3 DÖNÜM NOKTASI

19.3K 727 79
                                    

Ne yapacağımı bilmiyordum. O ceket Özgür'ündü ve ona geri vermem gerekiyordu. Ayrıca yarın okula da gitmemem gerekiyordu. Bu yüzle insan içine çıkamazdım. Ama ceket vardı ? En iyisi babam uyuduğunda odasına girmekti. İyi de ne zaman ? Ceketi bu gün alsam yarın okula gidemezdim, evde de saklayamazdım, yüzüm düzelene kadar beklesem ? Ceketin başına bir şey gelebilirdi. Ne yapacağımı bilmiyordum. Özgür'e olanları anlatsam ? Bunun içinde okula gitmem gerekirdi ki gitsem bile ona ne anlatacaktım ?

Derin bir iç çekerek odama girdim ve kapıyı kilitledim. En iyisi, sabah karar vermekti.

Ördekli pijamalarımı giydim, odamdaki lavaboyu kullanıp elimi yüzümü yıkadım ve yatağıma girdim. Okulda uyumuş olsam da üzerimde bir kırıklık vardı, bunda dayak yememin de etkisi olabilirdi tabi.

Gözlerimi kapattım ve yorganıma sıkı sıkı sarıldım. Aklıma Özgür doluyordu. Neden böyle olduğunu, aklımdan çıkmadığını bilmiyordum. Üstelik bugün görmüştüm onu. Birde onu düşünce karnımda tuhaf bir şeyler oluyordu. Bunların ne anlama geldiğini ve neden meydana geldiğini bilmemek beni sinirlendiriyordu. Ama her ne oluyorsa aynı zamanda da mutlu ediyordu. Göz kapaklarım kapansa bile Özgür'ü görüyordum. Gülümseyerek uykuya bıraktım bilincimi. Mutlu olmak benimde hakkımdı.

______________________

Gözlerimi acıyla araladım. Güneş perdemden sızıp direk gözlerime vuruyordu. Yüzümü buruşturarak yorgun bedenimi yatakta zorla oturur pozisyona soktum. Her yerim ağrıyordu. Ama kalkmak zorundaydım. O ceketi almam gerekiyordu. O okula gidecektim ! Ama sivil olarak. Özgür'ü okulun bahçe kapısına yakın bir yerde beklerdim. Görünce yanına gidip ceketi verir teşekkür eder ve hemen geri dönerdim. Sonuçta geceye kadar beni beklemişti okulda.

Aniden verdiğim karardan memnun kaldım ve zorla ayağa kalkıp yatağımı düzelttim. Ardından hızlıca banyoma girip elimi yüzümü yıkadım, yüzüme bakmaya korkuyordum ama bakmak zorundaydım, başımı korkarak kaldırdım ve aynada kendimle göz göze geldim.

Morarmış bir elmacık kemiği. 

Patlak, kabuk bağlamış bir dudak. 

Dolan gözlerimden yaş akmasına izin vermedim. En azından okuldan gelene kadar. Zaten geldiğimde ağlayacaktım. Babam ceketin yokluğunu tabi ki fark edecekti.

Odama geri döndüm. Pijamalarımı çıkarıp yatağın üstüne koydum ve dolabımın kapağını açıp kot pantolon, kısa kollu bir tişört ve uzun kollu bir hırka çıkarıp giydim. Belime kadar olan saçlarımı elimle düzelttim ve yüzümün iki yanından salık bırakıp, hırkamın şapkasını örttüm. Yüzümün fark edilmesini istemezdim.

Hazır olduğumda odadan çıktım ve yavaşça kapımı kapattım. Şimdi en zor olan yere gelmiştim. 

Babamın odasına girip ceketi almak !

Kapıyı yavaşça açıp parmak uçlarımda odaya ilk adımımı attım. Neyse ki akşam oldukça içmişti ve uyanması zordu. Gözlerim ceketi aradı ve yerde olduğunu gördüm. Hem ceketi istemişti, hatta zorla almıştı, hem de yere atmıştı. 

Başımı iki yana sallayıp ceketi aldım ve hızlı adımlarla odadan çıktım, ardından vakit kaybetmeyip ayakkabılarımı giyip anahtarımı da hırkamın cebine koyup evden kapıyı yavaşça kapatarak çıktım.

______________________

Okulun önüne geldiğimde önce bahçeye baktım, kalabalık değildi, Özgür'ün geldiğini sanmıyordum. Dersin başlamasına yaklaşık on beş dakika olmalıydı. Okuldan biraz uzaklaştım ve ilerideki parkın banklarından birine oturdum. Ceket elimdeydi, gerginlikten sımsıkı tutuyordum.

DİLSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin