🍯Final🍯

2.4K 335 270
                                    

Üç bin küsur kelime ama bölesim gelmedi o yüzden direkt atıyorum

Final bölümü o yüzden yorum görmek fena olmaz di mi :''''))

-

"Bak mesela paralel evren gibi bir şey mi acaba?" dedim, ikimiz de kalorifere sırtımızı vermiş 'gezegenlerimizin benzerliği' hakkında konuşuyorduk. O buradaydı. Gerçekten. Ve ben artık geçmiş ve olasılıklar hakkında kafa yormuyordum. Belki de bunun nedeni, onun büyük bir sabırla tek tek soru işaretlerimi silmesiydi. Dünün ardından, ikinci defa yanıma gelmişti ve şimdiden ona alışmış gibiydim.

"Şanssızsın." diye inildedi. "Bu konu hakkında hiçbir fikrim yok ama öyle ya da böyle işte."

"Sıkıldın değil mi?" homurtuyla gözlüğümü işaret parmağımın biricik eklemi sayesinde yukarı doğru ittirdim ve "Sıkıcı olan sen değilsin." deyişi biraz olsun keyfimi yerine getirdi. "Sadece anlıyorsundur... Sürekli bunu konuşmak..."

"Evet." kafa salladım. "Senin için bayağı sıkıcı oluyordur."

Baş parmağını işaret parmağının ucundan biraz aşağıya hizaladı ve "Biraz," dedi. "Birazcık."

Sevimliliğine güldüm. Gözlüğümü düzelttim ve ışıl ışıl parlayan gözlerine baktım. Yutkunmadan edememişken, bunu fark ettiyse de tuhaf bulmamasını umarak dudaklarımı birbirine bastırdığım sırada, "Kyungsoo." diyerek ismimi telaffuz edişine bir defa daha hayran bıraktı. "Ne zamandır şunları kullanıyorsun?"

Bakışlarıyla göz tarafımı işaret ettiği için, anlamak zor olmamış, bu sebeple direkt olarak "Yeni yeni." diye cevaplayabilmiştim. "Çok olmadı."

"Öyleyse..." elini zemine bastırıp birazcık yaklaştı ve "Şey," dedi. "Bir şey deneyebilir miyim?"

Yakınlığı yüzünden kaskatı kesilsem de, zorlanarak yavaşça başımı aşağı yukarı salladım ve diğer elini bana uzatışı yüzünden nefes dahi alamadım. Parmak uçlarıyla kahküllerimi düzeltip favorilerime kadar indi ve gözlüğümün kenarını kavradığını hissettim. Yavaşça çıkardı ve yere bıraktıktan sonra daha da yaklaştı. Yeniden yutkundum, kalbim boğazımda atıyordu.

"Benim için gözlerini kapatabilir misin?" sorusu üzerine aval aval yüzüne baktığım halde, sözcüklerini kavrar kavramaz göz kapaklarımı örttüm ve sabırsızca bekledim. Ilık nefesi ilk olarak dudaklarıma çarptığından aptalca bir şeyler yapmamak için kendimi sıksam da, tabii ki de dudaklarını dudaklarımda hissetmedim. İkinci defa hissettiğim nefesi bu sefer dudaklarımdan daha yukarıdaydı.

Sıcak dudakları göz kapaklarımdan birinin üzerine yumuşak bir baskı yaptı. Ona tutunmak istedim. Yine de bu yakınlık pek sürmeden, diğer göz kapağımı da hafifçe öperek geri çekildi.

Soluk verip aldıktan sonra "Açayım mı gözlerimi?" diye sorduğum gibi, ellerim de dizlerimin üzerini buldu ve "Tabii." dediğini duymamla göz kapaklarımı araladım.

"Nasıl?" ilgi içinde kafasını yana eğip sordu ve birkaç defa kapayıp açtığım gözlerimi şaşkınlıkla etrafta şöyle bir gezdirdikten sonra ona çevirdim. "Harika değil ama çok daha iyi?"

"Öyle mi?" sevinç içinde kocaman sırıtıp "Sevindim." diye ekledi. "Tekrarlarsak düzelir belki."

"Ha?" her gün alacak mıydım yani bu öpücüğü? Önce afallasam da, sonrasında gülümsemek için gerdiğim dudaklarımı öne sererek kafa salladım. "İşe yararsa ne güzel olur." dedim elimi yere yaslarken, "Gözlükler benim için gerçekten sinir bozucu."

Yerinde hafifçe düzeldi ve zaten zeminde duran elinin biraz daha yaklaşmasıyla parmak uçlarımızı temas içinde kıldı.

"Rahatsız olduğun fazlasıyla ortada ama gözlüklerinle de çok sevimlisin." her zamankinin aksine gülümsemeden konuştuğunda, dudaklarım güz gibi kuruyup kaldı. Gözlerim kırpıştı ve parmak uçlarımızın dip dibe oluşturduğu portreyi izledim.

MarmaladeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin