3

16 1 0
                                    

Buse'den

-''Şef ne zaman siparişler biter?'' 

-''Siparişlerin ne zaman biteceğini bilmem ama hadi gözün aydın senin mesai bitti, paydos.'' dedim gülümseyerek.

Çalışanlarımın hepsini çok seviyorum. Çok sıkmayan bir şef olduğum için onlarda beni seviyorlar. Senelerdir aynı ekiple çok iyi işler başarıyoruz.

Mutfakta keyifle çalışırken neşeme neşe katan adamın sesini duydum. Hemen mutfaktan çıkıp kafe bölümüne geçtim. İçeri girecekken kapının önünde beni çağırmaya gelen Eda'yı gördüm.

-''Benim çağırmama gerek kalmadı. Şef, sen zaten duymuşsun enişteyi.'' dedi gülerek.

-''Çaktırma kızım.'' dedim göz kırparak.

Hemen Batu'nun yanına gittim. Beni görünce kocaman açtığı güçlü kollarına atladım. İçim huzur dolmuştu. Onun hep hayatımda olmasını istiyordum. 

Onunla istemeyerek okuduğum üniversitede tanışmıştım. Şimdi, istemeyerekte olsa üniversiteye gittiğim için şükrediyordum. Bana Batu'yu kazandırmıştı.

-''Tatlı yemeye geldim.'' dedi sevinçle.

-''Tamam o zaman'' dedim gülümseyerek. Tatlı getirmek için kalktığımda kolumdan tutup şaşkınlıkla ''Nereye?'' dedi.

-''Salak mısın tatlı getireceğim.'' dedim aynı şaşkınlıkla. Bir anda kolumdan hızlıca çekip ''Sen varsın ya'' dedi. Ne olduğunu anlamadan yanağıma yapıştı. 

Kalbini kırmamaya çalışarak ondan ayrıldım ve kızarak ''Ne yapıyorsun edepli müessesemde?'' dedim.

-''Tamam be. Hadi üstünü değiştirde dışarı çıkalım.'' dedi.

-''Çok sipariş var.''

-''Siparişler benden önemli mi?''

- ''Evet.'' dedim kahkahayla giderken.

Küçük bir odayı kendime ayırmıştım. Geç saatlere kadar sipariş hazırladığımız zamanlarda bir iki saat uyuyordum. 

O odaya gidip üstümü değiştirdim. Vakit kaybetmeden Batu'nun yanına döndüm. Beni görünce ayağa kalktı. Elini uzattı. Elimi tutup beni dışarıya çıkardı. Arabasına binip güzel bir restorana gittik. Yemeğimizi bitirdiğimizde beni evime bıraktı.

Eve gidince kıyafetlerimi çıkarıp, pijamalarımı giyindim. Telefonumu elime alıp yatağa attım kendimi. Telefonumu kurcalarken Aslı'dan mesaj geldi.

''Naber?''

''Yorgun sen?''

''Bende öyle, sinirliyim yine.''

''Noldu yine be sakin günün yok mu?''

''Ya sabah bir kalktım Gözde salağı gelmiş, bir de kahvaltı hazırlamış.''

''Eee ? Ya benim anlamadığım kızla ne alıp veremediğin var?''

''Ya bilmiyor musun Buse kız iyi, sevimli gösteriyor ama bence öyle değil. Ben tanırım insanı.''

''Tanırsın canım, hiç şüphem yok.''

''Abime üzülüyorum.''

''O senin böyle düşünmene ne diyor?''

''Bana bir şey demedi ama Gözde ile konuşurken duydum, 'küçüklükten beri hayatındaki tek erkek benim beni paylaşmak istemiyor olabilir, bu yüzden ön yargılı sana karşı' falan dedi. Tamam iyi bir abim var  seviyorum ama onu sevgilisinden kıskandığını sanmıyorum. Gerçi Gözde abimin 'SEVGİLİSİ' olmaya layık değil ki lan."

''Sen öyle diyorsan öyledir tabi  ama evlenirlerse ne olacak?''

