BÖLÜM 3

54 9 2
                                    


Sonrasını hatırlamak istemiyordum. Ona karşı koymamıştım. Sevgiyi, arzuyu hissetmeye o kadar çok ihtiyacım vardı ki... Bu durumu gözümde meşrulaştırmaya çalışıyordum. Ahmet ne zaman odadan çıktı neler yaşadık bilmiyordum. Uyumuş kalmışım. Kapının deli gibi çalınmasıyla uyandım.

-Figen Hanım, Figen Hanım kapıyı açın!

Kim, kim çalıyordu kapıyı? Üstüme sabahlığımı alıp fırladım. Kamarotlardan biriydi kapıyı çalan.

-Ne oldu? Ne var?

-Figen Hanım, Ender Bey...

-Ne olmuş Ender Bey'e?

-Ender Bey denize düşmüş. Kaptan sizi bekliyor.

Alelacele üstümü değiştirdim. Ender nasıl düşerdi denize? Ne kadar içerse içsin sarhoş olmazdı. Kaptan köşküne koşarak çıktım.

Kaptan bana üzgün gözlerle baktı.

-Eşiniz yarım saat kadar önce üst güverteden denize düşmüş. Bir kişi daha varmış düşen. Ahmet Yıldırım adında bir müfettiş... Gemiyi durdurduk. Hemen bir filika indirip aramaya başladık.

"Ahmet mi? Ahmet de mi düşmüştü? Ne olmuştu acaba?"

Yüzüm bembeyaz olmuş, kanım çekilmişti. Kaptan bir sandalye çekti, oturdum.

-Ümidinizi kaybetmeyin Figen Hanım! Eşinizi bulacağız.

Bir görevli gelip Kaptan'a bir şeyler söyledi. Kaptan'ın yüzü değişmişti.

-Figen Hanım odanızı mühürlemek zorundayız. Sizi başka bir kamaraya alacağız. Görevliler inceleyeceklermiş.

Bir kamarot eşliğinde odama gittim. Ahmet'in odası da mühürlenmişti. Birkaç giysi alıp yeni odama geçtim. Yatağa uzanıp tavana baktım. Ahşap beyaz kaplamanın arasından ince ışık huzmeleri sızıyordu. Neler olmuştu acaba? Ender her şeyi öğrenmiş miydi? Ahmet ile kavga mı etmişti? Ama öyle olsa bir gören olmaz mıydı?

Kapının çalınmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım. Kıyafetlerle uzanmanın rahatlığı ile kapıyı açtım. Takım elbiseli iki orta yaşlı adam içeri girmek için izin istedi. Biri iç cebinden bir kart çıkarıp uzattı. Milli İstihbarat Daire Başkanlığı yazısını seçebildim.

-Merhaba Figen Hanım, biz milli istihbarat da görevliyiz. Oturabilir miyiz?

Kafamla onayladım.

-İsterseniz siz de oturun. Daha rahat konuşuruz.

Onlar odadaki iki koltuğa otururken ben yatağın ucuna iliştim. Kartını gösteren görevli koltuğu biraz bana yaklaştırdı.

-Ahmet Yıldırım'ı ne kadar tanıyorsunuz?


YALAN AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin