Lucy ' nin dün bana anlattıklarından sonra neredeyse sabaha kadar uyumadım.Böyle bir şey nasıl olabilirdi? Justin Bıeber nasıl bir katil olabilirdi! Daha bu gerçeğe bile alışamamışken onun bir kan emici olduğunu nasıl kabullenebilirdim.Bu saçmalık! Vampirler sadece karanlık gecelerde anlatılan bir tür efsaneydi.Gerçek olamaz...olmamalı.
Derin bir nefes aldıktan sonra yatağımdan yavaşça kalktım ve lavaboya gidip aynada uykusuz kalmış gözlerime baktım.Gerçekten solgun bir o kadarda yorgun görünüyordum.Hızlıca yüzümü yıkadım ve hafif bir makyaj yaparak odama geri döndüm.Kapıda biraz bekleyerek bitkin adımlarla gar dolabıma gidip giyecek bir şeyler çıkardım.Saat 08:30 ' tu. Üzerimi giyinip aşağıya indim.Üvey babamla annemin kavgasını görmezden gelerek çantamı aldım ve evden çıktım.Biraz yürüdükten sonra taksiye atlayıp okula geldim.Etraf her zamankinden daha sessizdi.Taksiden aceleyle inip karşıda beni bekleyen Lucy ' e doğru yürüdüm.Boynunda daha önceleri hiç takmadığı bir atkısı vardı.Karşısında durup ona dikkatlice baktığımda sanki neye şaşırdığı anlamış gibi cevap verdi.
" Küçük bir değişikliğin iyi geleceğini düşündüm.Yakışmış mı? "
" Evet. "
" N' oldu? "
" Dün söylediklerin...sanırım haklısın Lucy. Ona aptalca kandım ve bana gerçekten aşık olduğunu sandım.Neredeyse bana zarar vermesine göz yumdum. "
" Hadi ama boş ver. Zararın neresinden dönersen iyidir. "
" B-ben onu sevmiştim, Lucy. "
" Sevmek mi? Bana sevmediğini ve daha çıktığınıza bile alışamadığını söylemiştin. Unuttun mu? "
" Haklısın.Ama bilmiyorum!Sanki o gidince yapayalnız kaldım.Sanırım ben ona güvenmiştim.Biliyorum büyük bir aptallık, salaklık ama onun yanındayken kendimi güvenli hissetmiştim, Lucy. "
" Her şey geçecek canım, ben yanındayım bunu unutma olur mu? "
dedi ve ona sarıldım.Çaresizliğim birazda olsa hafiflemişti.Bazen insanın Lucy gibi mükemmel bir arkadaşa sahip olması insanı derin bir bataklıktan bir anda çıkarabiliyor.O hayatım boyunca tanıdığım en harika dost.Şu iki üç yıldır beri bütün yanlışlarımdan o beni çekip çıkardı.Ona minnettarım.
Biraz geri çekildikten sonra beraber okuldan içeri girip sınıfa doğru yürüdük ve bizim sınıfın sürtüklerine aldırmadan her zamanki gibi en arkadaki sıraya oturduk.Ben pencereden dışarıyı izlerken Lucy birden koluyla beni dürttü ve sınıftan içeri giren beş çocuktan esmer, rampa saçlı ve kehribar gözlü olanı işaret etti.Çocuğa dikkatlice bakarken birden sınıfa Mr.Saltzman girdi ve masasına oturup ayaktakilerin yerine geçmesini bekledi.Daha sonra büyük bir rahatlık ve her zamanki sinir bozucu sesiyle konuşmaya başladı.
" Merhaba gençler! Umarım bu gün hepiniz iyisinizdir çünkü ben bomba gibiyim.Yine güzel bir pazartesi sabahı ve tarih dersi.Bunu seviyorum. "
Yerimde sessizce mırıldandım.
" Ne demezsin! "
" Bir şey mi dediniz bayan Down. "
Birden bütün gözler bana doğru çevrildi.Tabi aralarında o kehribar gözlü çocukta vardı.
" Hayır, Bay Saltzman. "
" Güzel. "
dedi ev derin bir nefes alarak konuşmasına devam etti. Bir süre sonra gözlerim, kehribar gözlü esmer çocuğa doğru kaydı ve bana doğru baktığını gördüm.Beni fark ettikten sonra önüne dönüp gülümsedi.
Mr. Saltzman kitaplarımızı açmamızı söyledi ve yeni konu için kısa bir giriş yaptı.
" Eveti gençler...bu günkü konumuz Settle ' ın kuruluş tarihi ve yaşanan önemli olaylar.Bildiğiniz gibi Settle çok ünlü bir kasaba ve kuruluşu çok eskilere dayanıyor.Tarihte efsanelere yer verilmese de Settle ' da önceden yaşamış bir tür varlıkların olduğu söylenir.Her neyse işte bu gün bu efsaneden bize biraz bahsetmesi için gönüllü olan var mı? "
Kimseden çıt çıkmıyordu.
" Bende öyle düşünmüştüm zaten! O zaman birde yeni gelen arkadaşlarımıza öncelik tanıyalım. Zayn Malik...bize biraz bu efsaneden bahseder misin? "
" Tabi, Mr. Saltzman. "
Derin bir nefes aldı ve gözünü Mr.Saltzman ' a sabitleyerek efsaneyi benim bile bilmediğim detaylarıyla anlatmaya başladı.
--------------------------------------------------------BÖLÜM SONU---------------------------------------------------------------