Esin annesine bin bir türlü yalan söyledikten sonra onu hafta sonu okul gezisi olduğuna ikna edebildi. Diğer kızların işi ona göre daha kolaydı. Keşka onun anneside diğerlerininki gini saf olsaydı. Ama nerdeee... Herkes hazırlıklarını bitirince küçük,şirin ve eski öğrenci evlerinin gıcırdayan tahta kapılarını kilitleyip hep birlikte okula doğru yürümeye başladılar. Okulun önüne geldiklerinde erkekler lüks bir aracın içinde onaları bekliyorlardı. Kızları fark eden erkeklerden Serkan arabadan inip kızlara çantalarını bagaja koymalarında yardımcı oldu .
Arabanın içi bayağı genişti. Arabayı Bulut kullanıyordu. Yanında da Serkan oturuyordu. Arka tarafda sırasıyla Berke, Duru, Sanem, Esin ve Beren oturuyordu. Yolun yarısına geldiklerinde. Erkekler hala daha sessizliklerini koruyorlardı. En sonunda Sanem dayanamayarak meraklı bir tavırla " Yazlık ev nerede acabaa...!" diyerek ağızını yaya yaya konuştu. Bulut cevap vermeye bile tenezzül etmeden arabayı sürmeye davam etti. Serkan "kilyos da sahile çok yakın bir yerlerde." dedi. Esin bir anda boş bulunup "İyiki bikinimi almışım" dedi. Herkes tip tip Esin'e bakmaya başladı. Beren ardından bir kahlaha patlattı ve herkez kahkahalara boğulup Esin'e gülmaya başladı. Ama serkan gülmeyip bir anda Esin'e dönerek "bikini ne ya bir avuç kumaş parçasıyla denize mi gireceksin" diyiverdi. Bu sözün ardından Berke "Ooooo.... Serkan kıskanmaya da başlamışız" diyerek dalga geçmeyi ihmal etmedi.
Bulut arabayı sahile sıfır bir evin önünde durdurdu. Ev demek ne kadar doğruysa tabi çok sade üç katlı dışı ahşaptan yapılmış gayet göaterişli bir trıblex villaydı. Bulut eve işaret etti ve çantaları bagajdan çıkardı. Nedense sadece Beren'in çantasıyla ilgileniyorudu. Beren ve kendisinin çantasını alarak yürümeye başkadı. Herkez Bulut'un peşinden yürümeye başladı. Villanın içi iyi dekor edilmişti. Bulut " kusura bakmayın bağzı odalar kilitli anahtarlarını alamadım." dedi. Bulut herkes'e odaları gösterdikten sonra odalar belirlendi. Sanem sallana sallana kendi odasına girdi. Tek başına kalan tek kişi o idi. Serkan ve Esin de el ele kendi odalarına gittiler. Bulut kendi odasına girmeden önce " Berke sizin odanız üst katta soldan ikinci kapı kardeşim." diyerek yolu tarif etti. Duru hızlı adımlarla Berke'nin önüne geçti. Odaya girdiklerinde tek kişilik ama geniş bir yatak bir gardrop ve kanepe onu bekliyordu. Berke arkadan geldi ve kapıyı kapattı. "Demek bizim odamız burası." dedi Berke. Duru sesizce "bizim odamız " diye tekrarladı. Duru çantasını aldı ve giyinmek üzere banyoya girdi. Berke çantasından şortunu çıkattı ve giydi. Iki-üç dakika sonra duru mayosunun üzerine tül bir elbise giymiş ve ayağına terliklerini geçirmiş elindede güneş gözlüğünü tutarak Berke'nin karşısına geçti. Berke "hazırsan aşağı inelim" dedi. Duru "ben bir Berenlere bakayım sonra senin yanına gelirim beni aşağıda bekle." dedi. Berke "tamam" dedi.
Bulut odalarına girer girmez kapıyı kapatmıştı. Bulut Beren'e doğru usulca yürümeye başladı. Ve önünde durdu. Yavaşça saçlarıyla oynamaya başladı ve ardından sessizce fısıldadı." Bu kadar güzel olmayı nasıl başarıyorsun." dedi. Beren her zamanki gibi utanarak kafasını eydi , elindeki yüzük ile oynamaya başladı ve yanlışlıkla yüzüğü yere düşürdü. İkiside aynı anda yüzüğü almak için yere egilince çarpıştılar ve dudakları birleşti. Tam o sırada Duru kapıyı ardına kadar açtı ve dudakları o şeklini aldı. Duru hızlı bir şekilde odanın kapısını kapattı ve Berkenin yanına doğru yol aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bi'Umut
Non-FictionKardeş gibi olan dört kız ve üç aptal oğlan tüm zorluklara rağmen birlikte olabilecekler mi ? Yoksa karanlıkta boğulup yok mu olacaklar ?