Multimedya Candelaria temsili resim. Üstündeki kıyafeti temsil ediyor. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar. Kocaman öpüldünüz karamellerim xx
'' Ben gidiyorum çocuklar '' diyerek dışarı çıktım. Takip ediliyorum gibi bir izlenim oluştu ve arkama baktım. Bakar bakmaz bir mendile benzeyen birşeyin ağzıma tutulmasıyla bayıldım ...
Uyandığımda lüks bir evin içindeydim. Burası neresi? Benim burada ne işim var? Ben buraya nasıl geldim? Hatırladığım kadarıyla en son ağzıma bir mendil tutulmuştu ve bayılmıştım. Ama neden böyle birşey yapmışlardı? Buradan bir kurtulayım hepsinin hesabını soracağım. Ben kime ne yaptım da beni kaçırdılar?
Hemen yattığım yerden doğruldum ve etrafa göz gezdirdim. Bir pencere gördüğümde keyifle pencereye doğru ilerledim. Tam pencereden çıkmaya hazırlanacaktım ki bir el belimi kavradı ve beni kendisine çekti.
'' Nereye gidiyorsun güzellik? Ben seni benden kaçman için kaçırmadım. Şimdi otur oturduğun yerde. '' Gayet sakin bir tavırla söylemişti ama sanki her an sinirden köpürecekmiş gibi konuşmuştu.
'' Beni neden kaçırdın? Senin amacın ne? Benden ne istiyorsun? Daha doğrusu ben sana ne yaptım da sen bana acı çektiriyorsun? ''
'' Çok konuşuyorsun. O güzel ağzını kapa yoksa ben kapatmasını bilirim. '' dediğinde gözümden istemsizce bir yaş geldiğini farkettim. Ben ne olduğunu farketmeden bana sarıldı ve saçlarımdan öptü.
'' Özür dilerim. '' ben birşey demeden ondan ayrıldım ve yüzümü yıkamak için lavoboya yöneldim. Sonra onun benden bir söz beklediğini farkederek arkamı dönüp ona doğru yürüdüm
'' Önemli değil derdim ama şu an daha adını bile bilmediğim biri beni kaçırıyor ve bu kesinlikle önemli birşey. ''
'' Haklısın ama ben se-- neyse bugün evde mi takılalım yoksa dışarı da mı? '' beni kaçıran birinden böyle bir soru beklemezdim doğrusu. Kim bekler ki?
'' Bilmiyorum. Benimle doğru dürüst tanışmak yerine kendi fikrince kaçıran sensin ve bunu da kendin düşün. ''
'' Tamam. Seni serbest bırakacağım ama bana telefon numaranı, ev adresini ve kendinle ilgili bilgileri söyleyeceksin. ''
'' T-tamam '' dedim ve elime kalem kağıt alıp ona ev adresimi, telefon numaramı yazdım.
'' Adım Candelaria. Candelaria Christan. Ama bana Candy diyebilirsin. ''
'' Benimde adım Luke. Luke Lee. Bana Luke diyebilirsin. '' dediğinde bir kahkaha patlattım
'' Başka ne diyebilirim ki? '' o da bir kahkaha patlattı. Odayı kahkahalarımız kapladı. Luke dudaklarını araladı
'' Gülüşün mükemmel. '' dedi ve bana yaklaşmaya başladı. Ben geriye doğru gittikçe o bana iyice yaklaşıyordu. En sonunda sırtım duvarla buluştu ve içimden lanet olsun diye geçirdim. Tam beni öpecekti ki var gücümle onu iktirdim.
'' Lütfen bana bunu yapma. Ben arkadaş olmak istiyorum. '' dediğimde benden ayrıldı.
'' Seni evine bırakayım '' başımı olumlu anlamda salladım ve lavoboda birkaç ihtiyacımı giderip dışarı çıktığımda beni beklediğini farkettim. Arabaya doğru yürüdüm ve içine oturdum. Hiçbirşey konuşmak istemiyordum o yüzden direk radyoya yöneldim. Selena Gomez Come and Get it çalıyordu ( asdfg :D :D ) bende eşlik etmeye başladım.
You ain't gotta worry it's an open invitation
Meraklanmana gerek yok bu açık bir davet
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUTLU SON (durduruldu.)
Fanfiction'' Unutma, Sell. Hiçbir erkek için, özellikle seni sadece sex objesi gibi görüp yapmacık bir sevgi gösterdikten sonra seni umursamayan bir erkek için ağlamaya değmez. Derinlerde bir yerlerde bir rüyanın etkisi altında kalıp ona aşık olduğunu sanabil...