Bölüm 1 : Sonbahar

36 6 8
                                    

Kasım yazma günleri için yazılmış tek bölümlük hikaye.

Vücut mudur insanı ayakta tutan? Yoksa bir avuç sevgi mi ?

Hazan rüzgarları saçlarımı dans ettirirken aynı zamanda denizin dalgalarıyla kıyıya işkence yapmaya devam ediyordu. Her gel git yapışında sesinin zihnimde tiz yankılar yapmasına izin veriyordum.

Zihnimin karanlık ormanı sonbahara bürünmüş, mutluluğumu yapraklara hapsedip toprağa karışmasına izin veriyordu. Gözlerimi istemsizce araladığım da kıyıda insanın tenini ürpertecek kadar soğuk bir bank ta oturduğumu sezdim. Tam karşımda tüm heybeti ile düşüncelerime meydan okuyan deniz, ölümün soğuk nefesini dalgınlıkla bedenimden sıyrılmış gözlerimi yaşartmaya devam ediyordu. Rüzgarın bakır yapraklarla bir kukla misali oynamasına erişti göz bebeklerim. İşte oynanan o yaprak bendim. Kıymeti bilinmeyen. Terkedilmiş bir yaprak. Oyuncak, belki de bir kukla kadar başkalarının hükmüne sürgünüm.

Karşımda batan güneş, şeftali rengini bulutlara kiralamış başkalarının gönlünü çalmaya batıyordu bu sefer. Hissediyordum, gözümden akan damla bir kırlangıç misali dudaklarıma süzülürken kuruyordu. Birbirine sürten yaşlı yaprakların hışırtı sesleri, ruhumda birkaç anlamsız ninni oluşturuyordu. Belki bir çığlık, belki de bir feryat' tı bu. Ama dinmiyor göz pınarlarım, sonbahar yağmuru ile dolup taşmakla kalmıyor tenimde Ilıklığını hissetirecek kadar yavaş ve acı akıyordu.

Çektiğim derin nefesle beraber yağmurla mayalanmış kara toprağın kokusu dolduruyordu ciğerlerimi. İstemiyorum vermek o benim, hatta arkada duran küçük orman bile. Bıçakla bilenmiş hislerim git gide keskinleşiyordu. Çığlıklar savurmak istiyordum azgın sulara. Ama olmuyordu.

Küflenmiş gülücüklerim sonbahar esintisi ile çoktan kayıplara karıştı bile. Uzun kumral saçlarım dökülüp yaprak olmak istiyordu. İçimden bir ses "Onlara o dokundu bırak onları Ayça bırak" diyordu. Ama ben ihanet edemezdim hayır olmaz !

Son kez doğruldum oturduğum yerden. Giydiğim siyah paltonun ceplerinden çıkarttım ellerimi. Yağmurda ıslanan ve hâlâ da ıslanmaya devam kaldırımdan bir kurumuş yaprak almayı ihmal etmemiştim.

Birkaç adım. Ve çığlıklar savuruyorum kül rengi bulutlar altında parlayan denize.

"O çocuk beni terkettii"

Karıncalanan başıma elimi destek almak istesem de olmuyordu. Hatırladığım ve duyduğum birkaç kelime. Belki bir şarkı, belki de bir yakarıştı.

Ben neden mi buraya gelmiştim?

Terkedildiğim ve aldatıldığım yeri son kez görmek için.

Tam bir yıl önce tanışmıştık burada. Aynı ay Kasım.

Ilk öpüşme, ilk ele ele tutuşmam bile burada olmuştu
.

Şimdi ise kaybolmuştum. Zihnimin sonbahar boşluğunda. Kahkaha seslerimiz kesilmek bilmiyor. Tüm çıplaklıklarıyla ağaçlar sırasıyla dizilmiş. Tam altında terkettikleri yapraklar. Pişman olurlar mı ki yaprakları bıraktıklarına ? Yenisi için onları görmezden geldiklerine ? İşte tam o sırada beraber koştuğumuz ömrüme bakıyordum. Mavi gökyüzüne kül dökülüyordu sanki. Çekilmişti rengi ve merhameti, samimiyeti. Ve bulutlar öfkesini kusuyordu üstümüze. Sırıl sıklam oluyoruz. Tenime yapışan kumral saçlarım biraz daha rahatsız edici hal alıyor. Üşüyen bedenim uyumuş bir alevken sonbahar rüzgarı ile kor gibi ateş alıyor etrafım. Çıkarttığım siyah bereyi hızlıca su birikmiş çamura fırlatmam ile tokatı sevdiğime atıyordum.

Yağmur maskesini söküp atıyordu adamın. Ve adam çırıl çıplak kalıyordu. Artık gerçek yüzü ortada.

Ben yaprak, ve ağacım beni terketti. Sırf yenileri için.

Bulanıklaşan sönük ışık yerini yavaşça netliğe bırakıyordu. Gördüğüm tek şey bir adamın beni uyandırmaya çalışıyor olmasıydı.

Gözlerimi istemsizce ovdum. Bazen ilk görüşte aşk gerçektir ne dersin?

"Iyi misiniz ?" Dedi yumuşak ses tonuyla ruhumu okşarcasına.

"İyim sadece bir an gözlerim karardı" dedim. Uzandığım yerden sakince doğrularak. Ama ben bayıldığım yerde değildim.

"Neden beni buraya getirdin" dediğim de kahve çekirdeğini anımsatan gözlerini istemsizce irileştirdi.

"Yağmurda ıslanmanı istemediğim için sanırım." Gülümsediğin de o beyaz teninde oluşan bir çift Gamze yağmurla dolan bir çukur. Ve ben sararmış bir yaprak olarak dalgalandırmaya geliyordum.

Benim sonbahar ' ım ; Buram buram yağmur kokan sevdiğim olduğu sürece ilkbahar ı beklemeye hazırdı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 25, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KASIM' DA Bir Başkadır AŞK #YazmaGünleriKasımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin