Ulaşamamak

334 19 73
                                    

Kapının iki kez çalınması ile daldığı yerden çıktı. Kibar bir sesle müsait olduğunu bildirdi. Kapıdan içeriye otuzlarının başlarında gösteren, sarışın, beyaz tenli, altın sarısı gözleri olan genç ve yakışıklı bir adam girdi. Üstündeki beyaz üniforması onun doktor olduğunu gösteriyordu.

Etkilendiği saklama gereği duymadan kibarca gülümsedi Hermione.

"Beni iyileştiren doktor siz olmalısınız?"

Carlise hafifçe gülümsedi.

"Doğrusu Miss. Granger siz kendi kendinizi iyileştirdiniz. Büyüleyici bir iyileşme hızınız ve direnciniz var."

Hermione yüzündeki tebessümü silmedi. Oldukça normal bir ses tonuyla konuşmaya devam etti.

"Gittiğim her doktor öyle der. Bu özelliğim, atalarımdan bana kalan mükemmel bir hediye sadece. Daha ne kadar hastanede kalmalıyım, doktor?"

Carlise yatağın başındaki hasta dosyasını -içinde yeni yapılan testlerin sonuçları vardı- ve yeni çekilmiş röntgenleri inceledi.

"Sonuçlarınızda herhangi bir anormallik görünmüyor. Ama en azından iki gece daha kalmanız gerekiyor."

Hermione arkasına iyice yaslandı. Biraz önce bir hemşire çağırmış, ona yatmaktan sıkıldığını söylemiş ve en azından camdan dışarı daha rahat bakabilmek için yatağın arkasını kaldırmasını istemişti.

"Doktor olan sizsiniz. Ne derseniz o olur. Teşekkürler doktor."

***

Bella yavaşça kapıyı çaldı. Gelen sesle içeri girdi. Hermione saatler önce ki gibiydi. Hala yatakta oturuyor ve dışarıya bakıyordu.

Bella kapanan kapıya yaslandı ve kardeş yerine koyduğu kızı incelemeye başladı.

Zayıflamış görünüyordu. Kabarık saçları her zamanın aksine düzgünce omzundan aşağı iniyordu ve uçları karışmıştı. Omzundaki sargı kısa kollu hastane elbisesine görünüyordu. Çarşafı beline kadar çekmiş, ellerini karnın da birleştirmişti.

Hermione hiç bir ses çıkmaması üzerine kafasını kapıya çevirdi ve orada dikilen genç kızı gördü.

"Bell"

Bella'nın gözleri donuk yüzü ifadesidi.

"Hermione."

Hermione'nin kaşları çatıldı. Bella'nın sağ kolunu saklamaya çalışması gözünden kaçmamıştı.

Genç kızın tavrı ve bu kadar hızlı iyileşmesini göz önüne aldığında parçaları birleştirmesi zor olmamıştı.

"Buraya gelir misin Bella?"

İsabella bir robot misali Hermione'nin yanına yaklaştı.

İçinde kopan fırtınadan onu tanımayan birinin haberi olmazdı. Onu tanımayanlar, yaptıklarını anlayamazdı. Hatta tanıyanlar bile anlamamıştı, anlayamayacaktı.

Fakat Hermione bunlara dahil değildi. Hermione onun kurtarıcısıydı. Onu anlayan tek kişiydi.

Hermione, elindeki asayı almak istedeğinde direnmedi. Asanın sert ve pütürü yüzeyini hissetmeyi kestiğinde, içindeki bir şeyler sakladıkları, kapatıldıkları yerden çıktı.

Bir dakika sürmeden İsabella, yatağa oturmuş ve kurtarıcısının omzunda hıçkırarak ağlamaya başlamıştı.

***

"Onlarda tuhaf bir şey var."

Carlise Cullen odasındaki koltuğuna oturmuş, başını ellerinin üstüne koymuş düşünüyordu. Karşısındaki belkide en sevdiği oğlu olan Edward Cullen ise onun konuşmasına ihtiyaç duymadan neler olduğunu, nelerden şüphelendiğini teker teker öğreniyordu.

"Onları takibe almamı istiyorsun."

Carlise başıyla onayladı.

"Kendimizi riske atamayız."

Bayan_Patiayak a verdiğim bir söz için yazılan ufak bir kesittir.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 22, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Forks'un CadısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin