YALAN AŞK

BÖLÜM 4

Bir iç çekip sırtımı dikleştirdim. Yolculuğun ilk günü midemin bulantısı yüzünden tanıştığımızı, sonra da kamara komşumuz olduğu için arkadaşlığımızın ilerlediğini anlattım. Şimdiye kadar hiç konuşmayan memur ilk kez söze karıştı.

-Ahmet Yıldırım adıyla tanıdığınız kişi gerçekte Asan Tahirov adında bir KGB ajanıdır. Kocanız çok önemli bir anlaşmanın hazırlığı içindeydi. Yanınızdaki odaya da belgelere ulaşmak için tuttuğunu düşünüyoruz. Gemide Asan'ı izleyen bir adamımız vardı.

Bunu duyunca kıpkırmızı oldum. O adam ne kadar biliyordu acaba? Memur konuşmaya devam etti.

-Ama ne yazık ki o gün adamımız odasından çıkamamış. Bütün gün uyumuş. Odasındaki içeceklerde ilaç kalıntısı bulundu. O yüzden ne olduğunu tespit edemedik. Yolcuların ifadesiyle bir şeyler çıkarmaya çalıştık.

Birden içim rahatlamıştı.

"Yolculardan bir şey gören var mı?" diye sordum.

Diğer memur cevap verdi. Eşiniz ve Asan güvertede konuşurken görülmüş. Ama nasıl denize düştüler gören yok. Gürültüye bir kamarot çıkmış ve iki kişinin denizde batıp çıktığını görmüş.

Çok tuhaftı doğrusu. "Asan belgelerin peşindeyse neden Ender'le konuşsun ki?" diye düşündüm. Ben uyurken kasadan belgeleri alırdı. Ama belgeler kasada yoksa... Birden bütün hikâye gözümde canlandı. Ahmet, yani Asan kırmızı elbiseyi odama girmek için almıştı. Kutlamak için birer kadeh şarap içmiştik. Sonra dans etmeye başlamıştık. Sonrasını hatırlamıyorum. İçkime ilaç koymuş olmalıydı. Ben uyurken kasaya rahatlıkla bakabilirdi. Kasada aradığını bulamayınca Ender'i yalnız yakalamaya çalışmıştı. Boğuşurken de denize düşmüşlerdi. Ama bir boğuşma olsa kimse duymaz mıydı?

Memurlardan birini dışarı çağırdılar. Bir iki dakika sonra suratı asık bir şekilde geri geldi. Yanıma kadar yaklaşıp elini omuzuma koydu.

-Figen Hanım, başınız sağ olsun! Ender Bey'in cesedi bulunmuş.