Keyifli okumalar
****
Bir yıl önce...
"Senin gibi birini sevebileceğimi mi sandın? Şu tipine bir bak. Kendini benim yanıma yakıştırdın mı cidden? Duydunuz mu millet şu tipiyle kendini benim yanıma yakıştırmış zavallı. Sen ve ben..." deyip her duyduğumda kalbimi hızlandıran o kahkaha şimdi bir hançer gibi saplanırken inatla onun için atan yüreğime gözyaşlarım da çoktan terk etmişti yuvalarını. Elimde tuttuğum benimle olduğu bir hafta boyunca çizdiğim resmini mümkünmüş gibi biraz daha sıktım. Gözlerim biran olsun yanında duran kıza takıldı. Dolunay.. Olmak istediğim yerde olan kız.. Kalbi benim için atsın istediğim çocuğun kalbinde olan kız.. Sevdiğim çocuğun sevdiği fakat daha birkaç gün önce o artık yok dediği kız.. Benim aksime güzel olan kız.. Ağzını aralayıp konuşmaya başladı "Zavallı kız nasılda inanmış" dedi ağzını eğerek ve tutmak istediğim elleri hiç tereddüt etmeden tutarak yanıma yaklaştı. Kulağıma eğilerek "Zavallı kız. O aptal beynin nasıl da inanmış şu halinle seni sevebileceğine. Kuzey benim." dedi omuzum çarparak yürümeye devam ettiler. Etrafımdakiler hala gülüşmeye devam ederek Kuzey ve Dolunay gibi onlarda okulun bahçesini terk ettiler. Ayaklarımın bedenimi taşımayacağını hissettiğimde ayaklarımı merdivenlere doğru sürükledim. Merdivenin ilk basamağına attım kendimi. Elimde buruşturduğum resmi açtım kırışmış suratında parmaklarımı gezdirdim "Bu zavallı ne dersen de seni hala çok seviyor."diye fısıldadım. Omzumda bir el hissetmemle kafamı yavaşça kaldırdım. Devrim... Kuzey'in takıldığı grubun ağır başlı, umursamaz çocuğu. Şaşkınlıktan ağzım aralansa da kendimi toparlayıp " Ne işin var senin burada? Ah.. -dedim elimi alnıma hafifçe vurarak- Tabi arkadaşının kaldığı yerden sen devam etmeye geldin. Durma devam et." dedim. Ama o beni umursamadan yanına oturdu ve cebinden çıkarıp sigarasını yaktı
==
Sayamadığım dakikalar boyunca o bilmem kaçıncı sigarasını içerken ben karşımda ki duvara bakarak olanları düşünüyordum. Bir hafta önce bahçede bizimkilerle otururken yanıma gelmiş benimle konuşmak istediğini söylemişti. Kalbim o an çırpınmaya başlamıştı. Hayatımda duyduğum en güzel kelimeleri duymuştum bir hafta boyunca. Duyduğumu sanmışım. Gerçekler az önce duyduğum kelimelermiş. Gözlerine baktığımda kendimi görmüştüm. Gördüğümü sanmışım. Ben bir rüyaya dalmıştım onun kabusum olduğunun yeni farkına vardım. Aklıma gelenlerle ağlamam hızlanırken eğilebildiğimce eğildim. Başkalarının yanında ağlamayı sevmezdim. Çenemi bir el kavradı. Devrim kafamı yüzüne doğru çevirdi. "Ağlamayı kes. Çirkin oluyorsun."dedi. "Ben hep çirkinim." "Aptalsın." "Ben zavallı aptalın tekiyim." dedim. Ben konuştukça çenemde ki eli kasılıyordu. Nedenini anlamasam da şuan düşüneceğim en son şey buydu. "Sen o gerizekalıların ne bok dediğini niye bu kadar umursuyorsun ki-" devam edeceği sırada sözünü kestim. Çenemi elinden kurtarıp dakikalar boyunca gözlerimi kırpmadan izlediğim duvarla tekrardan buluşturdum gözlerimi. "Çünkü haklılar işte. iki benimle ilgilendi, güzel laf etti diye sevdi sandım. Benim kadar o da beni sevdi sandım -hıçkırıklarımın arasında gerçekten uzak bir kahkaha attım.- Kuzey ve ben. bir ona bak bir bana. Aptalım işte aptal" dedim. Konuşacağı sırada Müdür Beyin sesi duyuldu " Ne yapıyorsunuz siz burada hala?" Ne diyeceğimi düşünürken kafamı müdürümüze çevirdim. Devrim'in bakışları da arkasına dönüp müdürü buldu, adamın sert yüzü yumuşarken "Ah Ayza, Devrim siz miydiniz? Okul biteli çok oldu çocuklar işinizi halledip çıkın." dedi gülümseyerek. Devrim'in yüzü değişmezken ben ise gülümsemesine karşılık hafifçe tebessüm ettim. Müdür Bey arabasına doğru ilerlemeye başladı. Devrim'in sesiyle bakışlarımı Müdür Beyden alıp ona çevirdim " Elini yüzünü yıka seni eve bırakayım" dedi kafamı sallayarak onayladım onu. Yavaş hareketlerle yanından kalkıp lavaboya doğru ilerledim.
==
Lavabodan çıkarken aynaya takıldım, kendimi izlemeye başladım. Güzel değildim ama sevimli bir yüzüm vardı. Çok fazla olmasa da toplu bir vücudum vardı. Bu yüzden her istediğimi giyemezdim mesela ya da çekinirdim konuşmaktan. Tanıdığım insanların yanında susmazken, yeni tanıştığım insanların yanında hep bir adım geride kalır, susardım, çekinirdim. Kendimi bildim bileli bu huyum vardı ve kalbimde ona olan sevgim. Hep bir umudum vardı seveceğine dair ama hiç tahmin etmemiştim öğrendiği zaman bunları yapacağını. Gözlerimin yanmaya başladığında çıktım lavabodan. Devrim'in yanına gittiğimde yine sigara içiyordu. Ne çok sigara içiyordu o öyle? Beni fark ettiğinde yerinden kalktı arabasına doğru ilerlemeye başladı. Bende peşinden ilerlemeye başladım. Arabasının yanına geldiğimizde duraksadım. Bakışlarını bana çevirdi. "Şey sana zahmet ol-" "Bin!" diye sözümü kesince mahcupça başımı salladım. Tarifim sonucu yaklaşık yarım saat sonra evin yakınındaki sokakta durmasını istedim. "Teşekkür ederim" deyip arabadan inecekken kolumdan tutup kendine çevirdi. "Sen zavallı falan değilsin. Birini sevmek zavallılık değil. Şimdi git evine ağla zırla ama okula bu kız olarak gelme. Kendini o iki aptala ezdirme. Asıl o Kuzey aptalın teki senin gibi kimse sevmez o gerizekalı herifi."akan gözyaşlarımın arasında hafifçe gülümsedim. Kafamla onaylayıp arabadan indim. Ezdirmeyecektim kendimi, içim paramparça olsa da dik durup ezdirmeyecektim..
****
Okuduğunuz için teşekkür ederim <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Sevilmeyi Öğret
Roman pour Adolescents"Şş.." dedim fısıltıyla. "Hı" dedi uykulu çıkan sesiyle. "Ben seni çok seviyorum be koca yürekli adam." Herzaman ki gibi cevap vermeyeceğini düşünüp kendimi uykunun kollarına bırakacakken bu sefer beni yanıltıp cevap verdi. "Ah be kadın benim sana o...