-7-

171 21 1
                                    

EVET. IKI GÜNDE IKI BÖLÜM. ÇOK ZORLANDIM AMA SIZIN İÇİN YAZMAYA ÇALIŞTIM. BU HAFTA YAZILILARIM BAŞLADI. O YÜZDEN BÖLÜM EKLEMEM ZOR . AMA SIZIN İÇİN YAZIYORUM. LÜTFEN EN AZINDAN OKUYANLAR BEĞENSIN.YORUM ATMANIZIDA ÇOK İSTERİM. KEYIFLI OKUMALAR.

Hayat oyunlardan ibaret. Doğdumuzdan itibaren başlıyor. Nasıl bir oyunun içine konuşacağımızı bilmeden yaşıyor ve kurallarını bilmeden hamleler yapıyoruz.

Sıradan bir hayatın içindeydim. Arkadaşlarım , dostlarım hatta sevgilim bile vardı. Şuan ki bulunduğum konum ise çok farklı. Derek'ten başka kimsem yok. Onunda ne kadar duracağı tartışılır. Veya hayatımda hangi konuma sahip olduğu. Arkadaşım? Hayır kesinlikle değil. Dostum? Bu seçeneği baştan eliyorum üzerinde kısa bir süre olsa bile düşünmeye gerek yok. Sevgilim? Hayır. O benim hayatımda bir yabancıdan başkası değil. Onu tanıdığım bile söylenemez. Nerede nasıl davranacağını kestiremiyorum. O çok...çok farklı. Zamanı gelince oda çekip gidecek. Peki ya kim kalacak?

Yalnızlığım? Kesinlikle.

Çalan kapı sesiyle saçlarımı tepeden bağlayıp aşağı indim. Kapıyı açtığımda gelen Derek'ti. "Dora artık seni Justin'le tanıştırmamız lazım. " Öküz işte. Insan bi hal hatır sorar. Tamam insan sorar Derek değil. İçeri geçip üçlü koltuğa yayıldığında bende ikili koltuğa oturdum. "Ben zaten tanıştım. Sana ihtiyacım yok" Bir çırpıda söyledim ama ona nasıl açıklama yapacaktım? "Ya Derekcim bana tanımadığım bir numara mesaj atıyor. İşte onunla seni bitirme çalışmaları yapıyoruz. Heh işte oda bana yardım ediyor.Onun sayesinde tanıştık hehehheh :Dd" diyemezdim ya. "Ne ? Nasıl tanıştın? " Derek'in meraklı bakışları karşısında omuz silktim. "Bir barda. Oda oradaydı işte tanıştım." Sanki normal birşeymiş gibi söylediğimde sinirleneceğini biliyordum. Yayıldığı üçlü koltuktan kalkıp yanıma seri adımlarla geldiğinde koltuğa oturdu. "Nasıl tanıştın diyorum Dora. Adam akıllı anlat sinirlendirme beni." Tecavüze uğrayacağımı-yalandan tecavüz- ona söyleyecek miydim ? Aslında vereceği tepkiyi merak ediyordum. O yüzden herşeyi -gittiğim bardan Justin'in beni eve bırakmasına kadar- anlattım. "Kim lan o piç " diye kükrediğinde beklediğim bir tepki olmadığı için koltuğa sindim. Neden bahsettiğini anlamam biraz zaman almıştı. Bana tecavüz edecek kişiden bahsediyordu. Ona cevap vermediğim için yaptığım at kuyruğundan tutup kafamı yukarı kaldırdı. "Kim dedim Dora " sakin bir şekilde söylemişti. "Kim o piç Dora " diye bağırdığında düşüncemi çürütmüştü. Sorusunu yanıtsız bıraktım. "Canımı açtırıyorsun bırak." Bu sefer bağıran bendim. Ellerini saçımdan çekti ve sesli bir biçimde inledi. Ona birkaç saniye tanıdığımda bağırmaya devam ettim. "Sen kendini ne sanıyorsun ya? Sakın birdaha bana dokunma!" Gözlerimden yaşlar benden bağımsız akmaya başladığında ellerimle yüzümü kapattım. Lanet olsun şimdi ağlamak zorunda mıydım? Derek yüzündeki ellerimi çekti ve yüzümü elleri arasına aldı. Baş parmaklarıyla yüzümdeki yaşları sildi. "Şşh tamam ağlama. Özür dilerim güzelim. Ama çok sinirlendim anlıyor musun? Sana kimse dokunamaz. Benimle olana , benim olana kimse dokunamaz. " Dudaklarını dudaklarıma bastırıp devam etti. "Hadi söyle bana. Kim o şerefsiz. " Kullandığı yatıştırıcı ses tonu beni hem etkiliyor hemde mayıştırıyordu. Eğer böyle devam ederse ona isimsizi bile anlatabilirdim. O yüzden beynime kendine gelmesine dair bir komut verdim. Ama Derek bana hiç yardımcı olmuyordu. Belimden tutup beni kucağına aldığında ona itiraz etmeden bacaklarımı iki yanına koydum. Dudaklarını yeniden benimkiyle birleştirdiğinde bu sefer sadece küçük bir öpücükle yetinmedi. Alt dudağımı esir alırken bende ellerimi saçlarına daldırdım. Insanın her an dokunmak isteyeceği saçlara sahipti . Biraz daha diliyle alt dudağımda oyalandığında dudaklarımızı ayırdı." Hadi bebeğim kim olduğunu söyle onu öldüreyim." Gözlerimin yanmaya başladığını hissettim. Alışkın değildim böyle şefkatli davranmasına. Hatta ona ihanet ettiğim için vicdan azabı bile çekiyordum. Hemen bu düşünceleri kafamdan silip attım. Vicdan azabı çekmek mi ? Hadi ama. "Şşh ağlama Dora. Sana birdaha asla dokunamaz. Izin vermem . Sadece kim olduğunu söyle " O dile getirene kadar ağladığımı farketmemiştim. Boğuk bir sesle mırıldandım. "Bilmiyorum Derek. Bilseydim söylerdim." Kollarını belime sarıp başımı boyun boşluğuna yatırdı. Ona biraz daha sokulurken bende kollarımı beline doladım. Kokusunu buram buram içime çektim. Kendine has bi kokusu vardı. Bu kokuyu hiç unutmayacaktım. Isterse birdaha gözüme gözükmesin, isterse yanıma yaklaşmasın. Bu koku hep benimle kalacaktı. Ve bugünüde hiç unutmayacaktım. Beni kandırdığı zamanlarda sadece bana böyle iyi ve şefkatli davranıyordu. Oda yalandı. Ama şimdi ilk defa beni birazda olsa önemsediğini düşündüm. Bilmiyorum belkide sadece sahiplenmeyi seviyordu.

"Bunu sana yapanın peşini bırakmıycam. Sana dokunduğu için,gözündeki her damla bir yaş için , seni bu denli üzdüğü için onu doğduğuna pişman edeceğim. Benim olana dokunulmayacağını öğrenecek . Yemin ederim güzelim, bunu ona ödeticeğim"

Aptal. Anlasana . Beni üzen o değil sensin. Yalancı bir tecavüz , bana dokunmamışken bile beni ne kadar üzebilir ki? Beni üzen beni paramparça etmiş olman. Bana bu kadar yakınken aynı zamanda çok uzak olman. Beni kendine aşık etmişken , senin beni sadece bir araç olarak kullanman. Beni üzen sensin. Kalbin.

Ben her hücreme kadar seninken, senin kalbinin bana ait olmaması beni üzen...

SOYGUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin