2~"Bana bir borcun var"~2

116 2 0
                                    

Yağız dün gece yine eve geceyarısı gelmiş ve gelir-gelmez de uyumuşdu.
Onun için hayat basitti.Zenginsen ve güçlüysen sen kazanırsın.
Daha yeni okumaya başladığı bir kitapda söylendiği gibi"Iyi bir erkek hayata 1-0 önde başlar.Iyi bir iş bulursa 2-0 olur sonra mı nolur? Sonra zengin bir erkek gelir ve seni 3-2 yener".İşte bu kadar basit.
Gözlerini açtığında saat 12-ye geliyordu.Yatakta doğrululp saçlarını karıştırdı.
Yine okul vardı,Yağız mecbur kalmakdan nefret ederdi.Ama artık okul daha eylenceli olucakdı.Belki de Yağız son senesini Ferahla uğraşmakla geçirirdi.
Yatakdan kalkıp önce duşa girdi.En sevdiyi şeydi nane kokan şampuanla yıkanmak.Duşdan sonra odaya geçip giyinmeye başladı.Siyah bir pantolon ve siyah t-shirt giydi.Siyah spor ayakkabılarını da ayağına geçirdikden sonra amcasının hediyesi olan saatini koluna takdı.
Aşağıya indiyinde sofra çoktan hazırdı.Annesi Esra hanım her zamanki nezaket ve inceliğiyle sofrada oturmuşdu.Oğlunu görür-görmez bakışlarını üzerinde sabitleyip konuşmaya başladı.
"Yine amcanla görüşüceksin değilmi?"
"Anne,o benim Amcam.Senin o kocan olucak adam bizi terk edip giderken Amcam bizimleydi.Sor bir neyimizi eksik etti?Neden bu kadar mesafeli davranıyorsun ki ona karşı?Hayır bildiğin bir şey varsa benden gizlemezsin diye düşünüyorum"dedi Yağız sofraya otururken.
Esra hanım hemen kendini toparlamaya çalışarak:
"Yok bir şey oğlum.Sadece karanlık işlere bulaşmanı istemiyorum"
"Anne farkındaysan bulaşmak deyil benimkisi ben çoktan o işlerin içindeyim"
Annesi kafasını olumsuz anlamda salladı.Lanet olası O adam.Eyer hevesine aldanmayıp Yağızın amcasıyla birlikte olmasaydı her şey çok daha farklı ola bilirdi.Kocası bunu öyrendiyinde çekip gitmişdi.Ama oğlunu kayb edemezdi Esra hanım.Bu yüzden de senelerdir susuyordu.
"Neyse anne görüşürüz akşam"dedi Yağız masadan kalkarken.Kapıya doğru yaklaşıp bir kez daha annesine bakdıkdan sonra çıkdı evden.Şöför kapıyı açarken o da arabaya bindi.Bu gün yapıcağı işler için sabırsızlanıyordu.Dünden beri düşündüğü tek bir şey vardı.O da Ferah Yılmazer.Dosyayı eline aldı ve karıştırmaya başladı.Tabi hiç dururmuydu Yağız? Ne de olsa düşmanı çokdu ve o kıza da hiç güvenmiyordu.Çünki bir keresinde aynı şey gelmişdi başına.Bir kıza sonunadek güvenip kapılarını açmışdı.Başına gelenlerden sonra artık çok tedbirliydi.
************
Adal gözlerini açtığında sabah olmuşdu.Ferah Adalın omzunda uyuya kalmış derin bir uykudaydı.Saate bakdı,okul zamanının geldiğini gördüyünde Ferahın koluna yavaşca dokunup konuşmaya başladı.
"Güzelim?Uyan hadi Ferah okula gitmen gerek"
Ferah yerinde huysuzca kıpırdandı gözlerini açıp Adala gülümsedi.Adalsa hala sinirliydi.
"Bakalım seni hala atmamışlarsa okuldan"dedi ayağa kalkarak.Pencereye doğru yaklaşdı.Zann etdiği gibi bir adam pencereye bakıyordu.Hemen geriye çekildi. Daha şimdiden yüzünün görünmesini istemiyordu.
Ferah ayağa kalkarak mutfağa geçdi.Kahveleri yaparken bir yandan da konuşmaya başladı.
"Biliyormusun Adal?"
"Neyi güzelim?"dedi Adal mutfağa girerken.Geçip masaya oturdu.Konuşmasına devam etdi genc kız kahveleri masaya bırakırken.
"Bu gün ne olucak biliyormusun? O Yağız denilen herif benim okulda kalmam için müdürün eline dünyanın parasını sayıcak.Sonra da ona borçlandığım için keyfi ne istersen yaptıracak bana"
Adal bu konuşmadan hiç mi hiç memnun kalmamışdı.Homurdanarak kahvesini içdi,sonra devam etdi.
"Ne yani bu intikam için her şeyini kayb etmeye razımısın sen?"dedi sinirle.
"Sen farkında deyilsin galiba.Ulan ben bunun için deyil bedenimi ruhumu bile satarım o şeytana"dedi bağırarak ve hışımla çıkdı mutfakdan.
Önce banyoya girdi soğuk su ona iyi gelicekdi.Ardından odaya girip giyinmeye başladı.
Mini jean şortunun üzerine pembe yarım bir atlet,siyah converselerini giydi.Saçlarını açık bırakırken gözlerine ince bir eyeliner sürdü.Bu şekilde evden çıkamıycağını bildiği için gri uzun hırkasını üzerine geçirip çantasını ve telefonunu alıp çıkdı odadan.

