BAKICI-3

7.1K 244 22
                                    

Sabah yatak beni atana kadar yataktan çıkmadım demeyi ne kadar çok isterdim bilemezsiniz. Ama güzel uykumu bölen tabii ki de Arel'in çığırmasıydı. Evet evet cidden çığırıyordu ağlamaktan öte birşeydi bu. Yanına vardığımda yüzünün kıpkırmızı olduğunu görünce korkmadım değil ama sonra kendimi "Sen buna dört yılını harcadın okulunu okudun kızım ne korkması!" diyerek gazladım. Ve sonra Arel'i kucağıma almayı akıl edebildim. Arel kucağımda mutfağa inerken gördüğüm herkese günaydın demeyi de unutmamıştım. Mutfağa ulaştığımızda Meltem'in bir şeylerle meşgul olduğunu gördüm. Ona da günaydın diyerek Arel'in mamalarının ve biberonlarının nerede olduğunu sordum. Ve Arel'in kahvaltısını hazırlamaya başladım. Ki kahvaltısı sütle karıştırılmış toz mama oluyor. Mamayı hazırladıktan sonra tekrar Arel'in odasına çıkıp Arel'i kucağımda beslemeye başladım.

*****

Öğlene doğru Arel hala uykusunu çekmekteydi. Ben de benliğimin tüm sessizliğiyle kitabıma dalmışken aşağıdan anlamadığım sesler yükselmeye başladı. Bir yanım aşağıdaki gürültülerin ne olduğunu merak ediyor 'aşağı gidip ne olduğunu öğren' diyordu, diğer yanım da 'aman boşver sana ne' diyordu. Aslına bakılırsa sana ne diyen tarafım sonuna kadar haklıydı sonuçta bu ailevi bir mesele olabilirdi. Ama şu merak var ya şu merak insana herşeyi yaptırabilir. Biri bir şey derse 'Arel rahatsız oluyor daha sessiz olun demek için geldim' derim. Kılıfını da bulduğuma göre gönül rahatlığıyla aşağıya inebilirim.

Hala emin olmasam da parmak uçlarımda tahta merdivenlerin yarısına kadar indim ve tam kapının girişinde duran uzun boylu, şık ve güzel kadını inceledim. Burada bulunmasının sebebi her neyse buradaki kızlar onu içeri almak istemiyorlardı ve "Lütfen Elçin Hanım, Murat Beyin kesin emri var sizi içeri alamayız." diyerek onu göndermeye çalışıyorlardı. Kadın kızgınlık ve çaresizlik karışımı bir bağırtıyla "Bırakın Arel'imi göreyim onu çok özledim. Oğlum burada napıyor yalnız başına merak ediyorum bakamazsınız ki siz ona" dedi.

Oğlum?!!?

Arel'in annesi miydi bu kadın? Murat Bey'in karısı ya da eski karısı ya da sevgilisi?

Bu kadın Arel'in annesi olması dışında kimdi bilmiyordum ama işler bayağı bir karışık onu anlamıştım. Neden Murat Bey oğlunu bu kadına göstermiyordu ki? Ne yaşamışlardı da bir anneyi çocuğunu ona göstermeyerek cezalandırıyordu?

Murat Bey'i ya da başkalarını bilmem ama ben kapının önünde oğlunu görmek için diz çökmüş ağlayan kadına çok acımıştım. Hiçbir çocuk annesiz büyümemeliydi bana göre. Annesiz büyümüş biri olarak bunun ne kadar kötü bir şey olduğunu çok iyi biliyorum. Hadi benim annem intihar etti ben annesiz büyümeye mecburdum. Ama Arel'in bir annesi varken annesiz büyümesi çok büyük bir haksızlık olurdu onun için.

Çok geçmeden güvenlikler gelip ağlamaktan kendinden geçmiş olan kadının koluna girip onu dışarı çıkardılar. Bense kapanan kapının ardından ne yapabileceğimi düşündüm bir an için. Sonra saçmalama kendine gel bunlar senin boy ölçüşemeyeceğin işler kim bilir neler yaşandı aralarında karışmak bana düşmez siye düşündüysem de kadının en azından beş dakikalığına oğlunu görmeye hakkı vardı bence.

Ön kapıdan çıkamam kadının arkasından gittiğimi görürler. O yüzden mutfağın kapısından çıkıp kadını yakalamam gerekiyor. Hemen merdivenlerin kalan basamaklarını da inip mutfağa ulaştım. Mutfakta kimse yoktu bu işime geldi. Hemen kapıyı açıp bahçeye adımımı attım ve kapıyı arkamdan çektim.

Koşarak bahçeden de dışarı çıktım ve kadını arkası dönük uzaklaşırken gördüm. Hemen arkasından koşmaya başladım biraz yaklaşınca 'Hanımefendi bakar mısınız?' diye seslendim. Arkasını döndü ama yüzünde az önceki ifadeden eser yoktu sanki kapının önünde hüngür hüngür ağlayan kadın o değilmiş gibi geldi bir an için. Aniden masum bir ifade takındı ve 'Buyrun ne istemiştiniz?' dedi.

O an yapacağım şeyden pek emin olamadım ama sonra herşeyi Arel için yaptığımı düşündüm herşey onun annesiyle büyümesi içindi.

"Şey ben Arel'in bakıcısıyım..." 

Henüz cümlemi tamamlayamadan yanımızda siyah bir araba durdu. Ve şoför tarafının camı açıldı içeriden  saçları hafif beyazlamış orta yaşlı bir adam gözüktü ve sanki ciğerleri oksijene muhtaçmış gibi çatallı bir sesle

"Tamam mı hallettin mi? Aldın mı çocuğu?"   dedi.

Kadın, sanki adam söylememesi gereken bir şeyi söylemiş gibi kaşlarını kaldırdı ve adama tehditkar bir bakış savurdu.

Adam hemen bana baktı ve baştan aşağı neredeyse 3 kez beni süzdü. Ardından tekrar kadına baktı ve 'Kim bu?' dercesine bi gözünü kırptı.

O an yapacağım şeyden çoktan vazgeçmiştim zaten sadece buradan nasıl kaçacağımı ve bunları Murat Bey'e anlatmam gerekli mi değil mi daha da ötesi Arel güvende mi değil mi bunu düşünüyordum.

Kadın "Evet buyrun siz ne diyecektiniz?" dedi.

Hemen ne diyeceğimi düşündüm ama lanet olası aklıma hiçbir şey gelmiyordu. "Şey ben şey diyecektim ımmm"

"Aç şu çeneni artık ne diyecektin"

"Aslında çok da önemli bir şey değildi." dedim ve hemen arkamı dönüp eve doğru koşmaya başladım.

Kadın arkamdan "Yakalayın" diye bağırdı ve anında omzumda bir el hissettim. Kimin olduğunu bilmediğim eller kollarımı arkamda birleştirip beni adının Elçin olduğunu yeni hatırladığım kadına doğru zorla götürmeye başladı.

Elçin bir kaç adım atıp dibimde durdu ve tüm gücüyle sağ yanağıma bir tokat attı "Arel'in bakıcısı olduğunu söyledin. Onu bize getireceksin." dedi.

"Napacaksın Arel'i siz kimsiniz bu mafya tipli adamlar neyin nesi? Güvenmiyorum size Arel'i de getirmiyorum hiç bir yere." dedim.

Kadın arkamdaki adama gülüp - erkek olduğunu çıkardığı hırıltılardan anlamıştım -

"Duyuyor musun Ahmet kızımız kahramanlık peşinde birazdan başına geleceklerden habersiz nasıl da konuşuyor öyle." dedi ve sinir bozucu bir kahkaha attı. Hemen ardından arabanın arka koltuğuna doğru ilerlerken "Halledin işini." dedi ve arka koltuktan bir adam çıktı. Simsiyah giyinmiş çok iri bir adamdı korkudan kalbim ağzımda atarken adam bana doğru yaklaşıyordu. Yüzü tamamen yabancı gelirken sol yanağıma bir tokat attı ve kendimi yerde buldum. Ahmet denilen adam "Biz arka sokaktayız Kurt işini halledince gelirsin." dedi ve motor sesi tenha sokakta yankılandı. Az sonra karnıma tekmeler atarken yüzüne dair hatırladığım tek şey alnındaki kocaman bir yara iziydi. Ve lakabının Kurt olduğu.

Orada öylece bana kaç tekme attı sonra nasıl gitti ve o soğuk betonda ne kadar yattım bilmiyorum ama en son gözlerimin bilinçsizce kapandığını hatırlıyorum.

...................

BAKICIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin