Charlotte ile birlikte onun arabasına bindiğimizde neredeyse tüm okul bizi izliyordu. Onlara kızamıyordum çünkü pek alışılmış bir manzara değildi. Neyse ki Michael bir saat önce eve gitmişti. Ben de kütüphanede işlerim olduğunu söyleyerek onu ekmiştim. Yalan söylemekten hoşlanmıyordum ama zafere giden yolda böyle ufak tefek fedakarlıklar yapabilirdim değil mi?
Charlotte beni çok şaşırtarak bugün şoför kullanmamış ve arabayı kendi sürmeyi tercih etmişti. Arabayla yarım saat süren sessiz bir yolculuktan sonra gösterişli bir AVM'nin önünde durduk.
"Buraya daha önce geldiğimi hatırlamıyorum." Dediğimde gözlerini devirdi.
"Tabi ki de hatırlamıyorsun çünkü gelmedin. Burası için fazla ucuzsun hayatım."
Pekala, önce onun bana yardım etmesini sağlayacaktım ardından da onu 92 yerinden bıçaklayarak yanar bir dağ bulup içine atacaktım!
"Tamam hadi başlayalım." Dedim gülümseyerek ve sakinliğimi korumaya çalışarak.
"Ah, pekala beni izle ve bir daha gülme midemi bulandırıyorsun."
Dediğini yaptım ve onunla beraber alışveriş merkezine girdim. Charlotte sanki bu alışveriş merkezinde doğup, büyümüş gibi rahat bir tavırla yürümeye başladı ve bir mağazanın önünde durdu. Kafamı kaldırıp baktığımda üzerinde daha önce duyduğum ancak hiç gitmediğim bir marka olduğunu fark ettim. Mike her zaman bu tarz yerlerden alışveriş yapardı. Benimse böyle yerlere verecek kadar param yoktu. Burada ki bir kazağın, en az beş aylık harçlığımla eşit olduğuna emindim. Ancak Charlotte'un yanında kendimi daha fazla küçük düşürmemek için onunla beraber mağazadan içeriye girdim. Biz içeriye girer girmez, takım elbiseli yirmili yaşların başında gibi duran genç önümüzde durdu.
"Hoş geldiniz, teşrifinizle bizi onurlandırdınız Bayan Germony."
"Teşekkürler, ne var ne yok Lucas?"
"Efendim, bizler iyiyiz teşekkürler ancak bu yıl ki koleksiyonumuz çok daha iyi."
"Aslında bugün kendim için değil de arkadaşım için buradayım. Erkek arkadaşıyla bir randevuya çıkacak. Bunun için seksi görünmesini sağlayacak bir elbiseye ihtiyacı var."
"Hay, hay efendim."
Lucas ismindeki adam bana döndü ve gülümsedi "Hoş geldiniz efendim, buyurun."
Onun peşinden gittik ve mağazanın alt katına indik. Adam eline altığı siyah küçük kumandadaki tuşlara bastı ve önümüzde duran büyük cam ortadan ikiye doğru açıldı. Charlotte tüm zarafetiyle içeriye girerken, bende onun değimiyle resmen eziklerin efendisi gibi peşinden gittim. Adam karşımızda duran beyaz kapının üstünde ki küçük tuşlara bastı ve içeriye girmemiz için kapının önünde durdu. Charlotte önden ben arkadan karanlık odaya girdik ve içeri girdiğimizde oda birden aydınlandı. Hadi ama alt tarafı bir elbise almaya gelmiştik bütün bunlarda neydi böyle!?
"Size daha hiç bir alıcının görmediği özel, koleksiyonumuzu tanıtmaktan onur duyarım."
Duvarları beyaz üstüne siyah desenlerle süslenmiş olan odanın içi beklediğimden daha genişti. Odanın içi neredeyse tamamen kıyafet, ayakkabı ve aksesuarlarla doluydu. Açıkta kalan ağzımı güçlükle kapatarak Charlotte'a doğru eğildim.
"Bütün bunlar biraz fazla değil mi?"
"Çeneni kapat eziklerin efendisi."
Charlotte, adamın yanına gitti ve "Başlayalım Lucas."
"Siz nasıl emrederseniz efendim. Emin olun hepsine bayılacaksınız."
Charlotte ve ben kabinlerin önünde duran yumuşak bordo koltuklara oturduk. Lucas bir süre sonra elinde bir sürü kıyafetle geldi ve hepsini kabine astı. Charlotte'un ateş saçan gözlerini bana diktiğini fark ettiğimde şaşkın şaşkın etrafı izlemeyi bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Best Friend / Michael Clifford (Bitti)
Fiksi Penggemar"Pekala, bir bakalım. Saplantılı derecede aşık olduğum, bana asla aşık olmayacak en yakın arkadaşımla yatıyorum. Tam anlamıyla acınası bir haldeyim. Ama iyi tarafından bakıyorum da ağzını çok iyi kullanıyorsun." |Michael Clifford Fanfiction|