Bölüm 1: Editörya Departmanı

78 8 0
                                    

"Elifciğim servisi hazırlamam için mutfakta bana yardım eder misin?"

Elif, halasının yüzünde gördüğü alaycılığı görmemiş gibi yapmak zorundaydı. Her ay yaptıkları aile toplantılarını bir şekilde atlatabiliyordu ama bu sefer kaçamamıştı. Şimdi mutfakta servis hazırlama bahanesiyle sorguya çekileceğinin de farkındaydı. Boşu boşuna sülalede beceriksizliğiyle tanınmış Elif'i yardım için mutfağa çağırmamıştı ya... Kim bilir Elif'in yapmadığı ama Süheyla'nın harika yaptığı neyden bahsedecekti yine.

"Elif seni ne zamandır görmüyoruz, sahiden çok sevindim gelmene..."

Yapmacık bir sevinç... Ya da yo yo... Sahiden sevinmiş olabilirdi, sonuçta varolmasının biricik kanıtı olan kızının tüm başarısını anlatabileceği daha vasat bir seyirci bulamazdı kendine. Hem bulsa bile kurbanının gözlerindeki kıskançlık belirtisini görmek için tek kişilik gösterimler yapmayı tercih ediyordu. 

"Yaa... Öyle işte, bu sefer evdeydim. Kaçamadım anlayacağın."

Kaçmak derken bilinci yerindeydi. Nasıl olsa tüm aile bunun farkında değil miydi?Toplantıya gelmemek için kendine mutlaka bir şeyler çıkarıyordu. Oysa Elif'in annesi Mehviş, her defasında kızının mazeretine on katarak inandırıyordu herkesi, en azından inanmış görünüyorlardı. Elif verdiği bu ayrıntıyla halasının hazırladığı konuşmaya yersiz bir parantez açtığını fark etti. Sahneyi halasına bırakmak için dönüp "Eee, Süheyla ne yapıyor? Yine nasıl harika bir şeyle uğraşıyor?" dedi.

Halası cümledeki imayı fark etse de hazırda beklettiği cümleleri söylemek için planladığı gibi devam etmek zorundaydı:

"Pilatese başladı şu ara. Gerçi biliyorsun, Turkcell'de proje yöneticisi olduğundan beri pek vakti yok ama yakında Kemal'den evlenme teklifi alınca gelinlik için biraz hazırlanmak istedi. Ay tabii bir ihtiyacı yok ama olsun, biraz popoyu kaldırsa fena olmaz. Paris'te bir moda evinin..."

"Öhhh! Yavaş gelsene be hala!" Yine diyemedi Elif, öyle kafayı sallaya sallaya halasını dinledi. Annesi bahsetmişti bu evlilik işinden ama işiyle ilgili ayrıntıdan haberi yoktu. Halası konuşmaya devam ediyordu. Fransız güpüründen, düğünün Hilton'da yapılacağından ve milyonlarca ayrıntı. Elif elini hiçbir şeye sürmemiş sadece halasının kurduğu sahneyi izliyordu. 

İşte bu yüzden sevmiyordu bu toplantılara katılmayı. Her defasında kendisini yetersiz hissettirecek şeyler anlatılıyordu ona. Birinin evleneceği haberi Elif'in bekarlığıyla ilişkilendirilmeden verilemiyordu mesela. "Ay inşallah senin de karşına hayırlı biri çıkar." Ya da Elif umutsuzluğa düşmesin diye "Bu işler belli olmaz, umudunu kesme..." Elif onları durdurup henüz yirmi üç yaşında olduğunu anlatamıyordu. Evde kalmış kız muamelesi görmesi ve bu konuda acınıyor olması hiç aklında yokken bu konuda yetersizlik hissi oluşturuyordu. 

Neyse ki Elif oradan çıktıktan sonra ikinci el kitap satan Hüsnü Amca'ya uğrayacaktı. Uzun süredir aradığı Damızlık Kızın Öyküsü kitabı dün biri tarafından satılmıştı ve Hüsnü Amca onu hemen Elif için ayırmıştı. Gidip kitabı alacak ve kahve içebileceği bir cafeye geçip kitabıyla baş başa kalacaktı. Hem şimdi neden çıkmıyordu ki? 

Olacakları umursamayarak mutfaktan çıkmak için dayandığı duvardan ayrıldı. Tam bu sırada kon pantolonunun cebine sıkıştırdığı telefonu çalmaya başladı. Arayan numarayı tanımıyordu ve bu yüzden heyecanlanmıştı. 

"Alo?"

"Merhaba, ben Damga Yayınevinden arıyorum. Şirketimize staj başvurusunda bulunmuşsunuz. Eğer öğleden sonra 2'de burada olabilirseniz mülakata bekliyoruz."

Elif saatine baktı. Henüz saat on ikiydi. Uça uça gidecekti tabii ki! 

"Tabii ki, hemen geliyorum. İstiklal Caddesi'ndeydi ofisiniz, değil mi?" 

"Evet, internet sitemizde görünen adresteyiz. Gecikmeniz halinde mülakat için tekrar aranmayacaksınız, bilginiz olsun."

Elif telefonu kapattığında son yarım saattir kendisini darlayan halasına sarıldı. Halası Elif'in neden bu kadar sevindiğine anlam veremedi, put gibi durdu. Elif halasından ayrıldığında karşısında Sultan halasının olmasını ne çok istediğini fark etti. Ama ona her şey sürpriz olacaktı. Tıpkı hayalini kurduğu güne kadar, ona hiçbir şeyden bahsetmeyecekti. 

"Hala ben çıkıyorum. Sen halamlara, anneme söylersin."

"Dur Elif, hayırdır, ne oldu?"

Sevincini Nuray Hala ile paylaşmaya niyeti yoktu fakat son yarım saattir eziliyor olduğu gerçeği Elif'te gereksiz bir üste çıkma isteği doğurmuştu. 

"Uzun süredir kovaladığım bir iş vardı, mülakata çağırıyorlar."

Halasının bunun üzerine bir şey söyleyip keyfini kaçırmasına izin vermeden arkasını döndü. İşin aslı, küçüklüğünden beri hayalini kurduğu, gece yarılarına kadar fener ışığı altında kitaplarını okuyarak büyüdüğü yayınevinin editörya departmanında çalışmak için başvuru yaptığıydı. Şimdi de görüşmeye çağırılmıştı. Hayallerine doğru ilk adımı atacaktı. Ve bir de Sultan Hala'sına yapmak istediği bir sürpriz vardı. 

Son Hikaye BükücüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin