Bölüm 12

1.4K 141 24
                                    

    Sabah gerinerek uyandı martin. Uzun zamandır bu kadar rahat yatakta uyumayı beklemiyordu. Yavaşça Aurelion'u uyandırmadan kalktı yataktan. Yüzünü yıkadı ve biraz kendine gelmeyi bekledi. Kendine gelince Aurelion'u uyandırdı.

   Kısa süre kapının çalma sesi duyuldu. Yavaşça kapıya ilerledi Martin."Kim O?" Dedi sakince. "Kahvaltı getirdim efendim" sesini duyunca kapıyı yavaşla açtı. Büyük masa ile bir adam içeri girdi. Masayı bırakan adam kafası ile selam verdikten sonra dışarı çıktı. Martin Aurelion'u da çağırdıktan sonra kahvaltıyı yapmaya başladılar.

Kahvaltıyı da yaptıktan sonra Martin şehri biraz gezmek ve tanımak istedi. Handan çıkıp büyük bir kalabalığın olduğu yere yani pazara ilerledi. Biraz dolaştıktan sonra gözüne aksesuarcı takıldı. Çeşit çeşit bileklikler kolyeler bulunuyordu. Biraz daha dikkatli inceleyince gözüne bir bileklik takıldı. Bilekliği yavaşça eline aldı. Gümüşten yapılmıştı. Ejderha motifi vardı. Ejderhanın gözünün yerine parlak bir kırmızı taş vardı.

"Bu bilekliğin fiyatı nedir ?"dedi Martin.

"Efendim o efsunludur eğer mücevhere dantianınızdan biraz enerji yollarsanız sizi koruyan güçlü bir bariyer ortaya çıkar. Üstelik tek kullanımlık değildir. O yüzden fiyatı size pahalı gelebilir. Sadece 10 altın efendim." Dedi adam.

Martin için fiyat önemli değildi sonuçta ticaret bilekliğinden ve iki yeşil yüzüğünüde oldukça para vardı. Bileklik hoşuna gitmişti. Parayı Adama uzatıp bilekliği taktı. Burada çok daha değerli eşyalar satıldığından emindi.

Martin bir terziciye doğru ilerlemeye başladı kendisine özel bir kamuflaj elbisesi ve pelerin yaptırmak istiyordu. Terziden içeri girip istediklerini anlattı. Kıyafetleri yarın tamamlanacağını öğrenince çıktı ve hanın yolunu aldı.

Handan içeri girdi ve odasına yönelirken hancıya seslendi.

"Odama en iyi yemeklerini bekliyorum kesemin ağzı açık." Dedi.

Hancı gülümseyen bir yüzle onayladı. Bu kişinin çocuk olmasına hayla aklı ermiyordu ama onun için kazanç varsa hiçbir şey önemli değildi.

***

Yemekleri yiğen Martin yavaşça lotus pozisyonu aldı ve meditasyona başladı. Dantianına enerji çekerken oldukça rahattı. Okulda elementlerinide geliştirmeyi aklına soktu. Kısa süre sonra enerji çekmeyi bıraktı. Ne kadar denerse demesin çok yavaş ve az enerji çekiyordu. Bıkkınlıkla kalktı ve Aurelion'a baktı. Onunda kendisini izlediğini farkedince tekrar dışarı çıktı. Yarın büyük gündü ama Martin daha akademinin ismini bile bilmiyordu. Yavaşça şehrin en büyük binası olan akademiye doğru yol aldı.

  Kısa süre sonra akademinin önüne varan Martin yavaşça akademiyi süzdü. İki dev kapının üstünde kocaman "KIZIL ANKANIN ATEŞ AKADEMİSİ" yazıyordu. Kapılar sonuna kadar açıktı. Üst sınıf öğrencilerden bazıları içeri giriyor bazıları çıkıyordu. Kızıl renkli okul kıyafeti giyorlardı ve kalp hizasında Anka sembollü rozet takmışlardı. Kapıdaki muhafızlar insanları süzüyor olası tehlikelere karşı tetikte duruyorlardı. Martin bu okula katılırsa bolca kaynak bulup güçleneceğinden emindi. Yavaşça sırıtarak hana geri döndü.

