Bir hastane ortamı.
Ağlayan bebek sesleri etrafta.
Çok yüksek sesle ağlayan bir bebek.
Ameliyathanenin kapısında bekleyen bir baba.
Kızının doğmasını beklerken nasıl bugün diye düşünüyordu.
Bu sırada yüksek sesle ağlayan bebek babasına doğduğunun müjdesini veriyordu sanki.
Bu gün 29 Şubat 2000. Bu gün bir ilk gerçekleşti. Bu gün bir bebek doğdu.
***
-Ovvv sen çok tatlısın.
-Aramıza hoşgeldin minik melek.
-Ay bu neden bu kadar minik.
Genç anne ameliyattan sonra odaya alınmış ve kızı odaya gelmişti. Tabi ailenin bütün tanıdıkları oradaydı.
Her ağızdan bir ses çıkıyor gürültü kirliliği oluşuyordu. Genç çiftin imdadına hemşire yetişmişti.
-Hadi herkes dışarı. Annenin bebeği beslemesi lazım.
Herkes genç çiftle vedalaşıp odadan çıktı. Minik bebek çok dikkat çekiyordu.
Bembeyaz teni, minik burnu, küçük dudakları. O kadar tatlı ve şirindi ki. Çok dikkat çekiyor görenleri büyülüyordu.
Genç anne bebeğini besleyince minik hemen uykuya daldı. Bebeğin babası küçük kızını kucağına alıp odadaki beşiğe yerleştirdi. Daha sonra güzel karısının yanına gidip
-"Çok yoruldun güzelim artık uyku zamanı." deyip eşinin yatmasını sağladı. Daha sonra odadaki bir köşeye geçip bebeğini izlerken uykuya daldı.
***
Hava karanlıktı. Genç çift derin bir uykuya dalmıştı. Ancak genç çiftin kızları uyanık bir şekilde beşiğin içinde etrafa masum bakışlar atıp şirin sesler çıkarıyordu.
Ani bir ses duyuldu. Dışarıdan içeri gelen ışık söndü. Bu sırada genç kadın uyandı. Yattığı yerden kalkıp bebeğinin yanına gitti. Bebeği ona masum bir gülücük atıp şirin bir şekilde baktı.
Genç kadın bu bakışa dayanamayıp bebeğini kucağına alacakken aniden bir el tarafından geriye çekildi. Çığlık atmayı denedi ama sesi çıkmadı.
Etraf aşırı karanlıktı, göz gözü görmüyordu. Bu sırada genç baba da uyanmıştı.
Genç adam gözlerini aralayınca ne olduğunu şaşırmıştı. Karısının çırpındığını görmüş ve yanına gitmeye çalışırken onu da birisi tutmuştu.
İki genç kurtulmaya çalışırken başka bir gölge bebeğin üzerine gidiyordu. Minik bebek ağlamıyordu ama her an ağlamaya başlayabilirdi.
Gölge bebeğin üzerine gitti. Bebeği eline aldı ve genç çifte döndü. Bebek ağlamaya başladı. Genç çift gölgeye yalvarıyordu.
Gölgenin yarı görünen suratında sinir bozucu bir gülüş vardı.
Bebek elinde ağlamaktan bitap düşmüştü. Anne ve baba çaresizdi.
Gölge karanlık bir bakışla bebeğe bakarken metalik sesiyle konuşmaya başladı.
-"Her şey sizin suçunuz. Bu çocuk doğmamalıydı ben sizi uyarmıştım."
Genç çift bu konuşmadan sonra çok korkmaya başladı. Her şey onların suçu muydu?
Evet öyleydi. Onları uyarmışlardı. 29 Şubat lanet getirir diye. Onun sözünü dinlemedikleri için pişmandılar.
Şu an tek yapabildikleri yalvarmaktı. Bebeklerine zarar vermesin diye gölgeye. Çok yalvardılar.
Ancak gölge onları duymadı, ağzını açtı ve bebeğe ağzından çıkan siyah dumanı püskürdü.
Bebek daha çok ağlamaya başladı.
Daha sonra gölge bebeği beşiğine bıraktı ve son kez genç çifte döndü.
-"29 Subat'ın Laneti artık kızınızın üzerinde. Ben bu lanetten kurtuldum." dedi ve karanlıklar içinde kayboldu.
Genç çift bebeğin yanına geldi. Minik bebek hiç bir şey olmamış gibi uyuyordu.
Karı koca korkuyla birbirine baktı.Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı. bu lanet onlarla bir ömür devam edecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
29 Şubat'ın Laneti ~Yakında~
Horror4.11.16 Yayımlama tarihi Bu isimle başka kitap yoktur! Aylardan Şubat, yıllardan 2000, günlerden 29... Hastane bebek sesiyle inliyordu. Bu bir ilkti 29 Şubat'ta bir çocuk doğmuştu. Masmavi gözleri az olan sarı saçlarıyla doğan bu tatlı bebek hiç d...