Bu şekilde evden çıkamıycağını bildiği için gri uzun hırkasını üzerine geçirip çantasını ve telefonunu alıp çıkdı odadan

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.

Çıktığında Adal salonda oturmuş leptopda bir şeylere bakıyordu.
"Sen çıkmıyormusun?"dedi Ferah bir az daha sakin ses tonu ile.
"Hayır meleyim.Çoktan peşine adam takmış anlıycağın buralardayım".
Ferah yaklaşıp Adalın yanağını öpdükden sonra çıkdı.Şanslıydı evet çünki Adal onun yanındaydı.Böyle bir dosta sahip olduğu için mutluydu Ferah.
Durağa vardığında otobüsün gelmesi için bekledi.Artık lüks hayatına veda edicekdi,en azından bir süreleyine.
Tıklım-tıklım dolu otobüse zorluklada olsa bindi.Sıra bu yolculuğun kısa sürede bitmesi için dua etmekdeydi.
Ferah okula girdiyinde tahmin etdiği gibi müdür onu odasında bekliyordu.Kapıyı tıklatıp içeri girdiyinde şaşırsa da belli etmedi.Yağız oturmuş ona bakıyordu.
Müdür ellerini bir-birine kenetleyip konuşmaya başladı.
"Ferah Yılmazer"
"Benim"dedi bir az daha umursamaz davranarak Ferah.
"Bu kadar rahat davrandığına göre bursunun yandığına üzülmüyorsun herhalde?"
"Bilmem üzülmelimiyim?Belki bir yardımsever arkadaş çıkar?"dedi Ferah hala Yağıza bakmayarak.
Sabrının iyice gerildiğini gören Yağız söze girdi.Hayır bir kız neden bu kadar umursamaz ve pişkin ola bilirdi ki?
"Sen çık müdür"dedi Yağız otoriter sesiyle.Zaten bu cümleden anlamalıydı Ferah Yağızın ne kadar söz sahibi ve güçlü olduğunu.
"Evet Ferah"dedi Yağız Ferahı başdan aşağı süzerek.Bakışlarını kızın bacağında sabitledi.Tek derdi Ferahı bir az daha sinir etmekdi.
"Yalnız gözlerim burda"dedi Ferah ellerini Yağızın gözleri önünde sallayarak.
"Ferah biliyormusun akıllı kadınları severim.Ama bunun üzerine bir de güzellik gelince insan kendini tutamıyor"dedi Yağız sırıtarak.
"Burs paramı karşılayan o "yardımsever" sen olmalısın herhalde"dedi Ferah yardımsever kelimesini bastırarak.
"Tam isabet.Yağız Demiralp"dedi Yağız ve ayağa kalkdı.Yavaş-yavaş Ferahın etrafında dönmeye başladı.Ne ara bu kadar yaklaşmıştı ki?
"Biliyormusun?Zenginlerin parfümleri de buram-buram para kokuyor"dedi Ferah Yağızın kokusunu içine çekerken.
Yağız Ferahın tam önünde durup"Yalnış,ben parfüm sıkmam o benim kendi kokum"diye fısıldadı.
Ferah ellerini Yağızın omuzlarına koyup bir az daha yaklaşdı.
"Kokun çok güzel"diye mırıldandı.Lanet olsun ki şu an bunların hepsi istemsizce gelişiyordu.
"Bir tek güzel olan kokum deyil"dedi Yağız sırıtarak.
Ferah gözlerini açtı,mümkünmüş gibi bir az daha yaklaşıp elini Yağızın göüsünden karnına kadar gezdirip"Bunlar da çok güzel"diye fısıldadı.Yağız tam kendini kayb etmiş Ferahın dudaklarına yapışacakken geriye çekildi ve ciddileşti.
"Bana bir borcun olduğunu biliyorsun"
"Biliyorum.Ama borcumu sana nasıl ödiyceğim konusunda hiç bir fikrim yok"dedi Ferah toparlanmaya çalışırken.
"Merak etme acemilerle yatmam"dedi Yağız sırıtarak.
"Bende işinim ehli adamlarla yatmam"dedi Ferah ve kapıya doğru yaklaşdı.
"Akşam saat 11de seni bir araba alıcak.Becere bilirsen borcunu ödersin"
"Emin ol ödiycem"dedi Ferah ve sinirle çıkdı kapıdan.

SADECE İNTİKAMМесто, где живут истории. Откройте их для себя