SOYGUN

-9-

Gördüğüm rüyanın etkisiyle sabah kan ter içinde uyandım. Kendime gelebilmek için hemen soğuk bir duş aldım. Rüyamda annemin yepyeni bir hayatı vardı. Yeni bir eşi,yeni bir çocuğu. Ve beni hayatından tamamen silmişti. Genelde rüyalarda hep tersi çıkar derler. Ama bu rüya öyle gerçekçi geliyordu ki,hatırladıkça ağlamak istiyordum. Bunları düşünmemem gerektiğini kendime hatırlatarak aşağıya inip karnımı doyurmak amaçlı gevreklerden koydum. Karnımı bir güzel doyurduktan sonra telefonumu kontrol ettim. Isimsizden mesaj vardı.

"Evet Dora. Sana dediğim gibi Justin yanına geldi ve ilk aşamayı başarılı bir şekilde geçtik. Suanda 2.aşama var ki burada sana gerçekten çok iş düşüyor. Öyle birşeyler yap ki sana aşık olsun. Bugün Justin saat 16.00'da sana yollayacağım adreste çok eski ve aynı zamanda çok çapkın bir arkadaşıyla buluşacak. Sende orada olacaksın. Ve yanında Derek'ide getir. Gerisi zaten kendiliğinden gelecek. Bol şanslar."

İsimsizin mesajını okuduktan sonra diğer mesajda attığı adresi kaydettim ve sonradan elim ayağım dolaşmasın diye giyeceğim kıyafetleri hazırlamaya koyuldum. Bide Derek'ide gitmeye ikna edecektim. Biraz zor gibi görünüyor çünkü Derek bu tür şeyleri sevmez. Ona ya ev Yada bar diyeceksin ki hemen dibinde bitsin. Herneyse diyerek dolabıma bir göz attım. Deri tayt ve bir tişörtte karar kıldığımda çıkartıp yatağın üstüne hazırladım. Bi duşa girmem lazımdı ama önce Derek'i ikna etmeliydim. O yüzden telefonumu alıp bizim eve gelmesini söyledim. Yarım saat sonra Derek gelmişti. Onu içeri alıp ikimizede birer kahve yaptım.

"Derek, bugün Justin eski bir arkadaşıyla buluşacakmış. Gideceği yerin adresini biliyorum. O yüzden birlikte gidiceğiz." diyerek kestirip attım.

"Sen nerden biliyorsun peki bunu?"

Kahvemden bir yudum aldıktan sonra Derek'i yanıtladım.

"Justin Bieber'ın hayran gruplarından birkaç kızla arkadaş edindim. Onlardan öğrendim işte. Hadi hadi hemen git hazırlan"

Derek beni ikiletmeden hazırlanmak için evden çıktığında şaştım kaldım. Bu kadar kolay mı olacaktı yahu.

Bende oyalanmadan odama çıkıp önce bir duş aldım. Duştan sonra hazırladığım kıyafetleri giymeye koyuldum. Kıyafetleri giyindikten sonra saçlarımı düzleştirip tepeden sımsıkı bağladım. Daha sonrada makyaj masama geçip eyeliner,rimel ve göz kalemi sürdüm. Dudaklarımada koyu kırmızı bir ruj sürdüğümde işte hazırdım. Derek'i arayıp beni almasına dair bir mesaj attım. Yarım saat sonra kapıdaydı. Saat ise 15.50'ydi. Güzel . Yetişirdik. Derek'e adresi tarif ettim. 20 dakika sonra ordaydık. Yaklaşık 10 dakika geç kalmıştık ama sorun olmazdı. Justin ve arkadaşıda zaten oradaydı. Justini görmezlikten geldim ve onların yan masasına oturduk. Garson gelip siparişlerimizi sorduğunda ikimizde birer kahve istemiştik. Derek'le havadan sudan konuşmaya başladık. Sonra dayanamayıp konuyu yine Justin'e getirdi.

"Ee burda böyle oturuyoruz Dora. Justin seni farketmedi bile. Hala neyi bekliyoruz? " Derek'in sorusuna cevap veremeden telefonuma mesaj geldiğini belirten o sesi duydum. Tabikide isimsizdendi.

"Güzel gidiyor Dora. Derek'le yakın ilişkiler kurmaya devam et. Justin birazdan yanına gelecek."

Mesajı okuduktan sonra Derek'e döndüm. "Birazdan gelir herhalde. Ha bu arada Justin bizi yakın arkadaş zannediyor. Ona göre davran."

Derek sıkıntıyla nefesini dışarı üfledi. "Tamam dikkat ederim. Ama sanırım gelmeyecek" dedi sırıtırken.Bende bu Tavrına sinirlendim. Hem isimsizin her dediği çıkıyordu. Bende buna dayanarak kendimden emin bir şekilde konuştum.

"Gelecek,görürsün."

"Justin'in Ağzından"

Bugün yıllardır görmediğim ama çok yakın olduğum arkadaşım Chris'le buluşacaktık. Cidden uzun zaman olmuştu görüşmeyeli. İş güç derken görüşmeye fırsat bulamamıştık. Kardeşimi özlemiştim .,Evden hazırlanıp hemen çıktım. Chris dakik biriydi. Bekletilmeyi sevmezdi. O yüzden acele ediyordum. Cafe'ye geldiğimde saat 16.02'ydi. İçeri girip etrafa şöyle bi göz gezdirdim. Chris her zamanki gibi dakikti. Yanına gidip ona sarıldıktan sonra siparişlerimizi verip sohbet etmeye başladık. Neler yaptığımızla,hayatın nasıl gittiği hakkında konuştuk. Ama Chris'in gözü bende değildi. Dediklerime kısa kısa cevaplar verip duruyordu. Sonunda dayanamayıp sordum.