#19 | First Experience

4.7K 111 75
                                    

Yalnız insanların en büyük sığınağı, hayal dünyalarıdır. Bazen yağmurlu bir günde kulaklıklarını takdıkları zaman sığınırlar oraya bazende gökyüzüne bakarken. Evet, insanlar hayal kurar. Yeni bir işin, güzel bir okulun, sevdiği insanla mutluluğun hayalini kurarlar. Peki onları birbirinden ayıran nedir? Tabi ki de yaşları. İnsan her yaşta yeni, farklı bir hayalin peşinden gider. Peki ya beni onlardan ayıran neydi? Benim hayalimin hep aynı olması. Hep aynı derecede ulaşılmaz ve imkansız olması ancak şimdi dağınık sarı saçlarıyla karşımda oturan ve telefonuyla uğraşan hayallerimin değişmeyen adamına bakarken imkansız diye bir kavramın olmadığını yeni yeni idrak edebiliyordum. Yıllarca onun benim yanımda olmasına bile alışamamışken şimdi benim olmasına alışmam çok fazla zaman alacak gibiydi. Ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın onu ilk gün gördüğüm küçük ama cesur Michael gibi sevecektim. Bir insan sevdiği adamı, içinde öldürebilir. Bir insan en yakın arkadaşına sırtını dönebilir ama bir insan çocukluğundan vazgeçmek isterse işte o zaman tüm geçmişi alev alır ve geleceğini de yakıp, kül eder. Bu hikayenin sonunda yanan bende olabilirdim ama zaten onunla yada onsuz her şekilde yanıyordum. Sadece bu sefer tamamen kül olurdum.

Ve bana soracak olursanız, sönüp gitmektense yanıp kül olmak daha iyiydi. (Kurt Cobain)

...

Pekala, bundan bir yıl önce birisi gelip bana "Michael seninle yatmak isteyecek ve sende gidip, Charlotte'dan yardım isteyeceksin. Charlotte ile birlikte abartılı bir gece elbisesi seçtikten sonra Michael seni sosisli yemeye davet edecek." Deseydi ona kıçımla sağlam bir kahkaha patlatırdım ama görüldüğü üzere hayatta çok tuhaf şeyler olabiliyordu. Şimdi Michael ile evimizin -evet biliyorum bu bile kulağa çılgınca geliyor- koltuğunda otururken oda telefonuyla uğraşıyordu. Teknik olarak şuanda tamda beni düzüyor olması gereken zamanda telefonuyla uğraşması biraz garipti. Charlotte'un tuhaf tavsiyelerine uyup, uymamak konusunda tereddüt ettim ve sonunda "Ne kaybederim ki!?" Diyerek ayağı kalktım. Bu sırada "gururunu!" diye bana cevap veren iç sesimi de susturmayı ihmal etmemiştim. Yatak odasına gidip, Charlotte ile aldığımız poşetleri karıştırdım ve elime küçük Victoria Secret poşeti geçince duraksayarak poşetin içindekileri çıkarttım. Tanrım! Cidden hayatımın en tuhaf gününü geçiriyordum! Hadi ama en fazla rezil olurdum değil mi? Üstümü çıkartıp, iç çamaşırlarını giydim ve boy aynasının karşısına geçtim.

 Tanrım! Cidden hayatımın en tuhaf gününü geçiriyordum! Hadi ama en fazla rezil olurdum değil mi? Üstümü çıkartıp, iç çamaşırlarını giydim ve boy aynasının karşısına geçtim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Beklediğimden daha güzel durmuştu ancak sorun şuydu ki ben bununla aynaya bakmaya bile utanırken Michael'ın yanına nasıl gidecektim! Kendi içimde ikiye bölünmüş gibiydim. Bir tarafım "Yapabilirsin kızım!" derken diğer tarafım "Ah, Tanrı aşkına çıkar şunu üstünden komik duruyorsun." Diyordu ve kesinlikle o tarafımın ikna etme konuşması daha etkiliydi. Telefonumu elime aldım ve ne yapacağımı yada ne diyeceğimi bilmeden Charlotte'u aradım. Telefonu üçüncü çalışında da açmamış olsaydı kapatacaktım ama açtı.

"Yine ne var çirkin gergedan yavrusu?"

"O ördek değil miydi?"

"Ördek senin için fazla iyi olurdu."

Best Friend / Michael Clifford (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin