Konya ne güzel şehirdir. Mevlana yeter zaten Konyanin güzelliğini anlatmak için. Konyanin insanları da özeldir. Yardımseverdir, misafirperverdir,güler yüzlü, sıcacık kalpleri olan insanlardır. (İstisnalar kaideyi bozmaz ; ) ) İşte Ruveyda da öyleydi. Konyalı bir genç kız. Her zaman okulunda , mahallesinde, lisede ve üniversitede de çok sevilirdi, hem arkadaşları hemde öğretmenleri tarafından.
Rüveyda PDR okumuştu. İnsanların psikolojisini hemen çözümler ve onları nasıl gülümseteceğini çok iyi bilirdi. Bir lisede görevini sürdürüyordu. Ve en çok istediği şey umreye gidebilmek ve Medine de Hz. Muhammed (s.a.v.)' ı biricik peygamberimizi ziyaret etmek, ona en içtenlikle selam vermek,yeşil halı da namaz kılmak ve Kabeyi görmek gördüğü an ilk duasını geri çevrilmeyen duasını yapabilmeyi altın oluğun altında namaz kılmayı ve de çokça umre yapmayı istiyordu.
Ne güzel şeyler istiyordu Rüveyda birçok kişi gibi belki varlıklı biri ile evlenip hayatını devam ettirmek,ya da ev araba değil de Mescid-i Nebi' yi ve Mescid-i Nebevî 'yi görmek istiyordu. Bunun için maaşlarından çok az harcayarak biriktirmişti umre için annesi ve babası ile gideceklerdi. Anne ve babasına da başvurudan sonra haber verdi surpriz yaptı zaten haber vermesi gerekiyordu pasaport ve vize için.
Bütün işlemler hallolurken Rüveyda da hem öğrencilerinden hem de meslektaşlarından tek tek helallik istedi. Umreye giderken adetti bu sonuçta o mübarek topraklarda vefat eden insanlarda vardı o yüzden helallik alınır öyle gidilir. Aldığı helalliklerin ardından eve giden Rüveyda çok mutluydu. Hep gitmek istediği yerlere sonunda gidebilecekti.
Annesi ve babasıyla valizlerini topladılar. İçi içine sığmayan çok istediği oyuncak hediye alınmış küçük bir çocuk gibi içi kıpır kıpırdı. Sürekli anne babasını öpüyordu yanaklarından. Onlarda Rüveydanın bu haline gülerek karşılık veriyorlardı."Kızım benim. Çok istedin Rabbim de nasip ediyor. Yavrum benim güzel gözlü narin kızım."
"Evet anne sonunda o kadar mutluyum ki çok sabırsızlanıyorum."
"Gercekten mi kızım sen söylemesen hiç belli olmuyordu inan"dedi babası
Yaşlı karı koca gülerken kiz
"Ya baba neden uğraşıyorsun benimle biricik kızın değil miyim ben senin."
"İnsan sevdiğiyle uğraşırmış güzel kızım benim. Biricik yavrum."
Gercekten tek çocuklarıydı diğer çocuklarını bir trafik kazasında kaybetmişlerdi ve çarpan kişiyi bile bulamamışlardı. Üçünün birden gözleri yaşardı. Kız hemen durumu toparladı
"En çok umreyi kardeşim Muhammed için yapacağım "
"Bizde yapacağız kızım " dediler. Sonra da odalarına gidip uyudular. Yarın sabah saat 9 da uçakları kalkacaktı o yüzden 2 saat önce gitseler iyi olurdu.
Ertesi gün Rüveyda kurduğu alarmla gözlerini mutlulukla açtı. Anne babası da uyanmış abdestlerini almışlardı Rüveyda da hemen abdestini alıp namaz için uygun bi şekilde giyinip babasının arkasında annesinin yanında yerini almıştı. Kıldıkları namazın arkasından üçünün de elleri dua için şemaya kalkmıştı. Ardından Âmin diyerek ellerini yüzlerine sürdüler.
Rüveyda onlara hemen kahvaltı hazırladı. Kahvaltıyı yapıp valizlerini aldılar ve dua edip evden çıktılar. Okuldan arkadaşı Sümeyye çoktan kapıya gelmişti.
"Hayırlı sabahlar kardeşim. "
"Hayırlı sabahlar canımın içi .Ömer Amcam ve Zeynep Teyzem sizlere de hayırlı sabahlar. "
"Sağolasın kızım " dedi ikisi de
ve arabanın bagajina valizlerini yerleştirme işleminden sonra havaalanının yolunu tutmuşlardı. Rüveyda çok farklı hissediyordu. Evinden ilk defa bu kadar ayrılacaktı . Garip hissediyordu. Biraz hüzünlenmişti. Havaalanına geldiler ellerinde valizlerle arkadaşı Sümeyye ile vedalaştı ama ikisi de ağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINIR ÖTESİ BİR MASAL (KİTAP OLDU)
General FictionAÇIKLAMA:Kitap olduğu için 6.bölümden sonrası kaldırılmıştır!!! Kitabı almak istersiniz aşağıdaki linki ziyaret edebilirsiniz. 🤗 https://www.morenayayinevi.com/urun/sinir-otesi-bir-masal/ Sınır ötesi bir masala hazır mısınız? Kalbi geceden karanlık...