***

Sabahın erken saatlerinde kalkıp hemen hazırlandı Martin. Yavaşça akademiye doğru yol aldı. Büyük kapıdan içeri girdi ve karşısına büyük bir bahçe çıktı. Bu bahçede onun gibi bekleyen yüzlerce çocuk vardı. Kısa bir süre sonra bir elder ortaya çıktı.
(Elder=Kısaca öğretmen.)

Bu elder genç bir bayandı. Kırmızı saçlara bembeyaz vucüda sahipti. Küçük bir burna ve güzel gözlere sahipti. Elderi gören çocukların ağızları sulanmıştı. Martin ise eldere dikkatlice bakıyor ne diyeceğini merak ediyordu.

Elder kısa bir süre daha bekledikten sonra konuşmaya başladı.
"Ben elder Ling Yu. Şimdi sizi 3 aşamalı bir teste sokucam. İlk aşama için en az kök aleminde olmalısınız."

Bunu duyan kalabalıksan büyük bir şaşırma geldi. Çoğu 15-16 yaşlarındaydı ve kök alemine girmek değil yaklaşamamışlardı bile.

Elder ise tekrar konuşmaya başladı.

"Yapmanız gereken bu tünelden başarıyla geçmek. Tüneldeki mekanizmalara dikkat etmeniz gerek yoksa ağır bir şekilde yaralanabilirsiniz. Kök aleminde olmayanlar ise ölebilir o yüzden tafsiye etmiyorum. Ayrıca tüneli ilk bitiren kişiye ise tabiki bir ödülümüz olucak. Bu ödül 5.seviye bir teknik ve bolca altın."

Kalabalıktan büyük sevinç sesleri gelirken Martin hayla bir tepki vermemişti çünkü 5. Seviye teknik nedir hiç bir fikri yoktu. Neydi ki buseviyeli teknik ? En iyisi birinci olup ne olduğuna kendisi bakmaya karar verdi. Tünelin dev kapısı yavaşça açılmaya başladı. Dev kapı tamamen açılınca elder Ling Yu konuştu.

"Hepinize başarılar diyorum. Hazır...ve başla!"

Elder Ling Yu başlama komutunu verince herkes mağaraya akın etmeye başlamıştı. Martinde çok beklemeden koşmaya başladı. Kısa süre içinde mağaraya adım atmıştı. Önünde çok fazla insan olsada kısa süre sonra çoğu tuzaklara yakalanmaya başladılar. Martin bu gidişle kesinlikle birinci olamazdı hatta yaklaşamazdı bile. Martin yavaşça durdu ve Hafif Adımları kullanmaya başladı. Çoğu kişi neden durduğunu umursamadan yanından geçti.

Martin hazır olduğunu hissedince kafasını kaldırdı ve bir şimşek gibi insanları geçmeye başladı. İstese kanatlarını kullanarak bu yarışı anında bitireceğini bilsede Kök Aleminde uçtuğu duyrulursa büyükler tarafından sıkıntı olurdu. Martin herkesi geçmeye başlasada şuan birinci olmadığına emindi. Aradan üç yemek saati geçmesine rağmen çıkışı bulamamıştı. Bu lanet yer tam bir labirentti. Son bir yol kaldığında Martin o yolu da denedi ve çıkış kapısına ulaştı. Çıkış kapısının hemen yanında bir kitap ve bir torba altın bulunuyordu. Martin yavaşça kitaba yöneldi. Kitap eski gözükmesine rağmen sapasağlam duruyordu. Elise tam kitabı süreceği vakit arkasından bir ses duydu.

"Dur ! Kitaba almak için benimle savaşmaya be dersin."

Martin arkadını döndü ve çocuğu yavaşça süzdü. Bu Martin'den sonra gelen 2.kişiydi. Anlaşılan birincilik için savaşmak istiyordu. Martin bu savaşı reddedip kitabı ve altın kesesini alabilecek olsada o bunu yapmadı. Yavaşça gülümsedi ve değerli kılıcı olan Yettain'i eline aldı ve konuştu.

"Gel bakalım hangimiz birinci olmayı hakediyormuş görelim."

-----------------------------------/

Evet uzun bir aradan sonra yeni bölüm atmayı başardım. Bazı sebeblerden dolayı yazamıyordum ama artık önemli değil. Hatalardan dolayı özürdilerim ve sonraki bölümde görüşmek üzere.

Martin NoahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin