Bir elimde çayım diğer elimde senin fotoğrafın vardı bir sana bakıyordum bir yandansa çayımı yudumluyordum, bir kaç odundan yapılmış derme çatma evdeki yüreğimin ateşiyle ısınan sobanın karşısında..
Uzun zamandan beri hep hasret hep özlem duyar olmuştum. Diyordumki bu bitti uzatmaları oynuyorsun son bir şansın var oda tutarsa mutlu olacaksın. Herkesin dilinde bir sevda sözüdür dönüp duruyor, herkes ölüp bitiyor uğrunda kahroluyor, arkasından sadece bakarken iki kelam dökülüyor dilinden;
"Zaten sevmiyordum, bir eğlenceydi benimkisi" kendisini böyle tatmin ediyordu, içini rahatlatıyordu ama bilmiyordu ki o bunları konuştukça o kız hakkında düşünceler değişiyordu sözler farklılaşıyordu. Kaşarmış zaten diyorlar, onunla yatıp bununla kalktı diyorlar, gidip yüzsüz bir şekilde cinsellik teklif ediyorlardı yüreği saf ve temiz kıza.. şerefsizlik, haysiyetsizlik, karaktersizlik, biraz ağır olucak ama orosbu çocukluğu o masum kızın arkasından bu iki kelamı söyleyen kahbeden çıkıyordu, kendi yüzü gülüyordu ama bilmiyorduki o gülerken başkalarını ağlatıyordu..
Oysaki biz büyüklerimizden şunu öğrenmiştik düşmanda olsan kahbe olmuycaksın mert olucaksın düşmanını gerekirse savunacaksın ama arkasından öyle atıp tutmayacaksın!
Bizim sevdamız öyle iki kelamlık olmadı hiç bir zaman , çünkü sevmeyi güzel gözlüden öğrenmiştik o reddetse bile bırakmazdık peşini kapısına geldiğinde açmazsa camına gitmesini bilirdik böyle görüp böyle yetişmiştik, yârin bir sesini duysak sesimiz titrer gözünü görsek gözlerimiz başkasına bakmaz olurdu ihanet etmeyi değil yâr gel demeden sesinin titremesinden kötü olduğunu anlayıp yanında soluğumuzu alırdık, onun nefesinin kesildiği yerde bizim nefesimiz başlardı hedefimiz amacımız gayemiz bu olmuştu. Onsuz iki günümüz geçse üzüntüden kahrolmayı bilirdik, tamam belki yanında değildim elini tutup nefesini hissedemiyordum ama sevdamız öyle güzeldiki o demeden gönlümüze sıkıntı düşer olmuştu. Benim gönlüm onunla beraberdiya bu yeterdi bana varsın onun gönlü benle beraber olmasın varsın hüznümüzü hissetmesin bilmesin, biz onun hüznünü hisseder olmuşken nasıl bizim sevdamız iki kelamlık olsunki ?
Onu öyle bir anlatır olmuşuzki duyanlar sevda bu demeye başlamışlar, efkar masalarında beni söyletir olmuşlardı. Kim bu kız diye sorduklarında tek bir cevabım o benim can parçam siz boşverin der olmuştum adın öncedende bende saklıydı ayrılık düştünde gönlümüze hala ilk günkü gibi özel ve sevda doluydu, öyle boş beleş bir sevda olsaydı bunlar çıkarmıydı ağzımızdan bizim sevdamız iki kelamlık değil, cihanı titretecek cinstendi üç beş karektersizin diline düşecek kadar alçalamazdı, bizim sevdamız iki tokat iki ağır söz iki hakarete satılacak sevda değildi, dilimizden hafif küçük sözler çıkmıyordu sevdaya dair, akıla kazınan yürekleri burkacak cinstendi çünkü bizim sevdamız iki kelamlık sevda değildi,olamazdı, olmamalıydıda..