Episode 14
(Leon)
Sabah erkenden uyanıp kimse görmeden Hilalin odasına gittim, kapıyı önce yavaşça çaldım belki üzerini değştiriyor diye ama hiç bir cevap almadım uyuduğunu anlayıp yavaşca içeri girdim orda uyuyordu uyuyan güzelim "Döndüğümde, senin için müslüman olucam" içimden diyip okşadım o güzel saçlarını nekadar güzel uyuyordu öyle "Birgün acaba böyle sesizce içeri girmem gerekmeden yanında uyanacak mıydım?" diye düşünürken saçlarını okşamaya devam ettim sesizce
(Hilal)
Birinin saçlarımla oynadığını hissedip açtım gözlerimi ve orda duruyordu güzel gülüşlü sevdiğim saçımı okşayıp gözümün içine bakıyordu -Nezaman geldin diye sordum hemen -Daha şimdi girdim içeri diyip gülümsemeye devam etti uzanmak yerine onun gibi yatağın üstünde oturdum eli halen saçlarımın ucunda dolanıyordu öylece bakıyordu bana -Gerçekten evlenicez mi diye sordum hemen -Ne oldu küçük hanım kendimizi beğendiremedik mi dedi elini saçımdan uzaklaştırıp tutum sıkıca -İstiyorum, ama evlenirsek bile bunu kimse bilmicek ve gerçek karı koca gibi olmicaz diyip başımı eğdim diyer kolu yaralı olduğu için fazla hareket etiremiyordu o yüzden elimi bırakıp yüzümü kaldırıp gözlerimin içine tekrardan baktı -Biz biliyoruz yeterli değil mi? diye sordu bana onunda yüzü asılmıştı farkındaydım -Yeter diyip gülümsedim yanına geçip başımı omzuna koydum oda başını başımın ustune koydu ve hiç konuşmadı sadece parmaklarıyla elimin her yerini dokunmak istercesine gezdiriyordu avucumun içinde
Birden -5 Gün filan evde olmicam bilmeni isterim dedi başımı hemen omuzundan kaldırıp yüzüne baktım -Niye? diye sordum bir telaş içinde -Merak etme kötü birşey yok kovuşlara bakma sırası bende okadar 5 günde bir değştiriyorlar ondan korkma diyip sarıldı tekrardan bana ve bana her dokunduğunda kalbim daha hızlı atıyordu...
Bir kaç dk durduk öyle ama sonra benim hastaneye gitmem lazımdı ve ikimizde çıktık odadan kimseye gözükmeden hastaneye gittiğimde askerlerden biri beni yanına çağırdı belki su istiyordur diye yanına gittim boynumdan tutup beni kendisine doğru yaklaştırdı ve yavaşça kulağıma fısıldadı -Hayin, Seni dün o yunan askerine sarılırken gördüm hayin.. diyip bıraktı beni "Hayır görmüş bizi" korkudan ona bir cevap vermeden gittim ordan "Leona söylemem lazım, hayır 5 gün boyunca koğuşlarda olucaktı birşey yapmam lazım yoksa bu asker herkeze söyler!" diye düşünüp daha çok korktum ve Yıldızın yanına gittim -Abla konuşmamız lazım -Tamam ilaç odasına git ben geliyorum bir aceleyle ilaç odasına gidip bekledim onu orda bacaklarımdan parmaklarımın uçuna kadar titriyordum korkudan ve sonunda Yıldız da arkmadan geldi -Ne oldu Hilal? BemBeyaz olmuş yüzün birşey mi oldu? -Abla bir türk askeri görmüş beni Leona sarılırken..
Yıldız bunu duyunca -Nee diye bağırdı -Şşştt biri duyacak sus diyip azını kapatım hemen ve devam ettim -Bana hayin diyor Abla ne yapmalıyım? -Onu öldürmemiz lazım! Yıldızın hayalleri gene havada uçuşuyordu -Saçmalama ne öldürmesi! -Herkezin seni ve Leonu öğrenmesini mi istiyorsun? -Hayır ama bunu yapamam! diyip tam çıkacaktım ki odadan Yıldız kolumdan tutup beni kendisine doğru çevirdi -Aptal, biz hemşireyiz adamın ömrü yetmedi deriz ama onu zehirleriz elimizide kana bulaşmaz dedi ama onu hiç umursamadan gittim ordan "Yıldız haklı mıydı? Öldürmemiz mi lazım?.. Hayır Hilal saçmalama" ve haklıydı artık babamdan bir farkım yokktu artık bende bir hayindim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
#Hileon
General FictionEdit; Bu kitap biteli bir kaç yıll oldu ve herkese sadece bunu demek istiyorum ben kendim bu kitabı artık önermiyorum oda düşünün kendi kitabım ama baya kitabın içinde yazım hataları ve o zamanla ilgili çook hata var o yüzden beğenmeyeceğinizi düşü...