GİZLİ DEFTER

35 7 6
                                    

1 Ocak
Evet, yeni bir yıla başladık annemle beraber, babamsız. O şuanda başka birisiyle bizimle hiç yapmadığı şeyleri onlarla yapıyor. Eskileri hatırladıkça hala kötü oluyorum. En iyisi bunları düşünmemek.

   Şu anda iki katlı, ahşap tahtalardan yapılmış, boğaza karşı duran evimizde, masmavi sulara dönük penceremin önünde yazıyorum bu satırları. O masmavi suları görünce rahatlıyor insan resmen.

    Cansu'mu özledim. Ankara'da yaptığımız eski şeyleri, beraber takılmalarımızı, onun o takı hastalığını bile özledim. Ne vardı da İstanbul'a taşındık sanki? He tabii doğru annemin işi yüzünden. Ama ne kadar özlesemde hayatımdan memenunum. Lise 2'ye gidiyorum. Ve babaannemler Ankara'da. Sık sık onları ziyarete gidiyoruz annemle. O sırada Cansu'mla, eski arkadaşlarımla, hatta eski okulumu bile görmeye gidiyoruz. Günler çok çabuk geçiyor azizim, yapacak bir şey yok!

     Tam dalmış bu satırları yazarken annem aşağıdan bana bağırıyordu.
'' Serra hadi gel, yemek hazır!''

     Merdivenlerden aşağı inerken, o kadar güzel börek kokusu geliyordu ki anlatamam. O kokuyu anımsayınca ne kadar acıktığımı fark ettim. Mutfağa ulaştığımda annem börekleri tabağa yerleştirmiş, çayları bardağa dolduruyordu. Bana bakarak :
'' Hadi canım oturda soğmasın.''Dedi gülümseyerek. Neden bu kadar mutluydu anlamış değildim ama muhakkak ki bir şey olmuştu. Masaya oturduğumda;
'' Ne oldu?'' diye sormaktan kendimi alamadım.
'' Biz ne kadar süredir Ankara'ya gitmiyoruz?'' dedi.
''4-5 Aydır.'' Dedim.
'' O zaman hazır ol.'' Dedi. Çayından bir yudum almış, bardağını bırakırken. Öyle bir heyecanla bakıyordum ki anneme bakarak, annem anlamış olacak ki direk söze başladı.
'' Biletler hazır. Bu hafta sonu Ankara'ya gidiyoruz.'' Dedi.
O kadar çok sevinmiştim ki anlatamam. Bayadır ne Cansu'yu ne de babaannemi görebiliyordum. Babamı görmek bile istemiyorum zaten!

4 Ocak
     Dün gece Ankara'ya geldik. Babaannem bizi karşılamak için beklemiş. Geldiğimizde gözlerinden uyku akıyordu. Hemen valizleri çarçabuk karıştırıp, pijamalarımızı giydikten sonra yattık. Babaannem bize hiçbir şey bırakmadan hazırlamıştı bile. Yarın valizlerimizi düzenledikten sonra Cansu'yu arayacağım. Üf çok heyecanlıyım..

5 Ocak
    Bugün anneannemin sesiyle uyandım. Saat 07:30'du. Bu saatte neden kalkar anlamam ki? Gözümü açtığımda karşımda babaannem bana kalkmam için bir şeyler söylüyordu. Halbuki yolculuktan mıdır nedir anlamadığım bir yorgunluk vardı üzerimde. Üzerimi değiştirdiğimde anneme bakmak için mutfağa gittim. Annem zorla (uykusuzluktan dolayı) yiyecekleri masaya götürüyordu. Resmen gözlerinden uyku akıyordu. Neyse kahvaltımı yaptıktan sonra bir koşu telefondan Cansu'yu aradım.
'' Alo Cansu. Ben Serra.''
Dedikten sonra sessizlik oldu. Sanırım şok olmuştu. Çünkü ona buraya geleceğimiz hakkında hiçbir bilgi vermememiştim. Bunu anlamasının sebebi babaannemin telefonundan aramam.
''Serra!''
''Cansu, seni çok özledim. Bir an önce buluşalım.'' Dedim.
''Hemen, bende seni çok özledim. Sürekli buluştuğumuz kafede saat 12.00'de buluşalım o zaman.
'' Tamam. Görüşürüz.''
''Görüşürüz.''
Saat 12:00'da kafeye varmıştım. Masalara şöyle bir göz attığımda Cansu gelmiş, beni bekliyordu. Koşarak yanına gittim. Omzuna dokundum. Kafasını çevirdiğinde bir anda ayağa fırladı. Ve öyle bir sarıldık ki anlatamam. Kafedeki herkes bize bakıyordu. Baya bir konuştuk. Saat 03:00 olmuştu. 3 Saattir konuşuyorduk. Sonra otobüse binmeden önce buluşmak üzere vedalaştık. İçimde öyle bir mutluluk vardı ki, ne haber pahasına olursa olsun hiçbir haber mutluluğumu bozamazdı . Taa ki eve girdiğimde babamı karşımda görene denk. Resmen yıkılmıştım.
''Ne oldu neden geldin? '' Dedim.
Annemde yanımıza doğru geliyordu o sırada. Zaten onunda beti benzi attığı her halinden belliydi. Aslında babama bu kadar sinirli olmamın nedeni şu: Annemle babam boşandılar. Tabii ki buna bir lafım yok. Ama asıl olay babamla buluşmaya gittiğimde beni bir kadınla tanıştırmasıydı. Ve de kadının da benden küçük bir kızı vardı. Aralarında bir şey hissettiklerini ve yakında evleneceklerini söyledi. Yani bizimle yapmadığı, gitmediği, anneme yapmadığı davranışları o kadına yapıyordu. Kadın dememin sebebi kadını sevmedim ve ismini bile ağzıma almak bile istemiyorum çünkü. Babam artık o kıza babalık yapacaktı. Tek kızı ben olmayacaktım. Sadece benim elimi tutmayacaktı..
'' Beni özlemedin mi kızım? '' Dedi.
''Hayır, özlemem mi gerekiyordu? Ayrıca bana kızım deme!'' dedim bir anda. Bu lafların yanlış olduğunu biliyorum ama hepsi bir anda çıkmıştı ağzımdan. Gözlerim dolmuştu bir anda. Belli etmemek için doğruca odama koştum. Annem kapıya vurarak
''Serra, lütfen çıkar mısın dışarı?'' dedi. Cevap vermiyordum. Annem babama:
'' Artık gitsen iyi olur. Serra'nın bu halde dışarıya çıkacağını zannetmiyorum.'' Dedi istemeyerek.
'' Peki.'' Dediğini duydum. Ve ardından kapının açılıp kapatıldığını. Ağlayarak yatağımda yattığım için uyumuşum. Annemin kapıya vurma sesleriyle uyandım. Kapıyı yavaşça açtım. Annem bir anda bana sarıldı. Tuvalete attım kendimi. Aynaya baktığımda gözlerim bayağı bir şişmişti . Kendimi toparlamaya çalışarak masaya oturdum. Babaannem halimi anlamış olacak ki bir şey demiyordu. Annem bir anda sofradan kalktı. Sanırım valizleri kapının önüne taşıyordu. Masadan kalkıp anneme doğru ilerleyerek
"Anne Cansu ile anlaşmıştık da vedalaşmak için. Lütfen gidebilir miyim?" Dedim. Annem ilk defa izin verdi. Vazgeçmeden bir an önce evden çıkıp Cansu'lara gittim. Cansu beni görünce hemen evden fırladı. Yavaş yavaş da otogara doğru ilerliyorduk çünkü annem orda buluşacağımızı söylemişti. Bir yandan da duygusala bağlamamak için fazla yolculuktan bahsetmiyorduk.
     Vakit gelmişti. Annemi uzaktan görmüştüm. Hemen anneme  yardıma koştum. Geri döndüğümüzde Cansu'ya öyle bir sarıldım ki anlatamam. Kulağına da " Görüşeceğiz yakında ;)" diyerek göz kırptım. O da arkamdan el sallıyordu. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Ama nafile birazda olsa ağlamıştım.
     Şuanda otobüsteyiz. Annem yanımda uyuyor. Benim de uykum var sanırım bende uyuyacağım.
                                  6 Ocak
     Bu sabah eve geldik. Eşyalarımızı yerleştirdikten sonra evi temizlemeye koyulduk. Ben her zamanki gibi odamdan başladım. İlk önce yatağımı sonra masamın üzerini ve kitaplığımı düzenledim, yerleri silip süpürüp tozunu aldım. En sona kıyafet dolabımı bıraktım. Zaten çoğu eşyam valizdeydi. Yaklaşık 3-4 saatime mal olan bu temizlik sona ermişti.
    Odamdan çıkıp yavaşça merdivenlerden aşağı inerken birden kapı çaldı. Annem mutfaktan çıkmış bana, bende anneme bakıyordum.

GİZLİ DEFTERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin