❅ YİNE ❅

76 7 1
                                    

-KESİNLİKLE ŞARKIYLA OKUYUN-

Soğuk.Çok soğuk.Yağmur damlaları yeryüzüne hâkim olmak istercesine yoğun yağıyordu. Güneş bugün kendini göstermemiş, kadere olan küskünlüğünü belirtmeye çalışmıştı. Ay dayanamayıp kendini parçalamış, sonra etrafa kırık cam havasıyla savrulmuştu.Yıldızlar küçülmüş, birer birer yeryüzüne düşmeye başlamıştı. Su bir daha saf olmama yeminini verip, kan rengine bürünmüştü. Siyah ve beyaz artık birleşmemiş,gri yok olmuştu. Yanardağ lavlarını aşkın üzerine bırakmış,aşk taş olup okyanusların altına ceset misali gömülmüştü.Kelebekler ufacık ömürleriyle savaşmaya kalkışmış , savaşlarını bitiremeden ölüm kanatlarına pençelerini geçirmişti.Yeni doğan bebek ana karnından gözü yaşlı çıkmıştı.

''Hani bir aslan ceylanı kovalarya,ceylandaki hissi yaşıyorum şu an...Hem korku hem de tükenmişlik ama aramızda bir fark var sadece; o ölmemek bense ölmek için direniyorum..''

Son yıllar olduğu gibi yine buradaydım. Saat 23.57 geçiyordu.'O'nu kaybedişime 4 dakika vardı sadece.'O'nsuz yaşamama 4 dakika..

Bugün her şey ümitsizdi.

Bugün her şey kırgındı.

Bugün her şey yaslıydı.

Bugün her şey kadere kinini göstermeye çalışıyordu.

Bugün gün değildi.

Bugün hiç var olmamalıydı.

Bugün kaderle dünyanın savaş günüydü.

Ve savaşı kader kazanmıştı.

Ölüm,kaderle iş birliği yapmış ve bütün askerlerimizi öldürmüştü.

Kader istediğini almıştı.

Ve biz savaşın sonuna gelmiştik.

Yenilmiştik.

Çöktüğüm toprak zeminden yavaşca kalkıp,ellerimdeki toprakları silkeledim.Gözyaşlarım gözümü buğulandırdığından,parmaklarımla gözyaşlarımı sildim.Saate baktığımda iki dakikanın kaldığı gördüm. Ağacın altından içinde su bulunan şişeyi alıp mezarın üstüne dökmeye başladım el verdiğince.Telefona geri döndüğümde 00.00'dı saat.Mezar taşına çöktüm, bekledim zamanın gelmesini;kalbimden bir kere daha vurulmak için.Ürperdi bedenim. 'O'nsuzlukla donuyordu bedenim.Ne kardı beni üşüten ne de toprak. 'O'nsuzluktu beni buzdan heykele çeviren.Gökyüzüne baktım. Küskündü gökyüzü hayata.Ağlıyordu şu an benim gibi.Barışık değildik biz hayata.Hayat umursamıyordu bizi.Hayat bencildi çünkü.Yıldızlara baktım bu sefer. Parıldamıyorlardı önceki günlere nazaran.Onlarda küskündü hayata. Güçlükle başımı mezara çevirdim. Saniyeler boyunca bakıştım mezarla.Birkaç yıldır yaptığım gibi uzandım yanına.Gülümsedim kendi kendime.Yine uyuyorduk birlikte,bir şeyler eksikti fakat. Kokusu, sıcaklığı, nefesi değil. Kokmasada, soğukta olsa, nefesini vermesede bana,dayanırdım bir nevi onlara.Seviyordum 'O'nu, düşler kurmuştuk 'O'nla. Gerçekten sevmiştik birbirimizi.Bir çok kişi hayretle izliyordu bizi.Erken başlamıştık çünkü aşka,erken tanışmıştık o duyguyla.Ama ayrılık duygusunu da erken tatmıştık biz,hemde çok erken.İnsanlar hâla bana hayretle bakıyorlardı.Aradaki fark sadece:Eskiden aşkımıza,şimdiyse benim dayanıklılığıma bakıyorlardı. Aslında dayanıklı falan değildim. Sadece duygularımı içime atardım. Güçlü görünmek istiyorum çünkü insanlara,'O'nla beraber olduğum günlerdeki gibi. Bütün bu düşüncelerimden kurtulmak için yaşlı toprağın üzerine elimi sürdüm.Islaklığı tenime işlemesine izin verdim.Ve acı dolu bir kelime firar etti dudaklarımdan,

-''Sevgilim....''

Artık dayanamama seviyesine gelmiştim.Çığlık atmak istiyordum.Bütün acılarımı bir haykırışla öldürmek istiyordum.Evet ben acılarımın katiliydim.İlk kaybedişimde öldürmüştüm o günkü acılarımı ve yeniden istiyordum.Elim titreye titreye toprağı okşadım. Hıçkırıklar eşliğinde konuşmaya başladım,

Sen Ve 'O'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin