-4-

8 2 0
                                    

Davut beyin yanına gittiğimde Melda hanımla sohbet ettiklerini gördüm
"Merhaba"diyerek gülümsedim ikiside aynı sevecenlikle beni selamlarken Melda hanım bana sarıldı
"Davut bey keşke gitmeseydiniz ben size çok alışmıştım ve sizi çok seviyorum"
"Malesef elacım kararım kesin ayrıca bende seni çok seviyorum ve görüşeceğimize eminim  evimin kapıları senin için her daim açık"
"Çok teşşekkür ederim davut bey hakkınızı gerçekten ödeyemem lütfen hakkınızı helal edin"
"Ah ne demek ela. Sende hakkını helal et" bu söylediklerine başımı salladım ve gülümsedim biraz sonra izin isteyerek başka bir masaya geçtim kokteylimi yudumlarken şirketin en dedikoducu kızı Zühal yanıma geldi
"Merhaba bebişim" ıyyy bu ne ya gerçekten tiksindim ağzını yayarak konuşuyor bide boya küpüne düşmüş sanki mübarek
"Merhaba" dedim sahte gülümsememle
"Çook güzel olmuşsun kimin için bu hazırlık?" Gözlerimi devirerek "illa ki biri içinmi hazırlanmam gerek?" Dedim memnuniyetsiz sesimle
"Haklısın canım ama yan masada ki Burhanoğlu holdinginin varisi Tekin bey gözlerini senden ayırmıyor" bu duyduğum gibi gözlerimi yan masaya çevirdim bir adam beni izliyordu ona bakdığımı görünce gülümsedi bende bu zaman adamı süzmekle meşguldüm adamın kahverengi gözleri kahverengi saçları vardı ve sivri çenesiyle çok yakışıklıydı giydiği smokin üzerine tam oturmuştu adeta her kızın nefesini kesecek türdendi ama nedense bana itici geldi başımı önüme çevirdiyimde zühalin sırıtarak beni izlediğini gördüm ona ne var gibisinden başımı salladığımda
"Yakışıklı adam değilmi?"
"Bana ne allah aşkına zühal"
"Bebişim böyle gitse evde kalıcaksın" dedi ve masadan ayrıldı
***
Yaklaşık yarım saat falan sonra Ateş bey salona geldi  ben davut beyin yanında durmuştum gözleriyle salonu tararken tüm kızlar ağızları açık onu izliyordu ben de onu izliyordum ama en azından ağzım kapalıydı sonunda bizim masayı gördüğün de ilk önce melda hanıma  daha sonra davut beye sondaysa bana bakdı bense o bana bakınca gözlerimi etrafda gezdirmeğe başladım masaya doğru gelmeye başladı bazen başıyla insanlara selam veriyordu adam ortalığı yakıyordu  erkeklerde en sevdiğim özellik sivri çene ve çok az sakaldı ve bu ikisi ateş beyde vardı giydiği takımdan bile kasları belli oluyordu sonunda masaya vardığında davut beyle sıkı bir sohbete koyuldu biraz sonra salondan içeri giren babam ve annemi(!) gördüm izin isteyip onlara doğru yürüdüm tabiki kimseye onların kızı olduğumu söylemicekdim sadece onları karşılar gibi yapıb uyarıcaktım
"Hoşgeldiniz Ahmet bey" dedim yanımda görevli olduğu için babamda başını salladı görevliden uzaklaştığımızda
"Keşke şuanda kızım olduğunu her kese söyleye bilseydim"
"Bu mümkün diyil baba" nur hanım bana bakarak
"Çok hoş olmuşsun elacım elbiseni nerden aldın aynısından bende isterim"  bende gülümseyerek  "teşekkürler nur hanım ama malesef elbiseden istanbulda bulamazsınız bir taneydi ve oda bana kısmetmiş" nur cadısı başını salladı beni süzerken yürürken birisin bana çarpmasıyla az daha düşüyordum başımı kaldırdığımda tekin beyin olduğunu gördüm
"Ahh çok aff edersiniz hanımefendi isteyerek olmadı"
"Sorun değil" diyerek yanından geçmeye çalıştığımda kolumu nazikçe tutdu ve kaşlarını kaldırarak "isminiz?" diye sordu sana ne lan demeyi demek isterdim ama diyemedim kaşlarımı çatarak "ela" dedim daha sonra gözlerimle kolumu işaret ederek "izninizle" dedim koluma bakdı ve bir anda elini çekti
"Bir daha özür dilerim" dedi başımı sallayarak yanından ayrıldım ve babamla konuşan davut beyin yanına gittim  işle ilgili konuşuyorlardı daha sonra davut bey uzunmu uzun bir konuşma yaparak çalışanlara eşine kısacası her kese teşşekkür edip şirketi devr etdiyini söyledi insanların bir çoğundan şaşkınlık nidaları çıktı ama ben çok üzülüyordum aslında Ateş beyin beni asistan olarak istememesinden korkuyordum genç patron olarak onun şirketi nasıl yöneticeğini ne gibi kararlar alacağını merak ediyordum Ateş beyde konuşma yaptıkdan sonra her kes kendi haline dönmüştü Bir çok insan dans ediyordu Davut beyde bir masada içkisini yudumluyordu fırsatı değerlendirerek yanına doğru ilerledim onun için hatıra olarak aldığım Rolex markalı kol saatini vericektim bu saatler zenginliyi simgeler Davut bey saatleri çok seviyor saat kolleksiyonunu bana göstermişdi ve bu markanın saati yoktu yanına geldiğimde gülümseyerek "davut bey bir kaç dakikanızı ala bilirmiyim?" Ben bunları söylerken Ateş beyde yanımıza geliyordu
"Davut bey bunu bir çok kez söyledim ama yine söylüyorum benim için yaptıklarınızın hiç bir karşılığı olamaz ve hakkınızı ödeyemem aslında benden hatıra olarak size bir şey vermek istiyorum" diyip küçük çantama zorla yerleştirdiğim kadife kutuyu çıkardım ve davut beye uzattım bu süre zafında Ateş bey dikkatle bizi izliyordu davut bey kutuyu açtığında heyecanla onu izliyordum acaba beyenecekmiydi? Davut beyin ilk önce kaşları kalktı ve daha sonra gözleri parladı bundan şöyle anlıyorum ki beğenmişti
Gülümseyerek bana baktı ve kollarını sarılmam için açdı bende hiç tereddüt etmeden sarıldım ayrıldığımızda
"Elacım teşşekküre gerek yoktu ama bu saati de geriye çevirmek olmaz gerçekten bu saatden türkiyede bulamamışdım ve yurt dışından alıcaktım" beğendiğine gerçekten sevinmişdim Ateş beye baktığımda dudakları o şeklini almışdı ve saate bakıyordu saat gerçekten pahalı saatdi ve ben babamdan para almıştım
"Beğendiğinize çok sevindim"
"Ha şu hakkınızı ödeyemem konusuna gelirsek hakkını aslında ödeye bilirsin" merakla davut beye bakıyordum
"Elacım senden ricam şu büyük sırrını açıklayana kadar Ateşin asistanlığını yap" ateş beye baktığımda babasını dinliyordu ah şiştim be ateş beymiş. bey ne ya? Ateş diye bilirim içimden adam benden 2-3 yaş büyükdü galiba davut beye cevap vermediğimi hatırladığımda
" ateş beyde isterse neden olmasın?" Diyerek ateşe bakdım ateş vay be havalı isim "benim için sorun değil" dedi kısa ve net hemde soğuk sesiyle başımı salladım daha sonra izin isteyip masadan ayrıldım
***
Masad yalnızdım.taki tekin bey gelene kadar. Bu adamda beni iten bir leyin olduğunu daha önce söylemişmiydim?
"Ela hanım benimle dans edermisiniz?"
Ah bende bundan korkuyordum şimdi nasıl redd edicektim ki?
"Teklifiniz için çok teşekkür edrem Tekin bey ama yorgunum ve dans etmek istemiyorum" bozulsada çaktırmamaya çalıştı gülümseyerek
"O zaman sohbet edelim?"sülük gibi yakıştı adam ağzımı açıq cevap vereceğim sırada telefon çaldıı. Beni kurtarana gerçekten borçluyum artık
"İzninizle telefonla konuşmalıyım"
Diyip hemen yanından ayrıldım arayan canım canım ya yine beni kurtardı
"Efendim canım"
"Ela ne zaman biticek şu davet seni orda uzun süre bırakmak istemiyorum" ya ben bu çocuğu canım kadar seviyorum
"Aslında davet bitmek üzere beni almaya gelirmisin?"
"Tabii yarın saate ordayım"
"Tamam "diyip telefonu kapatdım. Gülümseyerek arkama döndüğümde Ateşle burun buruna geldik bu kokuda ne? Tarif edemem ki.. Ama çoook güzel
"Ah ben gerçekten özür dilerim ateş bey arkadan geldiğinizi bilmiyordum"
Dedim dudakalarımı büzerek kısa bir an gözleri dudaklarıma kaysada boğazını temizleyerek
"Sorun değil Ela ama biraz dikkatli ol bu iki oldu" başımı salladım ve çıkışa doğru ilerlemeye başladım. Dışarı çıktığımda soğuk havayla biraz ürpersemde alıştım beş dakika falan sonra karşımda yabancı bir araba durdu pencereyi indirdiğinde acaba kim? Aaa Tekin beymiş şaşırdım mı? Hayır!
***

Selam nasılsınız? Bakın arkadaşalr hikayemi okusanız lütfen yorum yapın sizi cevaplayacağıma söz veriyorum bence gayet uzun bir bölüm oldu gelicek hafta görüşmek üZere!

AnlaşmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin