Yazım hatalarıyla dolu kaderimin canlandırdığı hayatıma yerli yersiz koyduğum noktalardan sadece biriydi intihar. Korku kabuğunun içerisinde dış dünyadan soyut, sürrealist bi hayal çerçevesine kilitleyerek gelmiştim bu noktaya kadar. Uyumsuz tavırların doktor zırvaları, gereksiz teşhisler ve kendini yerde yuvarlanan bir patates zannetmeni sağlayan antidepresanlarla hiç bi alakası yoktu. Asık suratıyla hayatından memnunmuş gibi yapıp, hergün kendisine ruh hastası sıfatı takmaya çalışan onlarca gerizekâlıyla muhattab olan bir insandı bana derdimi soran. Gülünç bi hareketti. Çocukluğumda yaşadığım bi tramvaydı yada genetik bi geçiş. Kelimelerin yetmediği kadar uzaktaydım. Ruhumu bedenime kelepçeleyen tüm duygulardan intikam zamanıydı. Özgürlüğümü düğümledim urganın kursağına. Tanrıların kalbinde bilenen bident gibiydi nefret. Şelalelerden aşağı süzülen huzurun nefesindeki heybetli bir ölüm kulaklarımda yankılanan
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALAKASIZ
Cerita PendekKırık cam parçalarının üzerindeki kan damlacıklarından inşa ettiğim gençliğim kadar heycan verici. Ters kelepçe vurulmuş zanlılar gibi mahkum kaldığım saniyelerden ibaret. Her sabah küfürlerle uyandırdığım bir sevda. Saplantı!