☕️CAFE☕️
Beni arayan kişi Eren'di. Eren' in kim olduğunu merak edeceksiniz eminim. O benim sınıf arkadaşımdı. Benim en yakın arkadaşlarımdan biriydi. Fakat artık ben İstanbul' a okumaya gideceğim için artık hiç konuşamayacaktık. Aslında söylenmesi gereken birşey varki ben Eren'den hoşlanıyordum. Ve o da benden hoşlanıyordu. Biz birbirimize aittik fakat artık İstanbul'a gideceğim için ayda bir defa falan görüşecektik bunun için çok üzülüyordum...Telefonda bana şöyle şeyler söyledi
-"Duygu, bugün nasılsın"
-"i-iyiyim"
-"sana söyleyeceğim birşey var"
-"..."
-"biliyorum yarın İstanbul'a gideceksin fakat seni son bir kez daha görmek istiyorum. Saat 15:30' da aşağıdaki cafe'de buluşup biraz konuşalım istersen" dedi, ve bende kabul ettim.
Saat'e baktığımda saat daha 14:50'idi
Saçlarımı tarayıp, komidinin üzerine bıraktığım pembe kurdeleyi saçıma taktım. Ardından üzerime sarı t-short ümü ve kahverengi ceketimi giyip çıktım. Evden çıktığımda saat daha
15:20' idi. 10 dakika kaldığını fark ettim ve koşar adımlarla cafe'nin yolunu tuttum. Eren çok karizmatik bir çocuktu karamel renginde saçları ve siyah gözleri vardı ve ayrıca çooook yakışıklıydı. Onu ne zaman görsem kalbimin biraz daha hızlı attığını hissediyordum. Eren cafe'nin girişinde bekliyordu. Beni görünce bana seslendi ve onun yanına gittim. Bir masaya oturduk. Kısa bir sohbet ettikden sonra garson geldi ve iki kahve söyledik.
Aradan 2 dakika geçtikten sonra kahvelerimiz geldi. Kahvelerimizi içmeye koyulduk. Bana İstanbul'a gitmemin daha iyi olacağını derslerimi çalışmamı ve hiçbirşeyi kafama takmamamı söyledi. Daha sonra cafe'den ayrıldık ve evlerimize gittik.
Saat daha 17:25'di.🛍ALIŞVERİŞ🛍
Defne, beni aradı ve İstanbul'a gitmeden önce gerekli olan malzemeler için alışveriş yapmamızı önerdi. Ben de kabul ettim.
Defne ile beraber en yakın avm'ye gittik. Defne kırtasiye alışverişinden daha çok kıyafetlere gözünü dikmişti. Defne her zaman çok şık giyinen süslü bir kızdı. Giyimine çok önem verirdi.
Benim de kendimi önemsemediğimde söylenemez tabiki ... Defne vitrindeki pembe topuklu ayakkabıya gözünü dikti. Onu vitrinin önünden çekmeye çalıştım fakat o çoktan ayakkabıya gönlünü kaptırmıştı. Onu zar zor ikna ettim ve kırtasiye alışverişine döndük.Benim renkli kalemleri kullanmayı ne kadar çok sevdiğimi herkes bilirdi. Bu yüzden kendi ruh hâlimin sesini dinledim ve kalemlerin bütün renklerinden birer tane aldım.
Defne ile birde sinemaya girdik. Harika filmler arasından en beğendiğimiz filmi seçtik. Film bir romantik komedi filmiydi. İzlerken aklıma birden Eren geldi. Ara verildiğinde beni annem çağırıyor bahanesi ile Defne'den ayrılarak eve geldim. Üstümdeki ceketi çıkarıp bir kenara fırlattıktan sonra elime telefonu alıp biraz oyalanmaya başladım. Kafamı dağıtacak bir şeylere ihtiyacım vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölürüm Hasretinle
Chick-LitBu benim ilk kitabım umarım beğenirsiniz. Oy vermeyi ve takip etmeyi unutmayın!