Hala seni bekliyorum Grace.’ Hızlıca yatağın üzerinden çantamı aldım ve son kez aynada kendime baktım. Saçlar düzgün, gözler şişmemiş. Ve teller. Hala yerlerindeler. Hızlıca kapıya yöneldim ve merdivenlerden hızlıca indim. ‘Geldiiim!’ Kapının önünde nöbet tutarmış gibi beni bekliyordu. ‘Pekala. Geldim bana öyle bakma Em.’ Yere eğilip çantasını aldı ve tekrardan bana anlamsızca baktı. ‘Bende seni seviyorum arkadaşım.’ Dedim ve boynuna atladım. Oda bana sarılınca küçük bir tebessüm ettim. ‘Tamam gidelim. Yoksa geç kalacağız.’ Ondan ayrıldım ve ayağıma çizmelerimi geçirdim. ‘Bu seni affettiğim anlamına gelmez.’ Yavaşça başımı kaldırdım. ‘Seni beklettim biliyorum.’ İşaret parmağını havaya kaldırdı ve salladı. ‘Yanlış.’ Kaşlarını çattı. ‘Çok beklettin.’ Kafamı yan tarafa çevirdim ve güldüm. Tekrardan ciddi halime dönüp ona baktım. ‘Bunu nasıl ödeyebilirim?’ Sinsice gülmeye başladı. ‘Benimle birlikte Harry’nin evinde verdiği Cadılar Bayramı Partisi’ne gelerek tabii ki.’ Gözlerimi kocaman açtım ve bir kahkaha attım. ‘Hadi ama Em. Ailemin beni o partiye salmayacağını biliyorsun.’ Tek kaşını havaya kaldırdı. ‘Onlarla konuşabilirim.’

  OKUL

 ‘Konuşmak konusunda iyi değilsin. Eğer yalan söylersen ve yalanın ortaya çıkarsa, ben öldüm.’ Sırtımda ki çantayı daha da sıkı tuttum. Okulun bahçesinden gezinmeye devam ederken karşımızda biri durdu. ‘Selam kızlar.’ Kaşlarım çatık bir şekilde Emily’e baktım. ‘Eeee. Şey.’ Ayağımı yere vurup ritim tuttum ve ona bakmaya devam ettim. ‘Tamam Grace. Bu erkek arkadaşım Fredo.’ Çocuğun bana elini uzattığını gördüğümde elini sıktım. ‘Merhaba. Fredo.’ Çocuk dikkatlice ağzıma baktı. ‘Bir dakika senin tellerin mi var?’ Ağzımı sıkıca kapattım. ‘Aman Tanrım. Liseye giden bir kızın telleri var.’ O konuşmaya devam ederken hızlıca yanından uzaklaştım. Gözlerimden akan yaşları hissettiğimde elimin tersiyle onları sildim. Sadece 1 ay Grace. Sadece 1 ay sonra bu lanet şeylerden kurtulacaksın.

Önüme bakmadan yürüdüğüm için sağ kolumda hissettiğim acı ile kendimi yerde buldum. Gözlerimi tekrardan sildim ve etrafa bakındım. ‘Sen önüne bakmaz mısın?’ Gözlerimi kırpıştırdım. Aman Tanrım. Aman Tanrım. Hızlıca ayağa kalktım ve yerdeki kitapları toplamaya başladım. ‘Özür dilerim. Özür dilerim.’ Şu anda okulun popüler çocuğunu yere düşürmüştüm. Kafasını yukarı kaldırıp bana baktı. ‘Şapşal!’ Diye bağırdığında koridorda ki herkes bize baktı. Gözyaşlarım tekrardan bir araya toplanmışken yavaşça ayağa kalktım. Etraftan ‘ooo’ sesleri yükselirken yavaşça kafamı arkaya çevirdim ve gelenlere baktım. Bir de siz eksiktiniz. Etrafımıza toplanan ve sesleri duymuş olacak ki bize doğru gelmeye başladılar. Doğru tahmin. Okulun eşkiyaları. Mark Spar, Kevın Neil ve Harry Styles. Styles önde ve arkasında Mark ve Kevın.

 Bize daha da yakınlaştıklarında derince yutkundum. Tam karşıma geldiğinde durdu ve dikkatli bir şeklide beni süzdü. Gözlerini benden ayırdığında kafasını yana doğru eğdi ve  Eric’e baktı. Tekrardan kafasını bana çevirdi ve gözlerime baktı. ‘Bir sorun mu var?’ Tekrardan derince yutkundum. ‘Evet var!’ Eric’in arkadan bağırdığını duyduğumda sıkıca gözlerimi kapattım. ‘Bu okulda ki herkes kendini bir şey sanıyor.’ Harry’nin tebessüm ettiğini gördüğüm de kaşlarımı çattım ve arkamı döndüm. Mark ve Kevın Eric’i kollarından tutup yerden kaldırdı ve Harry’nin önüne getirdi. ‘Aslında bu okulda sadece sen kendini bir şey sanıyorsun Eric. Ona bir daha bulaştığını görürsem, tahmin edemeyeceğin şeyler yaparım.’ Sakince yaptığı konuşmasını bitirdikten sonra bana baktı. Tekrardan beni iyice süzdükten sonra göz kırptı ve arkasını dönüp gitti.

Şaşkınlıkla etrafa bakınırken başka bir kol beni ayağa kaldırdı. Gözlerimi sıkıca kapattım ve başımı salladım. ‘Grace?’ İsmimin sayıklandığını duyuyordum ama cevap veremiyordum. Bir anda yanağımda  yanağım da hissettiğim acı ile gözlerimi kocaman açtım. ‘Hey! Grace? Orada mısın?’ Karşımda Emily’i görünce derin bir nefes aldım. ‘Az önce neler oldu?’ Elimi saçlarıma götürdüm ve onları çekiştirdim. ‘Sanırsam… Sanırsam kötü bir işe girişim yaptım.’ Anlamsızca bana bakarken tekrar ettim.

‘Kısacası kocaman bir bok çukuruna girdim!’

I knew you were trouble when you walked in 
daha içeri girer girmez biliyordum sen bir baş belasıydın 
Trouble, trouble, trouble 
başbelası,başbelası,başbelası 

Merhabaa! Şimdi bir anda yine ilham geldi bende yazıyım dedim. Umarım hikayemi beğenirsiniz :D Sınır +20 vote ve en az 5 tane yorum istiyorum. Diğer bölümde görüşmek üzere... 

I Knew You Were Trouble (İlham İçin Beklemede.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin