GİZLİ DEFTER

27 1 1
                                    

                                  30 Aralık
   Evet bayadır yazmadım. Yaklaşık 23-24 gündür. Neyse asıl konuya gelirsek Mihrace ile baya bir kaynaştık. O da benim gibi derslerinde çok iyi ve çoğu şeyimiz aynı. Ve eksik kalan yerlerimizi birbirimizle tamamlayabiliyoruz. Aynı Cansu ile beraber olduğumuz zamanlarda ki gibi. Ve en önemlisi de Cansu yarın bize geliyor!
     Yarın yılbaşı ve tüm aile beraber olacağız. Hatta Mihrace'de bize gelecek. Cansu ile ikisini de tanıştırabileceğim. Asıl onun için çok heyecanlıyım. Yarını iple çekiyorum.
      Annem aşağıdan bana bağırıyordu.
"Serra! Yarına ne yemek yapmalıyız?"
" Bence muhakkak sarma olmalı anne." Dedim.
"Aa çok doğru. Tam üçlü bir yemek getirdin aklıma. Sarma, pilav ve tulumba tatlısı." Dedi bir heyecanla.
"Şimdiden canım çekti." Dedim.
" Sen evde beni bekle. Gerekli malzemeleri çıkart. Bende bir koşu üzüm yaprağı ve tatlı alıp geleyim." dedi. Ben de çok heyecanlıydım. Ama aklıma birden bir şey geldi. Hemen annem çıkmadan arkasından bağırdım.
"Anne! Tatlıları şimdi almana gerek yok. Yarın taze taze taze alırız." Dedim. Kafasını içeri doğru uzatıp bana bakarak
"Haklısın." Dedi. Saat yavaş yavaş akşam oluyordu. Saat 18:00'dı ama görsen 10 falan zannedersin.
    Bir yandan eşyaları hazırlarken bir yandan da kiraz ağacımıza bakıyordum.   Bir anda elektrikler kesildi. Yüreğim ağzıma geldi resmen. Çok korkmuştum. Zaten karanlıktanda acayip korkarım. Tam korkumu dindirmeye çalışırken kapı çaldı. Dürbünden baktığımda annem gelmişti.
"Noldu, neden ışıkları kapattın? Elektrikler mi gitti yoksa?" Dedi soruları ard arda sıralarken.
"Evet şimdi kesildi." Dedim.
"Ee ne yapacağız şimdi?"dedi annem.
"Anne, evde mum filan varsa masaya koyalım ve sarmalarımızı yapabiliriz. Sonuçta pişirme faslımızı yarın yapacağız." Dedim.
" Olmaz öyle şey bence "dedi.
Annelerin inadı..
    Bir süre oturma odasında mum ışığında oturduk. Fırtına başlamıştı. Rüzgar öyle bir esiyordu ki kiraz ağacı bir o yana bir bu yana sallanıyordu. Birde su ile karışık kar yağıyordu. Hiç elektrikler gelmeyecek diye düşündüm. Koltuğa kıvrılmıştım. Annemde yan tarafımdaki koltukta oturuyordu. Uyumuşum. Gözlerimi açtığımda elektrikler gelmişti. Annem üzerime battaniye örtmüştü. Yavaşça doğrulup annemin odasına gittim. O da uyumuştu. Dışarıda fırtına dinmişti ve zifiri bir karanlık sarıyordu etrafı. Annemin önceden kiraz ağacımızın altına koydurttuğu spot ışıklar o karanlıkta ve hafif yağan karda kiraz ağacını çok güzel gösteriyordu. Tam dalmışken bir anda etrafıma bakındım. Saat 03:30 du. Ve de dolapta sarmalar o kadar özenilmiş bir biçimde sarılmış ve dizilmişti. Gülümseyerek dolabı kapattım. Hiç uykum yoktu. Ne yapacağımı bilemez kendimi yatağıma bıraktım.
                                    31 Aralık
Bugün çok güzeldi. Hala unutamıyorum. Kalktığımda annem sofrayı hazırlamıştı. Bende üstümü giyinmiş aşağı indiğimde kapı çalmıştı.
"Ben bakarım!" Dedim. Kapıyı açtığımda karşımda Babaannem, büyükbabam, dedem,anneannem, Mihrace, Cansu, teyzem ve kuzenim Sırma vardı. Çok heyecanlanmıştım. Hemen annem gibi yaparak;
-Buyrun buyrun, hoşgeldiniz.
Yavaşça içeriye geçerlerken, onları mutfağa doğru yönlendirdim. Annem yine mağrifetini göstermişti. O peçeteler,örtüler, yemek süslemeleri...
Herkes büyülenmiş gözüküyordu. Annem de
"Hadi hadi oturun"dedi.
     Yemekten sonra  herkese kahvelerini ben hazırladım. Sohbet, muhabbet çok güzeldi. Daha sonra Mihrace ve Cansu'yu da tanıştırmayı da unutmadım tabii ki.

   

GİZLİ DEFTERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin