GİT EBRU!

102 6 1
                                    

Kerim'den...

Başak o kadar güzel görünüyordu ki... Büyülenmemek elde değildi...

"Hadi Kerim hazırım ben."

"Tamam hadi geç! Erkek arkadaşına ulaşabildin mi?"

"Hayır. Meraktan öldüm."

"Merak etme umarım telefonu falan bozuktur." dedim.

Yol uzun sürmedi. Yakınmış. Başak sahne arkasına geçti. Bende ön taraflara oturdum. Başak sahneye 3. Çıkan kişiydi.

O kadar güzel çalıyordu ki... Melek gibiydi... Sanki her an kanatlanıp uçancaktı.

Başak'la Cansu birbirlerinden çok farklılardı.

Cansu, elindeki ile yetinemeyen dediğim dedik bir kızdı. Ama Başak, gözü yukarda olmayan sadece hayallerinin peşine düşen bir kızdı. Benim kadınım böyle olmalıydı. Cansu gibi değil. Ama Başak'la ben sadece arkadaştık. Öylede kalacaktık.

Başağın çaldığı parça bitmişti. Herkes alkışlıyordu. Bende.

Birden Başağın üzerine gül yaprakları dökülmeye başladı. Başak'da şaşırmıştı. Sonra bi adam. Sanırım bu bir adam Mehmet'ti. Tanımadığım adam çıktı sahneye. Başağın çaldığı parça çalıyordu arkadan. Adamın Başağın elini tutmasını görmemle Mehmet olduğuna emin olmam bir oldu.

"Sen benim her şeyimsin Başak! Sensiz ben bir hiçim. Biz seninle bir bütünüz. Ayrılamayız. Hatırlıyomusun birbirimize bir söz vermiştik biz. Her daim yan yana olacağımıza. Şimdi bu hayali gerçekleştirmek için, ilk adımımızı atıyorum." dedi Mehmet olduğunu anladığım çocuk. Sonra diz çöktü.

"Senin bütün ömrüne talibim prenses. Benim eksik yanımı ömür boyu tamamlamaya varmısın?" dedi. Başağın mutluluktan ağladığını görebiliyordum. Benimde kalbime bir acı batmıştı. "Evet!" diye bağıran Başağın sesi ile gözümden yaş damlaması bir oldu. Herkes alkışlıyordu. Benim dışımda... Mehmet Başağa sarıldı. Bende o an orada kül olup bir bir yere döküldüm.

Aşık olmuş olamazdım. Hayır! Aşık falan olmamıştım. Başak yanıma doğru geliyordu. Ne yapacaktım şimdi ben? Ne diyebilecektim.

"Çok... Çok mutlu oldum senin adına."

"Teşekkür ederim. Hadi gel seni Mehmet'le tanıştıracağım." dedi ve elimden tutup çekmeye başladı. Dur diyemiyordum işte. Elim Ayağım bağlanmıştı.

"Gel işte burada."

"Mehmeet. Hayatım gelsene. Bak bu Kerim. Kerim bu da Mehmet." dedi. Mehmetle tokalaşıp, Başağa döndüm.

"Iı... Şey Kerim benim yeni ev arkadaşım."

"Hım. Ne güzel aşkım." dedi. Ne yani karşı çıkmayacakmıydı? Ben olsam hayatta izin vermezdim. Bu çok rahat bir adamdı.

1 hafta sonra...

Başak'tan...

Bu gün Mehmet'le nikah tarihimizi almaya gideceğiz. Çok mutluyum. Hayallerime kavuşuyorum nihayet.

Odamın kapısı çalmasıyla "Gel." demem bir oldu. Evet odam dedim. Benimsedim artık. Burası benim evim, yuvam olmuştu.

"Mehmet geldi."

"Tamam geliyorum."

"Başak!"

"Efendim Kerim?"

"Eminsin değil mi?"

"Eminim tabii ki!"

"Ebru'ya haber verelim."

"Olmaz Kerim."

KAYBOLAN BENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin