Elimdeki dumanı tüten kahveden bir yudum daha alarak öğle arasına dek binbir zorlukla geçirdiğim dersleri düşündüm . Zaten çekilmez olan matematik ve felsefe , Mirza'nın üzerime bomba misali atıp kaçtığı gerginlikle işkenceye dönmüştü . Beni bırakıp kaçan arkadaşlarım öğle arasında yolumu gözlemişti . Ve olanları en ince ayrıntısına kadar mecburen anlatmıştım . Altını çizerek belirtmeliyim ki mecburen..."Bu çocuğa ne olmuş böyle ? Yurt dışı havalandırmış bunu ."
Özün'ü onaylarken "Aynı zamanda sapıklaştırmış ." diye söylendi Aysu .
Ben ise omzumu silkmekle yetindim .
"Boşversenize . Bu okulun istediği gibi züppenin teki olmuş işte . Ve mutlu son ."
Özün , Aysu'nun dürtüklemesiyle gösterdiği tarafa baktı ve küfürünü son anda frenleyebildi . İkisinin de arkamdaki bir noktaya bakınmış , günün bilmem kaçıncı şaşkın bakışlarını atıyorlardı .
"Yine ne oldu ?"
Oturduğum sandalyede arkama döndüğümde gördüğüm manzara içler acısıydı .
Işık kolunu bir kanca misali Mirza'ya takmış , tek hücreliler meclisi olarak adlandırdığım arkadaş grubuna sürüklüyordu .
Işık...
Okulun erkek avcısı olarak anılan popüler kızı . Normal okullarda bu tarz tipler başarılı olmaz ve tüm odaklarını erkeklere yöneltirdi . Fakat benim standartın üstünde okulumun öğrencisi olan Işık , okul birinciliğine aday gösterilen dahi bir okul kraliçesiydi .
Kısacası Işık'ın hırsı alan tanımıyordu .
Topukluları tüm kafetaryada yankılanarak grup arkadaşlarına zimmetli masaya oturduğunda biz de dahil tüm gözler üstündeydi . Benim eteğimin kısalığıyla dalga geçen Mirza zaten süper mini olan eteğini daha fazla kısaltarak kemer yapabilecek kapasiteye ulaşmış Işık'la oturmuş sohbet ediyordu .
Ah , sanırım gözüm seyiriyor...
"Mina iyi misin ? Gözüne seyirmekten kramp girecek resmen !"
Özün'ün seslenişini aldırmadan dik bakışlarımla Mirza'yı rahatsız etmeye çalışıyordum . Millet bir bakışıyla ormanı ateşe veriyordu . Ben ise bakışlarımla ancak seyirci kalabiliyordum .
Hayat sahnesine en arkadan bileti olan bir seyirci...
Aysu kolumu dürtükleyerek "Al işte . Kız transa girdi ." dedi .
Pes ederek kızlara döndüm ve soğumuş kahvemin saniyeler içinde yasını tutarak masadan kalktım .
"Mina , nereye gidiyorsun ?"
"Yapıştırıcı almaya ."
Bakışlarımı yerden kaldırmadan kafetarya kapısından çıktım ve temiz havayı tek bir solukta ciğerlerime doldurdum . Kollarımı gövdeme dolarken mırıltılı kelimeler dökülüvermişti dudaklarımdan .
"Kalbimi onaracak yapıştırıcıyı da nereden bulacaksam..."
●●●
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY IŞIĞI
KurzgeschichtenSosyetenin beş çayında adeta sıkışıp kalmış üç genç kızdı onlar . Her biri gelecekte yaşayacakları süslü hayatın baskısı altında ezilmeye mahkumdu . Fakat onlar özgürlüklerini hayatta tutmaya yeminliydi . Böylece Gececiler doğdu . Ay ışığında orta...