''Abim zaten küçük yaşta hayata atılan biri çok sıkıntı yaşadı ama şuan onunla çok mutlu hissediyor buda beni Gözdeyi ne kadar sevmesemde sevindiriyor. Şimdi onları ayırırsam onun mutluluğunu bozmuş olurum. Bunu istemem.''

''Haklısın. Umarım en güzeli olur her şeyin.''

''Benim de isteğim o. Ee sen bahset biraz. Bugün ne yaptın diycem de kesin pasta yapmışsındır. 

''Yok. Tabi güne pasta yaparak başladım ama sonra Batu geldi. Yemeğe gittik sonra beni eve bıraktı. Bunun dışında bir şey olmadı.''

''Ben sana asıl söyliyeceğimi unuttum. Yarın buluşalım mı?''

''Tamam olur. Ben siparişler bitince sana haber veririm.''

''Hadi yarın görüşürüz o zaman. İyi geceler. Öptüüm.''

''İyi geceler.''

Aslıyla konuşmamı bitirdikten sonra yorgun bedenimi uykunun kolların bıraktım.

......

Sabah erken saatte kalktım. Sabahın bu saatlerini çok seviyorum. Sokaklar hayatın yoğunluğundan, insanların kargaşasından mahrumdu. Kuşların ve rüzgarın sesi beni dinlendiriyor. Bu huzura kendimi kaptırmadan hazırlanıp arabama atladım.

Bugün Aslıyla buluşacağım için erkenden dükkana gelip tek başıma işlere başladım. Bir kaç küçük siparişi bitirdikten sonra çalışanlar geldi. Öğlene kadar siparişleri hazırladık ve Aslıyla buluşmak üzere sözleştiğimiz yere gittim.

Aslı stresi her halinden belli bir şekilde oturuyordu. Beni görünce ayağa kalkıp kocaman sarıldı. Bir sıkıntısı olduğunu anlamıştım. Ben onun her halini bilirim. Yavaşça ayrılıp ellerini tuttum.

-''Neyin var?''

-''Buse...'' çaresizce ismimi seslenişinin ardından hıçkırıklara boğuldu. Bir anne şefkatiyle onu göğsüme yaslayıp sakinleştirmeye çalıştım. 

''Hadi gel.'' dedim sakin bir ses tonu ile. Birlikte arabaya bindik. Evimin önüne geldiğimizde ''neden geldik.'' der gibi bana baktı.

''Evde kimse yok.'' dedim rahatlaması için. Arabadan inip eve girdiğimizde hemen oturup ona ne olduğunu sordum. Hıçkırıklar içinde Oğuz'u başka bir kızla gördüğünü  söyledi.

Şaşkınlığımız etkisiyle ağzım açık kalmıştı.

''Ne? Nasıl yani?'' diye sordum. Hiç bir şey anlamamış bir şekilde.

''İki gün önce bana iş için şehir dışına gideceğini, ertesi gün döneceğini söyledi. Bende bugün  kafesinde unuttuğum hırkamı almaya gitmiştim. Kafeye gittiğimde onu bir kızla sarmaş dolaş eğlenirken gördüm. O gördüğümü bilmiyor, onu gördüğüm zaman ilk fırsatta her şeyin bittiğini söyliyeceğim.

''Sakin ol, onun için değmez ağlamaya.''

''Tamam, çalışırım. Saat geç oldu. Beni eve götürür müsün?''

''Bugün evde kimse yok burada kal istersen?'' diye sordum.

''Abim merak eder.''

''Tamam ararız.''

''Bir sorayım o zaman.''

-Alo, abi neredesin? 

-........

-Tamam, ben Buse'de kalsam olur mu? Tek kalmamış olurum.

-.......

-Abi ne Gözdesi ya saçmalama!

-......

-Tamam.

-.......

-Yok bir şey olmadı merak etme.

-......

-Tamam öptüm iyi geceler.

Telefonu bırakıp yanıma oyurdu.

''Bu gece beni yatağına alır mısın?'' dedi tüm şirinliğiyle. Onun bu çocuksu tavrı beni çok güldürüyor.

''Tabi ki alırım, ama horlama yok!''

''Yaa ben horluyor muyum aşk olsun?''

''Yok canım horlamıyorsun, hadi gel 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 19, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Cesaret İsterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin