Aşağıdan gelen korna sesiyle geldiğini anladım. Aynadaki yansımama bakıp son kez elbisemi düzelttim. Onu gördüğümde yüzüme yerleşen gülümseme çoktan oluşmuştu dudaklarımda. Kapıya yöneldim. Elim kapının kulpunda takılı kaldı. Bugün ilk defa korkmadan geçmişdeki korkularımın üzerine gidicektim ve her zaman ki gibi yine o vardı yanımda. Kafamı hafif yukarı kaldırıp Tanrı'ya bir kez daha teşekkür ettim onu bana verdiği için. Cesurca bi adım daha atıp çıktım evden. Görüş acıma herzaman ki yakışıklılığı ile girmişti koca yürekli adamım. Arabaya yaslanmış sert yüzüyle bana bakıyordu. Kalbimin son zamanlarda olduğu deli gibi çarpması ve heycandan vücudumun titremesi ne kadar izin verirse bende o kadar adım atmaya çalıştım. Yanına yaklaştığımda ağzından duymak istediğim gibi "Çok güzel olmuşsun" gibi kelimeler yerine "Elbisenin kalanı nerde? " gibi bi cümle beklemiyodum ama kıskanması da kıkırdamama engel olamamıştı. "Anca bu kadarını ikna edebildim benimle gelmesi için gerisi gelmek istemedi" dedim yüzümde tatlı olduğuma inandığım gülümsemeyle. Kaşları daha da çatılınca bi adım daha atarak aramızda ki mesafeyi kapatıp "Sadece bu seferlik giysem olmaz mı?" dedim. Kafasını olumsuz anlamda sallayınca dudaklarımı büzdüm. "Yapma şunu" diyince içimdeki gülme isteğini bastırdım. Yaklaşık 5 dakika boyunca öylece bekledik yolun ortasında sonunda sıkılmış olmalı ki yaslandığı yerden doğrulup "Sadece bu seferlik" deyip arabaya bindi. Gülümseyip bende arabaya bindim. Kafamı cama yaslayıp geçen sene olanları düşünmemeye çalışarak yolu seyrettim. Yarım saat kadar bi süre sonra araba okulun önünde durdu. Arabadan inip okulun bahçesinde ki kalabalığı izledim. O gün olan olaylar doldurmaya başlamıştı zihnimi. Sanki o gün olanlar birazdan tekrar yaşanacakmış gibi hissetmemle gözlerim dolmaya başlamıştı. Gözlerimi sımsıkı yumup gözyaşlarımın geri gitmesini bekledim. Belime dolanan kollarla gözlerimi yavaşca araladım. Güven veren o yüzü görmemle kafamı göğsüne koyup kollarımı boynuna doladım. Herzaman güvende hissetiğim kollarında rahatlamayı bekledim. Sahi o olmasaydı ne yapardım ben? Kollarımı boynundan çekip buruk bi gülümsemeyle " Girelim mi artık?" dedim. Kafasını sallayıp ellerimi ellerinin arasına alıp güven vermek istercesine sıktı. Yavaş adımlarla okula doğru ilerledik. İçimi hiçbir kelimenin tarif edemeyeceği bir his kapladı. Korku gibi... Ama bu hissin yanında korku basit kalırdı. Bu his her adımımda büyüdü, kocaman bir çığ yarattı içimde. Ama o vardı yanımda, o varken bişey olmazdı bana. Söz vermişti. Kafamı kaldırıp beni o ittikleri kuyudan çıkaran adama baktım. Ona bakmam bile yüzümde kocaman gülümseme oluştururken, içimi kaplayan o hissin eriyip gitmesine sebep olmuştu. Kafamı ondan çevirip nereye gittiğimize baktım. Bizimkilerin olduğu masaya doğru ilerliyorduk. Derin bi nefes alıp daha deminkinin aksine yalandan bi gülücük kondurdum dudaklarıma. Masanın başında durup, her kafadan çıkan 'hoşgeldiniz' gibi seslere yalandan da olsa gülümseyerek baktım. Taki gözlerim bir zamanlar aşık olduğum gözlere takılana kadar...
***
Yayınlanma Tarihi: 01.01.2017 00.01
Yeni yıla bi kitapla başlamak istedim. İnşallah olmuştur. Okuduğunuz için teşekkürler❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Sevilmeyi Öğret
Teen Fiction"Şş.." dedim fısıltıyla. "Hı" dedi uykulu çıkan sesiyle. "Ben seni çok seviyorum be koca yürekli adam." Herzaman ki gibi cevap vermeyeceğini düşünüp kendimi uykunun kollarına bırakacakken bu sefer beni yanıltıp cevap verdi. "Ah be kadın benim sana o...