İstanbul’dan U.Ç isimli kadın, her gece eşi uyuduktan sonra kalkıyor ve sesli olarak
konuşuyor..Kocası eşinin bu durumunu fark ediyor ve her gece uyurmuş gibi yapıp , eşi kalktığında onun kiminle ve ne konuştuğunu anlamaya çalışıyor. ‘’eşim beni hiç umursamıyor. Akşama kadar onun yolunu 4 gözle bekliyorum, ama o her geldiğinde yorgunum, canım sıkkın diyerek, nasılsın sorularıma bile ters cevap veriyor. Bugün az kazandım, bugün şu firma ile sıkıntı yaşadım, istediğim kadar fazla para kazanamıyorum birde şimdi senin
dırdırını mı? dinleyeceğim diyor. Halbuki ben dırdır değil, onunla sohbet etmek istiyorum.
Ben zayıfım, ilgi beklerim, hadi ilgi göstermesin ama bana hep kötü sözler
söylüyor, işte yaşadığı sıkıntıların acısını hep benden çıkarıyor. Sen ise o kadar şefkatli ve
iyisin ki, ben huzur buluyorum, rahatlıyorum. O yüzden artık gecenin bu saatini özlemle çeker
oldum’’ gibi konuşmalarına şahit oluyor. Kocası karısının konuşmalarını asla yüzüne
vurmuyor. Bu konuşmalarını duydukça eşine daha sert davranmaya başlıyor. Artık evde ne
huzur ne düzen kalmıştır. Koca artık bu konuşmalardan aldatıldığına kesin kanaat
getiriyor ve eşine bunun hesabını sadece mahkemede sormaya karar veriyor ve
boşanma davası açıyor.U.Ç. boşanma kağıdını görünce bir şok daha yaşıyor.
Mahkeme günü geliyor ve hakim kadına soruyor. ‘’Eşini aldatıyormuşsun. Başkalarıyla gece
yarıları saatlerce konuşup eşini aldattığını iddia ediyor ‘’ diyor.Kadın neye uğradığını şaşırıyor ve boşanma gerekçesinde konuştuğu kişiyle neler
konuştuğunu hakim tek tek okuyor. Kadın bir anda kocasının gözlerine ağlayarak bakıyor.
Kocasında ise sert ve nefret dolu bir ifade. Kadın; eşimi sevmiyorum, istemiyorum diye
boşanacağını beklerken, bu duydukları karşısında şok oluyor ve her şeyi anlatıyor.
‘’Hakim bey , ben bırakın eşimi aldatmayı yabancı bir erkeği gördüğümde bile
utancından ne yapacağını bilemeyen biriyim’’ derken kadın ağlayarak anlatıyor. ‘’Akşamları
ben eşimi hasretle beklerken o benimle hiç ilgilenmedi. Bana hiç iyi söz sarf etmedi,
bazen bana hakaret etti, bazen bağırdı, ama ben yine de işinde yaşadığı sıkıntılardır diye
söz etmedim. Yıllarca sürdü bu. Ben kendimi yapayalnız hissederken ben her gece eşim
uyuduktan sonra kalkarak abdestimi alır, 2 rekat teheccüd namazı kılar ve elimi açar tüm
sıkıntılarımı, dertlerimi Allah’a sesli sesli arz ederim. Beni dinleyen, anlayan, bana moral
veren, bana huzur veren Allah’a yalvarırım. Bana sabır ver. Ben eşimi çok seviyorum. O
benimle hiç ilgilenmiyor ama olsun, ben bu evde kendimi güvende hissediyorum. Her gece
kalkıp seninle konuşmak, sana derdimi anlatmak için bile güvenli evde olmak bana
yetiyor. Sen bana o kadar huzur veriyorsun ki, sen benim derdimi de anlıyorsun, senle
konuştuğumda duyduğum huzur yetiyor. Şefkatin o kadar güzel ki. İyi ki varsın gibi
dualar ediyorum.’’ Dedikten sonra kocasına başını çeviren kadın, kocasının başını yere
indirdiğini gördü.
Kadın: ‘’Hakim bey keşke ölseydim de, böyle bir olay ile karşılaşmasaydım’’ diyerek
ağlaması daha da arttı.. Hakim bu anlatılanlardan sonra kocasına
dönerek, kocasına sordu ‘’söyleyeceğin bir şey var mı!’’
Kocası tek şey söyledi. ‘’Karım beni affetsin, bundan sonra onu asla üzmeyeceğim, ben
hatamı anladım hakim bey’’ dedi… Hakim erkeğe tek şey söyledi.
Aslında bana kalırsa suçlu olan sizsiniz. İşiniz kadar ailenize önem verseniz hayat ve toplum
daha yaşanılır hale gelirdi. Ailesini ihmal eden biri toplumda kime ne fayda sağlar ki ..!
İnsanlar hatalarını mahkeme salonuna gitmeden anlasalar en azından sevdiği insanın
gözünde bu kadar küçülmezler.. Allah herkese en hayırlısından bir ömür boyu huzurla
yaşayabileceği bir eş nasip etsin.. AMİN