❅TARAK ❅

54 5 3
                                    

-ŞARKIYLA OKUYUNN-

Susuyorum çünkü konuşmamaya yeminim var.
Kumsalda yürüyorum, dalgalar vuruyor adını taşlara.
Taşlar dayanamayıp parçalanıyor,
Ve önüme düşüp, sana varmamı engelliyor sevgilim.
Kaçıyorsun benden.
Ben sana gelmek için bulutları eziyorum. Güneşi söndürüp, yıldızları birer birer yere indiriyorum.
Ben artık gökyüzüne bakamıyorum yâr.

☂☂☂☂☂☂☂☂☂☂☂☂☂

Sabaha kadar uyuyamamıştım. Yatağın içinde öylece kalıp, gözyaşlarımı yastığa döktüştüm,usulca. Bugün 'O'nsuzdum yine ve asla gelemeyecti yanıma. Kafamdaki acı düşünceleri dağıtmak için yataktan kalkıp lavaboya doğru, yavaş adımlarla ilerlemeye başladım.Saat  7 civarındaydı muhtemelen. Duşakabinin camını hızlıca açıp içine girdim.Soğuk suyla yaklaşık yarım saat cebelleştikten sonra hızlıca çıkıp,saçımı kuruttum.Saçımı taramaya gelince aklıma ani bir fikirle odaya ilerledim.Yatağın altındaki gri-pembe kutunun içinden gümüş rengi olan kutuyu çıkarıp yine gümüş kaplı tarağa ve aynaya baktım.Bunu bana 'O' almıştı ve ondan aldığım ilk hediyeydi bu tarak ve ayna.Aynayı elime alıp,kendime baktığımda çökmüş yüzümü gördüm.Keşke sadece yüzüm çökseydi dedim kendi kendime. Aynanın kulpuna baktığımda siyah kağıdın üstüne beyaz kalemle yazılmış yazılara baktım.Ama sadece baktım,okumadım.Okumak istemiyordum.Kağıtta yazan ''Bu aynaya her zaman mutlu olarak kendine bak.''yazısını görmek istemiyordum.Dinlemiyordum 'O'nu.Bu konuda da asla dinlemeyecektim.Çünkü 'O'suz mutlu olamayacaktım ve bu da aynaya hiç bakamayacağım anlamına geliyordu.O yüzden aldırmadım nota.Aynayı kutunun içine geri koyup sadece tarağı aldım ve yine lavaboya doğru ilerledim.Bunu normalde bir kez kullanmıştım,oda bana bunu ilk verdiği gündü.O gün bana bu hediyeyi verdikten sonra kucağına zıpladım hemen.Normal insanlar 'ne gerek var' gibisinden laflar söylerdi ama benim aklımın ucundan bile geçmedi bu düşünce.Onun kokusunu içime çekerken aniden saçımdan çekip yatağa oturttu beni.Ben ne yapıyor diye bakarken oda arkama geçti.Saçımdaki tokayı hızlıca çekerken ben ne yapacağını anlamıştım.Aynı filmlerdeki gibiydi bu,hayal ettiğiniz ama gerçekleşmesini beklemediğiniz hayaller...Aklıma gelince bu anılar, yüzümdeki gülümseme benim iznim olmadan firar etti.O gün saçımı o taramıştı.İşin komik tarafı bir iki hafta saçımı taramadığımdan,her çekince azar edip yüzüne tokat geçirmemdi. Çocuk yaptı yapacağına pişman olmuştu.Bende şimdi bu tarağı alıp saçımı taramaya başladım.Onun saçımı okşamasına ihtiyacım vardı. Gözyaşlarımla birlikte saçımı tarayınca kopan saçlarımı çöpe atıp,tarağı yerine geri koydum ve ardından kapının önüne çöküp ağlayışlarıma devam ettim.

☂☂☂☂☂☂☂☂☂☂☂☂☂

Okulun açılmasına 8 gün vardı. Lanet olasıca bu okullar neden bu kadar erken açılıyordu? Ufak bir sövmenin ardından hızlıca kıyafetlerimi giyip odadan çıktım.Gözlerim çok acıyordu,kalbim alev alev yanıyordu.'O'olmadığı müddetçe de acı hep alev alev yanıp, tutuşturacaktı beni.Zaten benden bundan korkuyordum.Bir gün dayanamayıp,kendimi aleve verirsem. İslim muhtemelen uyuyordur diye geçirdim içimden.O yüzden çıtımı çıkarmadım. Oda benim gibi yorulmuştu, onunda benim gibi yüreği yanıyordu. Kolidordan ilerlerken son kapıya baktım, 'O'nun odasının kapısıydı.Üzerinde hala yeni gibi duran tabelamsı yazıya bakarken burukça gülümsedim.'Özlem izinsiz, İslim tıklatarak girip;diğerleri siktir olup gitsin.' Aslında çok ihtiyacım vardı o odaya girmeye fakat yüzleşememekten korkuyordum.O odaya girersem nasıl çıkacağımı az çok tahmin edebiliyordum ki tahminimin gerçekleşmesini istemiyordum.O taraftan saparak mutfağa doğru ilerledim.Benim iştahım yoktu fakat İslim aç olabilirdi.Dün çok fena harap olmuştu.Mutfağa girince omlet yapmaya karar verdim, her ne kadar yemeyeceğini bilsem de.Omleti yapıp, tabağa koyacakken kapının önünde sessizce bir gölge belirdi.Arkamı döndüm ki İslim'in bitkin halini gördüm.İslim,

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 30, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sen Ve 'O'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin