Zayn de ben de konuşmuyorduk.Ben hala olayın şokunu atlatamamış,neler olduğunu çözmeye çalışıyordum.Zayn boş gözlerle yola bakıyordu.Gözleri hafif dolmuş gibiydi.Allah’ım,onu bu duruma düşürecek ne olmuş olabilirdi ki?
Merhaba sevgili MİRASÇILAR <3 İşte yepyeni bir bölümle daha karşınızdayım! İthaf etmeme gerek yok,bütün vote yapan mirasçı meleklerimle gurur duyuyorum,sayenizde yazıyorum,ancak yorum yapanlar resmen yeni bölüm yazmaya beni itiyorlar,hele de uzun yorum yapanlar! Lafı fazla uzatmadan söyleyeyim,sınırım +17 vote oluyor,ne kadar çabuk sınır geçilirse,o kadar hızlı yeni bölüm gelir.İYİ OKUMALAR!
4.Bölüm
Daha fazla dayanamayıp yumuşak bir sesle konuşmaya başladım.
‘İyi misin?’
Sadece kafasını salladı.Tepkisizdi.Ona doğru iyice döndüm.
‘Ne oldu?’ dedim ve terslememesi için dua ettim.Hiçbir şey demedi.Aldığım bu olumsuz tepkiyle kafamı yere eğdim.
‘Damon piçi babamı öldürmüş’ demesiyle kafamı şaşkınca kaldırıp yüzüne baktım.Gözlerini sıkarak söylemişti bunları.Şaşkınca ağzımı açmıştım,şuan çok kötü bir durumda olmalıydı,anlıyordum.Annem aklıma geldi,ama düşüncelerden sıyrılıp Zayn’e odaklandım.Annem öldüğünde yanımda biri yoktu,ama ben Zayn’i asla yalnız bırakmayacaktım.Hemen sağ elini tuttum.
‘Gerçekten çok üzgünüm Zayn,bu duyguyu ben de tattım,seni çok iyi anlıyorum’ dedim teselli etmek istercesine.Kafasını kaldırıp gözlerime baktı.İçimi bir ürperme kaplamıştı.Yavaşça (istemeyerek) elimi elinden çektim.Zayn iki eliyle kendi yüzünü okşadı ve tekrar arabanın anahtarlarını çevirip arabayı çalıştırdı.Babasının öldüğünü kimin söylediğini çok merak ediyordum ama şuan bunu sormanın zamanı değildi.Orta hızda sürüyordu arabayı.Nereye gittiğimizi bilmiyordum,sormadım da.Kendimi yorgun hissediyordum ve bu yüzden de uykum geliyordu.Yavaşça koltukta geriye doğru yaslandım.
‘Uyumayı aklından bile geçirme’ demesiyle kaşlarımı çattım ve kafamı Zayn’e çevirdim.Boş gözlerle yola bakıyordu.
‘Nedenmiş o?’ dedim açıklama bekleyerek.
‘Babanın seni salyaların akarken görmesini mi istiyorsun?’ dedi çok hafif sırıtarak.Vücudumu ona döndürdüm ve ona gıcık olduğumu belli edercesine taklit etmeye başladım.
‘Babanın seni salyaların akarken görmesini mi istiyorsun? Saçmalama be.’
Bu lafıma sadece gülümsedi.Ardından ciddi tavrımı koruyarak devam ettim.
‘Babam,seni mi aradı?’ dedim.
‘Evet,buluşacağımız yere varmak üzereyiz’ dedi gözlerini yoldan ayırmayarak.Anlaşılan babam yaşıyordu ve Yasir’in öldüğünü de o söyledi.Tatmin olmuş bir şekilde geriye yaslanarak önüme döndüm ve uyumamaya çalıştım.
Biraz sonra araba karanlık bir sokakta durmuştu.Saat ortalama akşam 7-8 gibi olmalıydı.Etrafa bakınırken bir yandan da aşağıya iniyorduk.
‘Nerede?’ dedim Zayn’e doğru bakarken.O da benim gibi etrafı inceliyordu.Cevap vermedi.O sırada çıkmaz sokaktan ‘buradayım’ diye bir ses çıktı.Yavaşça yanımıza geldiğinde bunun babam olduğunu fark ettik.Üzeri onu depodaki bıraktığımız gibi değildi,üzerini değiştirmişti.Üstü başı biraz tozdu ama yinede normal görünüyordu.Ne yapacağımı,daha doğrusu ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.Sarılsa mıydım? Yoksa başka bir şey mi?
‘Seni özledim Jess’ dedi babam beni kendine çekerek sarıldığında.Önce şaşırdım,sonra aynı şekilde ben de sarılmaya başladım.
‘Ben de seni baba’ dedim ve yine kokusunu içime çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Tehlikeli Miras
Fanfiction''Tehlikeli olmak yeri geldiğinde iyidir,yeri geldiğinde kötüdür.Ama kimse tehlikeli olmak istemez.Tehlike benim göbek adım'' Okuduğunuza değecek bir fan kurgusu hikayesidir.İlk bölümü okuduktan sonra kendinizi bu sürükleyici ve macera dolu hikayede...